ÖZET

Imtiyaz, adi paya nazaran esas sözlesme ile üstün hak veya haklar saglamak ve payin içerdigi haklar bakimindan paylar arasi esitligi bozarak daha fazla hak veya öncelik tanimak amaci ile 6762 sayili Türk Ticaret Kanunu'nda mevcut olan ve 6102 sayili Türk Ticaret Kanunu'nda da varligini kanun koyucunun korudugu bir kurum olarak karsimiza çikmaktadir. Bu çerçevede imtiyaz, adi paya nazaran üstün hak veya kanunda öngörülmemis yeni bir pay sahipligi hakkidir. Bu çalismamizda, paylar arasi esitligi bozan imtiyaz kurumu, konunun kapsaminin genisligi sebebiyle yalnizca kapali anonim sirketler esas alinarak incelenmeye çalisilacaktir.

Anahtar Kelimeler: Imtiyaz, Imtiyazli Pay, Nispi Esitlik, Üstün Hak, Imtiyazli Pay Sahipleri Özel Kurulu

GIRIS

Imtiyaz müessesesi, uzun yillardir Türk Ticaret Hukukunda mevcudiyeti olan bir kurum olarak 6102 sayili Türk Ticaret Kanunu ("TTK")'nda da kanun koyucu tarafindan korunmus ve kural olarak, pay sahiplerinin pay sahipligi haklarindan sermayeye katilimlari ile orantili olarak yararlanmasini öngören nispi esitlik ve oransallik ilkesine istisna olarak varligini 6102 sayili TTK' da da muhafaza etmistir. Anonim sirketlerde genel kural, payin sagladigi haklardan sirket sermayesine katilim oraninda yararlanilabilmesidir. Bu kural, imtiyazli paylarin mevcudiyeti halinde terk edilmekte ve sermayeye katilim oranlari, imtiyazli paylar karsisinda önemsizleserek imtiyazli pay lehine üstün veya yeni bir takim haklar yaratilmaktadir. Bu çalismamizda, öncelikle, imtiyazin tanimi yapilarak özelliklerine deginilecek, akabinde ilgili mevzuat düzenlemesi çerçevesinde imtiyazin taninma yöntemleri açiklanacak ve son olarak imtiyazli pay sahiplerinin haklarinin ihlâl edilmesinin önüne geçmek amaci ile kanun koyucu tarafindan öngörülen imtiyazli pay sahipleri özel kurulu ve isleyisi incelenecektir.

1. IMTIYAZ

Türk Dil Kurumu ("TDK"), imtiyaz kavramini baskalarina taninmayan özel, kisisel hak veya sart, ayricalik olarak tanimlanmaktadir.1 TTK ise, anonim sirketlerde imtiyaz kavramini paya taninan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemis yeni bir pay sahipligi hakki olarak tanimlamaktadir. Gerçekten de TTK' nin 478. maddesi, "(1) Ilk esas sözlesme ile veya esas sözlesme degistirilerek bazi paylara imtiyaz taninabilir. (2) Imtiyaz; kâr payi, tasfiye payi, rüçhan ve oy haklari gibi haklarda, paya taninan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemis yeni bir pay sahipligi hakkidir. (3) 360'nci madde hükmü saklidir." düzenlemesini içermektedir.

Ilgili madde incelendiginde, imtiyaza iliskin üç temel özellige kanun maddesinin lafzindan ulasilabildigi görülmektedir. Bu çerçevede deginilmesi gereken ilk özellik, imtiyaz ancak esas sözlesme ile öngörülebilir yahut esas sözlesmenin degistirilmesi neticesinde, imtiyazli pay olusturulabilir. Ikinci olarak, imtiyaz ancak paya taninabilir. Kanun maddesi açikça ".... gibi haklarda paya taninan" ibaresi ile imtiyazin pay sahibine/ sahiplerine degil, paya tanindigini vurgulamis bulunmaktadir. Son olarak, yine madde metninden de görülecegi üzere, imtiyaz, paya üstün bir nitelik kazandirmaktadir. Biz de imtiyaza iliskin açiklamalarimizi kanun maddesini esas alarak, bu üç özellik çerçevesinde inceleyip konuya açiklik kazandirmaya çalisacagiz.

1.1. Imtiyaz, Esas Sözlesme ile Öngörülebilir

TTK'nin 478. maddesi ile imtiyazin ilk esas sözlesme ile veya esas sözlesmenin sonradan degistirilmesi ile paya saglanabilecegi açikça öngörülmüstür. Imtiyaz, mutlak surette esas sözlesme ile taninir.2

Imtiyaz, anonim sirket kurma iradesini haiz olan kurucularin üzerinde mutabik kaldigi esas sözlesme ile öngörülebilir. Nitekim, Kanun'da 478. maddede, "ilk esas sözlesme" ibaresi ile sirketin kurulusunda kurucu pay sahiplerinin mutabik kaldigi esas sözlesmede imtiyazli paylarin öngörülebilecegini belirtmis bulunmaktadir. Yine, TTK'nin esas sözlesmede bulunmasi gereken zorunlu unsurlari saydigi 339. maddesinde de eger mevcutsa, imtiyaza iliskin düzenlemelerin de esas sözlesme içerigine dahil edilmesi zorunlulugu belirtilmistir.

Imtiyazli paylar, kurulus asamasinda öngörülebilecegi gibi daha sonrasinda esas sözlesmenin degistirilmesi sureti ile de paya taninabilir. Bu husus, TTK'nin 478. maddesinin "ilk esas sözlesme ile veya esas sözlesme degistirilerek" düzenlemesi ile ifade edilmistir. Ancak madde açikça esas sözlesmenin degistirilmesi sureti ile imtiyazin öngörülebilecegini düzenlediginden, esas sözlesme degisikligi yapilmaksizin yalnizca genel kurul karari ile imtiyazin taninmasi imkân dahilinde degildir.3 Imtiyazin tesis edilmesi için genel kurulun yalniza bu yönde karar almasi bu sebeple yeterli olmayip olagan ya da olaganüstü genel kurul toplantisi ile esas sözlesmenin degistirilmesi ve imtiyazin da bu suretle tesis edilmesi gerekmektedir.

TTK'nin 421. maddesi, esas sözlesme degisikliklerinin kural olarak sirket sermayesinin en az yarisinin temsil edildigi genel kurulda, toplantida mevcut bulunan oylarin çogunlugu ile alinan kararlar neticesinde gerçeklesecegini öngörmekle birlikte, ayni maddenin 3. fikrasi ile imtiyazli pay olusturulmasi için özel nitelikli çogunluk öngörülmüs ve imtiyazli pay olusturulmasi için alinacak esas sözlesme degisikligi kararlari için sermayenin en az yüzde yetmis besini olusturan pay sahiplerinin ya da temsilcilerinin olumlu oyu aranmistir. Su halde, imtiyazli pay taninmasi için yapilacak esas sözlesme degisikliginde sermayenin en az yüzde yetmis besini olusturan pay sahipleri olumlu oy kullanmis olmalidir.

Imtiyazin esas sözlesme içerisinde detaylandirilmasi zorunludur. Bu sebeple, imtiyazlarin tanimlanmasi, içeriginin belirlenmesi ve somutlastirilmasi esas sözlesme ile yapilmalidir. Esas sözlesmede belirli paylarin imtiyazli oldugunun belirtilmesi yeterli olmayip imtiyazin konusunun ve kapsaminin da açikça belirtilmesi gerekliligi mevcuttur.4

1.2. Imtiyaz, Paya Taninabilir.

Kural, imtiyazin paya taninmasidir. Nitekim, TTK' nin 478. maddesi, " Ilk esas sözlesme ile veya esas sözlesme degistirilerek bazi paylara taninabilir." ifadesi ile açikça imtiyazin paya taninabilecegini belirtmis bulunmaktadir. Bu kural geregi; imtiyaz, üstün hak olup kisiye, makama veya belirli bir sifata degil, yalnizca paya baglidir.5

Kural bu olmakla birlikte, 6335 sayili Kanun'un 25. maddesi ile TTK'nin 478. maddesine dördüncü fikra olarak eklenen düzenleme ile, sermayesinin yarisindan fazlasi tek basina veya birlikte Devlet, il özel idaresi, belediye ve diger kamu tüzel kisileri, sendikalar, dernekler, vakiflar, kooperatifler ve bunlarin üst kuruluslarina ait anonim sirketlerde ve bu sirketlerin ayni oranda sermaye payina sahip olduklari istiraklerde, yalnizca bunlarin sahip olduklari paylara imtiyaz taninmasi imkâni getirilmis; diger paylara, belirli bir grup olusturan pay sahiplerine, belirli pay gruplarina ve azliga herhangi bir imtiyaz tesis edilemeyecegi düzenlenmistir. Bu madde çerçevesinde, sermayesinin yarisindan fazlasini tek basina veya birlikte Devlet, il özel idaresi, belediye, diger kamu tüzel kisileri, sendikalar, dernekler, vakiflar ve bunlarin üst kuruluslarina ait anonim sirketlerde ya da ayni oranda sermaye payina sahip olduklari istiraklerde, yalnizca bunlar lehine imtiyaz öngörülebilir. Bu çerçevede; TTK, her ne kadar 478. maddesi ile imtiyazin paya taninmasi imkânini tanimissa da, ayni maddenin son fikrasi ile malikinin maddede sayilan kurum ve kuruluslarin olmadigi paylar lehine imtiyaz tesisini açikça yasaklamis bulunmaktadir.

1.3. Imtiyaz, paya üstün bir nitelik kazandirir.

TTK'nin ilgili madde metninde de belirtildigi üzere imtiyaz, paya taninan üstün bir haktir. Paylarin A, B, C gibi gruplara ayrilmasi yahut paylarin nama ya da hamiline yazili olmasi bu paylar bakimindan imtiyaz yaratildigi anlamina gelmez.6 Zira paylarin gruplara ayrilmasi halinde dahi, her bir pay grubunun birbirine üstünlük sagladigi durumlarin mevcut olmadigi hallerde üstünlükten bahsedilemeyecegi için imtiyazdan da bahsedilemeyecektir. Kanunun bahsettigi üstünlük, hiyerarsik bir üstünlük olmayip imtiyazli payin adi paya nazaran daha fazla pay sahipligi hakkini saglamasi anlamindadir.7 Kural olarak, her pay sahibi sirket sermayesine katilim oraninda degisen haklara sahiptirler ve bu sebeple, payin sagladigi haklardan, sirket sermayesine katilim oranlari da gözetilerek yararlanma hakkina sahiptirler.8 Anonim sirketler hukukunda haklardan yararlanma, açiklandigi üzere bu çerçevede, oransallik ilkesi çerçevesinde vücut bulmasina ragmen, imtiyaz bu oransallik ilkesinin sonucu olan paylar arasi esitlik prensibinin istinasini teskil etmektedir.9 Imtiyazli pay sahibi lehine, anonim sirkete hakim olan bu oransallik ilkesinden sapilmak sureti ile imtiyazli pay lehine daha fazla pay sahipligi hakki dogmaktadir. Bu da imtiyazli payi, adi paya nazaran üstün bir hale getirmekte ve ona üstün bir nitelik kazandirmaktadir.

2. IMTIYAZ TÜRLERI

6012 sayili TTK'nin 478. maddesine göre, imtiyaz; kâr payi, tasfiye payi, rüçhan ve oy hakki gibi haklarda paya taninan bir haktir. Kanun maddesinden de görülecegi üzere, sayim sinirli olmayip, kanunda öngörülmeyen bir pay sahipligi hakki yaratmak sureti ile de imtiyaz yaratilabilir. Ancak hem madde metnini esas alarak hem de uygulamada en çok karsilasilan imtiyaz türlerinin yine maddede belirtilenler oldugunu gözeterek açiklamalarimizi bu dogrultuda yapacagiz.

2.1. Kâr Payinda Imtiyaz

Kâr payi hakki, faaliyet yili sonunda dagitilmaya tahsis edilmis net dönem kârinin, genel kurulun10 kanun ve esas sözlesme hükümlerine göre, kârin dagitilmasi yönünde karar almasina müteakip pay sahiplerinin talep etmesi mümkün olan alacak olarak tanimlanabilir.11

Pay sahiplerinin kâr payi hakkini düzenleyen TTK'nin 507. maddesi incelendiginde, kanun ve esas sözlesme hükümlerine göre hesaplanan net dönem kârina, pay sahiplerinin paylari oraninda katilabilecegi belirtilmis ve genel kuralin, her pay sahibinin kâr payi hakkinin sermaye payi ile orantili olmasi geregi pozitif düzenleme ile TTK'da yerini bulmus bulunmaktadir.

Kural, pay sahibinin kâr payina istirakinin yine payi oraninda olmasidir.12 Ancak yine ayn maddenin 2. fikrasi, esas sözlesmede paylarin bazi türlerine taninan imtiyaz haklariyla özel menfaatlerin sakli oldugunu belirtmektedir. Söz konusu düzenleme, TTK'nin 478. maddesi ile uyum içerisindedir zira TTK'nin 478. maddesi de imtiyazin kâr payi için de tesis edilebilecegini açikça zikretmistir. Ilgili düzenlemeler incelendiginde, her pay sahibinin payi oraninda kâra katilmasi ilkesine istisna getirilebilmesi mümkün kilinmistir. Gerçekten de anonim sirketler tarafindan ihraç edilen imtiyazli paylar, itibari degeri ile esit olan paylarin esit oranda kâr payindan yararlanmasi kuralinin istisnasini teskil eder.13

Kâr payinda imtiyazin nasil tesis edilebilecegine iliskin TTK'da özel bir hüküm bulunmamaktadir. Uygulamada, öncelikle imtiyaz sahibine kâr payi ödenmesi ve eger geriye kâr kalirsa, adi pay sahiplerine kâr ödemesi yapilmasi gibi kârdan öncelikli yararlanma; kârdan daha fazla pay almak sureti ile adi paylara nazaran kârdan daha yüksek oranda pay alabilme; kâr payi dagitimi yapilmadigi yillardaki kâr haklarini da muhafaza ederek kâr payi dagitimi yapildigi zaman dagitim yapilmayan dönemdeki kâr paylarini da alma seklinde kâr payindan kümülatif olarak yararlanma ve kâra tekrar katilabilme yöntemleri ile kâr payinda imtiyaz tesis edilebilir.14 Bu modellerden biri ya da birkaçini içeren düzenlemelerin esas sözlesme ile getirilmesi mümkündür.

2.2. Yönetim Kurulunda Temsil Edilme Hakki

Deginildigi üzere, kural, imtiyazin paya taninmasi olmakla birlikte, TTK'nin 478. maddesinin 3. fikrasi ile 360. maddenin sakli oldugu belirtilmis bulunmaktadir. Gerçekten de TTK'nin 360. maddesi incelendiginde, nitelik ve özellikleri itibariyla belirli bir grup olusturan pay sahiplerine veya azliga yönetim kurulunda temsil edilme hakki taninmak sureti ile imtiyazin paya taninmasi genel kuralindan sapilarak yönetim kurulunda temsil edilme hakkinin pay sahiplerine tanindigi görülmektedir.15

Ilgili maddeye göre, esas sözlesmede öngörülmek sarti ile, belirli pay gruplarina, özellik ve nitelikleri ile belirli bir grup olusturan pay sahiplerine ve azliga yönetim kurulunda temsil edilme hakki taninabilir. Maddenin 2. fikrasi ile bu sekilde taninan temsil edilme hakkinda taninan paylarin imtiyazli sayilacagi belirtilmistir. Bu yönüyle TTK'nin 360. maddesi, TTK'nin imtiyazin paya taninabilecegine iliskin düzenlemesinin istisnasini olusturmaktadir. Zira madde ile özellikleri ve nitelikleri ile bir grup olusturan pay sahiplerine (paylara degil) ve azliga imtiyaz tesis edilmis olmaktadir.16

Yönetim kurulunda temsil edilme hakkinin özellikle aile sirketlerinde yaygin olarak kullanildigi doktrinde belirtilmektedir. Özellikle orta veya büyük çapli olan veya büyümek isteyen aile sirketlerinde, sirketin ihtiyaci olan ek sermayenin bireysel katkilarla saglanamamasi ve sirket hisselerinin halka satilmasi durumunda sirkete büyük oranda nakit girerken, bir yandan da ailenin kontrol gücü ve sirket üzerindeki ekinligi azalmaktadir. Iste bu noktada TTK'nin 360. maddesi ile sermaye artirimi düsünen ancak sirkette etkinligini kaybetme korkusunu yasayan mevcut pay sahipleri, yeni pay sahipleri karsisinda kendilerini koruyabilme ve sirket yönetiminde etkinliklerini devam ettirebilme imkânina kavusabilmektedir.17

Yönetimde temsil edilme hakki ise, yönetim kurulu üyelerinin belirli bir grup olusturan pay sahipleri, nitelik ve özellikleri itibariyla bir grup olusturan pay sahipleri ve azlik arasindan seçilmesi sureti ile tesis edilebilecegi gibi esas sözlesmede yönetim kurulu üyeligi için aday önerme hakki taninmak sureti ile de tesis edilebilir. Ilk ihtimalde, yönetim kurulu üyeleri belirli bir grup olusturan pay sahipleri, nitelik ve özellikleri itibariyla bir grup olusturan pay sahipleri veya azlik arasindan seçilecektir. Yönetim kurulunu seçme hakki, genel kurulun devredilmez hak ve yetkilerinden olmakla birlikte, genel kurul yönetim kurulu seçiminde bu yönetimde temsil edilme imtiyazina haiz olan pay sahipleri arasindan yönetim kurulu seçmekle mükelleftir. Imtiyazin ikinci görünümü ise, yönetim kurulu üyeligi için aday gösterme hakkidir. Bu durumda, genel kurulun seçecegi kisi veya kisiler, imtiyazli pay sahipleri tarafindan belirlenerek genel kurula önerilmektedir.

Esas sözlesme ile imtiyazin tesis edildigi hallerde, esas sözlesmede tercih edilen yönteme göre, hak sahibi kisilerin yönetime katilma haklarini kullanabilmelerini güvence altina almak adina genel kurulun hak sahipleri tarafindan önerilen adayi veya hak sahibi gruba dahil olan adayi, hakli bir neden mevcut olmadikça, seçme zorunlulugu vardir.18

2.3. Oyda Imtiyaz

TTK'nin 434. maddesi ile kural olarak pay sahiplerinin oy haklarini genel kurulda paylarinin itibari degeriyle orantili olarak kullanacaklari öngörülmüstür. Ancak genel kurulun bu istisnasi oyda imtiyaz olup bu imtiyaza iliskin olan ilgili düzenleme TTK'nin 479. maddesinde yer almaktadir.

Ilgili madde ile oyda imtiyazin esit itibari degerdeki paylara farkli sayida oy hakki verilmesi sureti ile taninabilecegi açiklanmistir.19 Su halde, itibari degeri 100 TL olan (A) grubu paylarin 1 oy hakki, yine itibari degeri 100 TL olan (B) grubu paylarin 2 oy hakki mevcutsa, (B) grubu paylar imtiyazli kabul edilecektir.

Ayni maddenin 2. fikrasi ise, oyda imtiyaza iliskin bir sinirlama getirmis bulunmaktadir. Ilgili maddeye göre, bir paya en çok onbes oy hakki taninmasi mümkündür. Su halde, Kanun'un öngördügü üzere, esit itibari degerdeki paylara farkli oy hakki vermek mümkün olmakla birlikte; bir paya, kural olarak, en fazla onbes oy hakki taninabilir.

Genel kural, bir paya en fazla on bes oy hakki taninmasi olmakla birlikte, yine ayni madde bunun da istisnasini öngörerek kurumsallasmanin20 veya hakli bir sebebin21 ispatlandigi durumlarda bir paya on bes oy hakkindan daha fazla oy hakki taninmasina imkân tanimistir. Ancak sinirlamanin asilmasi, sirketin merkezinin bulundugu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin kurumsallasma projesini veya hakli sebebi incelemesi ve buna bagli olarak sinirlamadan istisna edilme karari vermesine baglidir.

TTK' nin 479. maddesinin 3. fikrasi ise, oyda imtiyazin etkisizlestigi durumlari düzenlemistir. Maddenin bu fikrasina göre, oyda imtiyaz, esas sözlesme degisikligi ve ibra ve sorumluluk davasi22 açilmasi durumlarinda kullanilamayacaktir. Bu durumda, imtiyazli paylar da adi paylar gibi yalnizca bir oy hakki vermektedir. Gerekçe incelendiginde, oyda imtiyazin etkisizlestigi durumlarin, önem kriteri yani sira hakimiyet kurulmasi araci olarak kullanilmasina engel olma amacina göre belirlendigi belirtilmektedir.

2.4. Rüçhan Hakkinda Imtiyaz

Rüçhan hakki, sözlük anlami itibariyla öncelik hakki anlamina gelmekte olup anonim ortaklikta esas sermayenin artirilmasi yoluna gidildiginde mevcut pay sahiplerinin, esas sermayedeki paylari ile orantili olarak yeni pay almada öncelik hakkina rüçhan hakki denilmektedir.23 Nitekim, TTK'nin 461. maddesi ile her pay sahibinin yeni çikarilan paylari, mevcut paylarinin sermaye oranina göre alma hakkina haiz oldugu açikça belirtilmistir. Ancak belirtmek gerekir ki rüçhan hakki, dis kaynaklardan yapilan sermaye artirimi neticesinde çikarilacak yeni paylari pay sahiplerinin paylari ile orantili olarak almasini saglar.24 Rüçhan hakki, sermayenin dis kaynaklardan artiriminin yapildigi hallerde söz konusu olup TTK'nin 462. maddesine göre, sermayenin iç kaynaklardan yapildigi hallerde, zaten, mevcut pay sahipleri sermaye oranlarina göre yeni çikarilacak paylari bedelsiz olarak ve kendiliginden iktisap edeceklerdir.

Rüçhan hakki ile pay sahiplerinin sahip oldugu eski durumlarini koruma amaci güdüldügü; örnegin kâr payi, tasfiye payi gibi mali haklarin ya da oy hakki gibi sahsi haklarin sermaye artirimi karsisindaki eski degerini yitirmemesi amaci ile yeni paylarin da öncelikli olarak pay sahibine verilmesi ile pay sahiplerinin pay sahipligi haklarinda hiçbir degisiklik olmayacagi belirtilmektedir.25

Esas sözlesmeye hüküm koymak suretiyle anonim sirketin yapacagi sermaye artirimlari neticesinde çikarilacak yeni paylari alma konusunda bazi paylara adi paylara oranla üstünlük taninabilir. Adi paylara nazaran üstünlük saglayan bu paylara da rüçhan hakkinda imtiyazli paylar denilmektedir.26

Rüçhan hakkinin nasil taninacagi hususunda TTK'da özel bir düzenleme yer almamaktadir. Bu sebeple, ögretide rüçhan hakkinda imtiyazin farkli sekillerde yaratilabilecegi kabul edilmektedir. Bu dogrultuda rüçhan hakkinda imtiyaz, ilk olarak, her pay sahibinin esas sermayedeki paylari oraninda yeni paylari iktisap etme hakkindan sapilmak ve sermayeye katilma oranindan daha fazla oranda yeni pay alma hakki seklinde taninabilir. Örnegin, sermayenin yüzde onunu temsil eden bir paya, yeni çikarilan paylarin yüzde otuzunu öncelikle alma hakki taninmak sureti ile rüçhan hakkinda imtiyaz saglanabilir.27

Imtiyazin saglanmasina iliskin diger bir yöntem ise, bazi paylari yeni çikan paylardan öncelikli olarak yararlandirip, geriye kalan paylardan da sermaye payi oraninda yeni pay alma hakki tanimak suretiyle olabilir. Sermaye orani yüzde on olan ve yüzde bes oraninda rüçhan hakkina haiz olan bir pay sahibi, yüz bin adet pay çikarilmasi durumunda bes bin adedi imtiyazli pay sahibi olmasi sebebi ile iktisap edecek, diger kalan doksan bes bin adet ise, sermaye payi oraninda kendisine dagitilarak normal kosullarda yeni çikan paylardan on bin adet alabilecekken, rüçhan hakkinda imtiyazli olmasi sayesinde on dört bin bes yüz adet yeni pay iktisap edebilecektir.28

2.5. Tasfiye Payinda Imtiyaz

TTK'nin 507. maddesi ile sirketin sona ermesi halinde, her pay sahibinin esas sözlesmede sona eren sirketin mal varliginin kullanilmasina iliskin baska bir hüküm bulunmadigi durumlarda tasfiye sonucunda kalan tutara payi oraninda katilacagini düzenlenmistir. Yine konuya iliskin ayni Kanun'un 543. maddesinde de tasfiye halinde bulunan sirketin borçlari ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varliginin, esas sözlesmede aksi kararlastirilmamissa, pay sahipleri arasinda ödedikleri sermayeler ve imtiyaz haklari oraninda dagitilacagi hükme baglanmistir. Bu açiklamalar isiginda, tasfiye payi alma hakki, anonim sirketin tasfiyeyi gerektirecek bir biçimde sona ermesi üzerine, usulünce yürütülen tasfiye islemleri tamamlandiktan sonra pay sahiplerine getirdikleri sermayenin iadesini müteakiben, varsa bakiye tutar üzerinde, Kanun'da veya esas sözlesmede belirlenen oranlar dahilinde pay sahiplerinin talepte bulunabilme hakki olarak tanimlamak mümkündür.29

Gerek TTK'nin 507 ve 543. maddeleri gerekse TTK'nin 478. maddeleri birlikte degerlendirildiginde, Kanun'un tasfiye payinda da imtiyaz taninmasina imkân tanidigi ve esas sözlesmede yapilacak düzenleme ile pay sahiplerinin sermaye paylari oranindan farkli olarak tasfiye payi alabileceklerinin hüküm altina alindigi görülmektedir.

Ilgili düzenlemeler ile tasfiye payinda imtiyaz mümkün kilinmakla birlikte, imtiyazin saglanma yöntemlerine iliskin TTK'da açik bir düzenleme bulunmamaktadir. Ancak ögretide tasfiye payinda imtiyazin, kanunda öngörülen sinirlar gözetilerek (Türk Borçlar Kanunu'nun 26. ve 27. maddeleri) ve dürüstlük kuralina (Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi) uygun bir biçimde istenilen sekilde düzenlenebilecegi belirtilmektedir.

Kâr payinda imtiyaz metodlarinda oldugu gibi, bazi pay sahiplerinin diger paylara oranla tasfiye bakiyesinden daha fazla oranda yararlanmasi, tasfiye bakiyesinin belirli kisminin ilk önce imtiyazli paylara dagitilip kalan kisminin yine imtiyazli paylar ile adi paylara dagitilmasi yahut imtiyazli paydan öncelikli olarak yararlandirilmasi ve sonrasinda bir varlik kalmissa, kalanin diger paylar arasinda dagitilmasi gibi yöntemlerle tasfiye payinda imtiyaz yaratilabilecegi belirtilmektedir.30

2.6. Kanunda Yer Almayan Imtiyaz Çesitleri

TTK'nin 478. maddesi incelendiginde, imtiyaz, kâr payi, tasfiye payi, rüçhan ve oy hakkinda paya taninan üstün bir haktir. Ancak madde metni incelendiginde, maddede sayilan imtiyaz türlerinin sinirli sayida olmadigi anlasilmaktadir. Gerçekten de Kanun lafzi ile baska imtiyazlarin da yaratabilecegini belirtmistir. Ilk olarak, maddenin lafzinda "imtiyaz kâr payi, tasfiye payi, rüçhan ve oy hakki gibi" ifadesi ile sayimin sinirli olmadigi anlasilmaktadir. Yine ilgili madde "... veya kanunda öngörülmemis yeni bir pay sahipligi hakkidir." ifadesi ile imtiyazin kanunda öngörülmeyen bir hak olarak da tahsis edilebilecegini açiklamis bulunmaktadir.

Su halde, imtiyazin bir paya adi paya nazaran üstün bir hak taninmasi suretiyle yaratilmasi imkân dahilinde oldugu gibi kanunda bulunmayan yeni bir pay sahipligi hakki taninmasi suretiyle yaratilmasi da mümkündür. Örnegin, sirketin aylik mizani veya üç aylik hesaplarini inceleme, tahvil veya intifa senetleri alma, sirket tesislerinden yararlanma hakki esas sözlesmeye konularak TTK madde 478 anlaminda imtiyaz yaratilmis olacaktir.31 Ancak belirtmek gerekir ki genel kurula katilma, öneride bulunma, iptal davasi basta olmak üzere her türlü dava haklarinda, adi paylara taninan inceleme ve bilgi alma ve denetleme haklarinda, bu haklarda imtiyaz yaratilmasi haklarin niteligine uygun düsmedigi ve adi paylara nazaran üstünlük yaratilmasi imkân dahilinde olmadigindan imtiyaz yaratilamaz.32

3. IMTIYAZLI PAYLAR ÖZEL KURULU

TTK' da imtiyazlar, TTK'nin 454. maddesinde düzenlenmis bulunan imtiyazli pay sahipleri özel kurulu tarafindan korunmaktadir.33 Ilgili madde ile; genel kurulun esas sözlesmenin degistirilmesine, yönetim kuruluna sermayenin arttirilmasi konusunda yetki verilmesine dair karariyla yönetim kurulunun sermayenin arttirilmasina iliskin kararinin imtiyazli pay sahiplerinin haklarini ihlâl edecek nitelikle olmasi halinde pay sahiplerinin yapacaklari özel bir toplanti ile söz konusu karari onaylamasi geregi; aksi halde, ilgili kararin uygulanmayacagi belirtilmistir.

Yukarida bahsi geçen madde uyarinca, imtiyazli pay sahiplerinin haklarini ihlâl edecek nitelikteki kararlarin bu paylarin sahiplerince onaylanmasi gerekmekte olup bu pay sahiplerinin kendi aralarinda yapacaklari özel toplantiya "imtiyazli paylar özel kurulu" adi verilmektedir.34

Ilgili Kanun maddesi incelendiginde, imtiyazli paylar özel kurulunu toplantiya çagirma görevi, yönetim kuruluna verilmistir. Yönetim kurulu, bu çagriyi en geç genel kurul kararinin ilan edildigi tarihten itibaren bir ay içerisinde gerçeklestirmelidir. Yönetim kurulunun kendisine yüklenen bu yükümlülügü yerine getirmemesi halinde, imtiyazli pay sahiplerinin haklarinin ihlâl edilmesinin önüne geçmek isteyen kanun koyucu, her imtiyazli pay sahibine de imtiyazli paylar özel kurulunun toplantiya çagrilmasi için asliye ticaret mahkemesinden talepte bulunma hakki tanimistir. Her imtiyazli pay sahibi, bu dogrultuda yönetim kurulunun çagri süresinin son gününden baslamak üzere on bes gün içinde kurulun toplantiya çagrilmasini sirketin merkezinin bulundugu yer asliye ticaret mahkemesinden talep edebilir.

Özel kurul, imtiyazli paylari temsil eden sermayenin yüzde altmisinin çogunlugu ile toplanir ve toplantida temsil edilen paylarin çogunlugu ile karar alir. Ancak genel kurulda, imtiyazli paylarin sahipleri veya temsilcileri, esas sözlesmenin degistirilmesine maddede öngörülen toplanti ve karar nisaplarina uygun olarak olumlu oy vermislerse, toplantinin yapilmasina gerek yoktur.

Çagriya ragmen, süresi içinde özel kurul toplanamazsa, genel kurul karari onaylanmis sayilir. Kanun koyucu, bu madde ile ilk toplantida nisap saglanamamasi sebebi ile ikinci bir toplanti yapilmasina gerek görmemis, aksine, alinan karara geçerlilik atfetmistir.35 Bu hüküm, sirketi koruma amaci gütmekte olup çagriya ragmen toplantinin yapilmamasi, genel kurul kararinin sürüncemede kalmasi sonucunu dogurdugundan ve bu hali ile sirkete zarar verdiginden genel kurul karari kanun koyucu tarafindan geçerli kilinmistir.36

Eger toplanan özel kurul, alinan genel kurul kararinin imtiyazli pay sahiplerinin haklarini ihlâl ettigi kanisinda ise, bunu gerekçeli olarak bir tutanakta belirtir ve tutanagi on gün içinde yönetim kuruluna teslim eder. Tutanakla birlikte, alinan kararin imtiyazli pay sahiplerinin haklarini ihlâl ettigini düsünerek olumsuz oy kullanan pay sahiplerinin de olumsuz oy verenlerin, en az nisabi olusturan sayida imzalarini içeren liste ile yönetim kurulunun açacagi iptal davasi için geçerli olmak üzere ortak bir tebligat adresi de yönetim kuruluna verilir. Kanun, tutanak ile birlikte verilen bilgilerin tescil edilmesi ve Türk Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilmesi zorunlulugunu aramaktadir. Bu maddede belirtilen kosullar yerine getirilmediginde ise, özel kurul karari alinmamis sayilacaktir.37

Alinan kararin onaylanmamasi halinde, yönetim kurulu, özel kurulun onaylamama karari aleyhine iptal davasi açabilir. Açilacak dava ile yönetim kurulu, alinan kararin imtiyazli pay sahiplerinin haklarinin ihlâl edilmedigini ispat etmelidir. Iptal davasi için bir aylik süre öngörülmekle birlikte, Kanun bu sürenin tutanagin yönetim kurulunca alinmasi aninda degil kararin alindigi tarihten itibaren baslamasini öngörmüstür. Bu sebeple dava, özel kurul karar tarihinden itibaren bir ay içerisinde sirket merkezinin bulundugu yer asliye ticaret mahkemesinde açilmalidir.

SONUÇ

Imtiyaz kurumu, anonim sirketlere hâkim olan ve itibari degeri esit olan paylarin birbiri ile esit haklar yaratacagi temel prensibinin istisnasi olan kurumdur. Zira paya imtiyaz taninmasi ile birlikte, ayni itibari degere sahip paylar arasindaki esitlik imtiyazli pay lehine bozulmaktadir. Nispi esitlik ilkesine getirilen bu istisna ile imtiyazli pay üstün veya öncelikli hak veya haklar saglamaktadir.

Kural, imtiyazin paya taninmasidir. Yine ilgili Kanun maddesi, imtiyazin ancak esas sözlesme ile tesis edilebilecegini belirtmis bulunmaktadir. Imtiyaz, kurulus asamasinda kurucularin mutabik kaldigi esas sözlesme ile sirketin kurulusu aninda tesis edilebilecegi gibi esas sözlesmenin sonradan degistirilmesi ile de imtiyaz tesisi mümkündür. Kanun'un Genel Kurul'un toplanti ve karar nisaplarina iliskin ilgili hükmü incelendiginde; imtiyazin tesisi için nitelikli bir toplanti ve karar nisabi arandigi görülmektedir.

Imtiyaz; kâr payi, tasfiye payi, rüçhan hakki, oy hakkindan öngörülebilir. Kanun maddesi, bu haklarda imtiyazin yaratilabilecegini belirtmis olmakla birlikte, bu sayimin sinirli olmadigini vurgulamis ve kanunda öngörülmeyen yeni bir pay sahipligi hakki tesis edilmek suretiyle de imtiyazin saglanabilecegi belirtilmistir.

Genel kurulun esas sözlesmenin degistirilmesine, yönetim kuruluna sermayenin arttirilmasi konusunda yetki verilmesine dair karari ve yönetim kurulunun sermayenin arttirilmasina iliskin kararinin, imtiyazli pay sahiplerinin haklarini ihlâl edebilecegini öngören Kanun, böyle bir ihlâl riskinin önüne geçmek adina ilgili kararlari Imtiyazli Pay Sahipleri Özel Kurulu'nun onayina baglamistir. Kurul, yönetim kurulunun çagrisi üzerine ya da yönetim kurulunun bu görevini yerine getirmemesi halinde imtiyazli pay sahiplerinin sirketin merkezinin bulundugu yer asliye ticaret mahkemesinden çagri yapilmasi yönünde talebi ile yapilan çagri neticesinde toplanir. Toplanti neticesinde, alinan kararin imtiyazli pay sahiplerinin haklarini ihlâl ettigi kanisi olusmasi halinde, olumsuz yönde alinan karara karsi yönetim kurulu iptal davasi açabilir. Bu süre boyunca, imtiyazli pay sahiplerinin haklarini ihlâl ettigi yönünde kanaat belirtilen kararlar askida geçersizdir. Imtiyazli paylari temsil eden sermayenin yüzde altmisinin hazir bulundugu toplantida hazir bulunanlarin çogunlugunun olumlu oylari ile ilgili karar geçerli hale gelir.

Footnotes

1. https://sozluk.gov.tr/ (Çevrimiçi) Erisim Tarihi: 03.03.2022

2. Hasan Pulasli, "Yeni Türk Ticaret Kanunu'na Göre Imtiyazli Paylar", Erzurum Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. VIII, S.1., 2013 s. 2

3. Reha Poroy/ Ünal Tekinalp/ Ersin Çamoglu, Ortakliklar Hukuku I, Güncellestirilmis 15. bs., Istanbul, Vedat Kitapçilik, 2021, s. 563; Pulasli, "Yeni Türk Ticaret Kanuna Göre Anonim Sirkette Imtiyazli Paylar", s. 2

4. Pulasli, "Yeni Türk Ticaret Kanunu'na Göre Imtiyazli Paylar", s.3; Poroy/Tekinalp/Çamoglu, a.g.e., s. 566

5. Poroy/ Tekinalp/ Çamoglu, a.g.e., s.563; Pulasli, "Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Sirkette Imtiyazli Paylar", s. 3

6. Soner Altas, "Yeni TTK'ya Göre Imtiyazli Paylar ve Imtiyazli Paylar Özel Kurulu", Terazi Hukuk Dergisi, C.8, S. 83, Temmuz 2013, 71- 79, s.71; Ömer Teoman, "Bir Anonim Ortaklikta Paylarin Tümüne Yasada Öngörülenden Daha Fazla Hak Taninmasi Ayrilacalik Yaratmak Anlamina Gelir mi?" Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C.18, S.3, 1996, 1-6, s.3 (Çevrimiçi) Erisim Tarihi: 02.03.2022

7. Altas, a.g.m. s. 72

8. Pulasli, "Yeni Türk Ticaret Kanuna Göre Anonim Sirkette Imtiyazli Paylar", s. 3

9. Pulasli, "Yeni Türk Ticaret Kanuna Göre Anonim Sirkette Imtiyazli Paylar", s. 1

10. TTK' nin 407. maddesine göre, yillik kâr üzerinde tasarruf ile kâr paylari ile kazanç paylarinin belirlenmesi, yedek akçenin sermayeye veya dagitilacak kâra dahil edilmesi veya kullanilmasina dair kararlarin alinmasi Genel Kurulun devredilmez görev yetkilerindendir. TTK kapsaminda yillik kâr üzerinde tasarrufa iliskin Genel Kurulun toplanti ve karar nisaplarina iliskin özel bir düzenleme yer almadigi için, Genel Kurul bu yöndeki kararlarini, sirket esas sözlesmesinde aksi bir hüküm yoksa, sermayenin en az dörtte birini karsilayan paylarin sahiplerinin veya temsilcilerinin katilimi ile toplanan toplantida, toplantida hazir bulunanlarin çogunlugu ile alabilirler.

11. Hasan Karslioglu, "Anonim Sirketlerde Kâr Payinin Hesaplanmasi ve Dagitim ilkeleri", Ankara Barosu, 2019, S.3 184-227, s.190

12. Hüsnü Turanli/Seda Seyman Korkmaz, "Anonim Ortakliklarda Kâr Payi Alma Hakki", Istanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 14(1) 2015, 7-44, s. 27 (Çevrimiçi) Erisim Tarihi: 03.03.2022

13. Karslioglu, a.g.m., s. 186; Hakan Bilgeç, "Türk Hukukunda Anonim Sirketlerde Kâr Payinda Imtiyaz", Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Durmus Tezcan'a Armagan, C.21 Özel S., 2019, 2323-2356, s.2345-2350

14. Pulasli, "Yeni Türk Ticaret Kanuna Göre Anonim Sirkette Imtiyazli Paylar" sf. 8; Turanli/Korkmaz, a.g.m., s. 27

15. Poroy/Tekinalp/Çamoglu, a.g.e. sf. 567

16. Altas, a.g.m., sf. 73; Pulasli, "Yeni Türk Ticaret Kanuna Göre Anonim Sirkette Imtiyazli Paylar", s. 5

17. Rauf Karasu, "Anonim Sirket Yönetim Kurulunda Belirli Gruplarin Temsil Edilme Hakki", Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, 2016, C. 2, S.1., s. 33 (Çevrimiçi) 11.03.2022

18. Argun Karamanlioglu, "TTK Madde 360 Uygulamasna Iliskin Iki Sorun: Belirli Grup ve Azinlik Kavramlari – Hakli Nedenle Önerilen Adayin Reddi", Bahçesehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2021, C.16, S. 197-198, 225-279, s. 265

19. Oyda imtiyaz, iki suretle yaratilabilir. Bunlardan ilki; ayni itibari degeri tasiyan paylara farkli oy hakki tesis etmek sureti ile olabilir. Örnegin, itibari degeri 100 TL olan (A) grubu paylara bir oy hakki taninirken, itibari degeri (A) grubu paylarla ayni olan ve 100 TL itibari degerinde bulunan (B) grubu paylara iki oy hakki taninmasi bu yöntemle oyda imtiyazin yaratilmasi anlamina gelir. Bir diger yöntem ise, farkli itibari degerdeki oylara ayni oy hakkinin taninmasi yolu ile olur. 100 TL itibari degerde olan (A) grubu paylara bir oya hakki taninirken, itibari degeri 200 TL olan (B) grubu paylara da bir oy hakki taninabilir. Bu yöntemde ise, sermayeye katilim oranli farkli olsa da, (A) grubu paylara (B) grubu paylarla esit oy hakki taninmasi sureti ile (A) grubu paylar imtiyazli hale getirilmistir. Ancak Kanun ve Gerekçe, ikinci yönteme izin vermemistir. Teoman ise, bu iki yöntemin de oyda imtiyaz için öngörülmesinin mümkün oldugunu ve yalnizca bir yönteme geçerlilik taniyip digerini dislamanin hakli sebepleri bulunmadigini ileri sürerek durumu elestirmektedir. Ömer Teoman, "Türk Ticaret Kanunu Tasarisi'na Göre Anonim Ortaklikta Pay Sahibinin Oy Hakki", Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Eylül 2009, C.25, S.3, 5-24, s. 21-22

20. Kurumsallasma politikasi; kurucu vefat edince sirketin dagitilmamasi ve sirketlerin ömürlerinin, kurucularin veya onlarin altsoylarinin ömürleri ile sinirli oldugu inancini degistirmeye, sirketlere devamlilik saglamaya yöneliktir. Ancak madde metninden de görülecegi üzere, bu dogrultuda istisna edilme karari için kurumsallasma projesinin mevcut olmasi ve bunun sirketin merkezinin bulundugu asliye ticaret merkezince uygun bulunmasi gerekmektedir. Bkz. Hasan, Pulasli, "Türk Ticaret Kanunu Tasarisi'na Göre Oy Hakkindaki Imtiyazin Siniri ve Etkisiz Oldugu Haller", Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Haziran 2008, S.3, 19- 32, s.22 (Çevrimiçi) Erisim Tarihi: 01.03.2022

21. Kanun'un gerekçesi incelendiginde; hakli sebeplerin, açiklanan hukuk politikasina uygun olmasi gerektigi; özellestirmede veya bu nitelikte olmayan blok satislarda ülkenin stratejik menfaatinin korunmasi, sirketin dar bogazdan kurtarilmasi, hak pay sahiplerinin korunmasi gibi amaçlarla ve iyi isleyebilecek bir mekanizma ile yönetimin profesyonellere birakilmasi Kanun tarafindan uygun görülmüstür. Yine, hakimin projeyi kurumsallasma sebebine dayanan istisna edilme kararlarinda isteyebilecegi madde metninde belirtilmisse de mahkemenin hakli sebepler istisnasinda da proje istemesine engel olmadigi madde gerekçesinde belirtilmistir.

22. Pulasli, Kanun'da yer almamakla birlikte, sorumluluk davasinda genel kurulun sirketi temsil etmek üzerinde kayyim seçecegi durumlarda da oyda imtiyazin etkisizlesecegini; aksi halde, oyda imtiyaz sahibi olan kisilerin bu imtiyazlari gözetilerek yapilan bir kayyim seçimi sonucunun, sorumluluk davasi açilmasi ile güdülen amaca ulasmaya engel olabilecegini savunmaktadir. Zira, oyda imtiyazin kayyim seçiminde etkili olacagi kabul edilirse, yönetim kurulu üyesi olan imtiyazli pay sahipleri aleyhine oyda imtiyaz etkisizlestigi için sorumluluk davasi açilmasi yönünde genel kurul karari alinsa dahi kayyim seçiminde oyda imtiyaz devreye gireceginden bu sefer aleyhlerine sorumluluk davasi açilmasi düsünülen kimselerin seçecegi bir kayyim sirketi temsil edecektir ki bu da sirketin menfaatlerini olumsuz etkileyebilir. Konunun Isviçre Hukuku'nda da tartismali oldugunu belirten Pulasli, Isviçre Federal Mahkemesi'nin önüne gelen bir uyusmazlikta tartisildigini belirterek Federal Mahkeme'nin sorumluluk davasinda sirketi temsil edecek kayyim seçimlerinde de oyda imtiyazin etkisizlestigi yönünde kararini dikkat sunmaktadir. Pulasli, "Türk Ticaret Kanunu Tasarisi'na Göre Oy Hakkindaki Imtiyazin Siniri ve Etkisiz Oldugu Haller", s. 25-31

23. Nihat Tasdelen, "Anonim Ortaklikta Rüçhan Hakki", Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 1992, S. 5, 235-251, s.235 (Çevrimiçi) Erisim Tarihi: 10.03.2022

24. Sükrü Yildiz, "6102 Sayili Türk Ticaret Kanunu'nda Rüçhan Hakki Konusunda Getirilen Degisiklikler", Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Arastirmalari Dergisi, 2012, C.18, S.2, 809-817, s.809 (Çevrimiçi) Erisim Tarihi: 10.03.2022

25. Tasdelen, a.g.m. sf. 235

26. Murat Besen, Anonim Ortakliklarda Imtiyazli Paylar, Oniki Levha Yayincilik, Mart 2018, sf. 57

27. Sükrü Yildiz, Anonim Ortakliklarda Yeni Pay Alma Hakki, Istanbul, Beta Basim, 1996, s. 282.

28. Esra Uysal, Anonim Ortakliklarda Imtiyazli Paylar, 1. Baski, Istanbul, Oniki Levha Yayinlari, 2016, sf. 134

29. Sengül AL KILIÇ, "Anonim Sirketlerde Pay Sahiplerinin Tasfiye Payi Alma Hakki", Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2019, C.XXIII, S.4, 47-97, s.49-50 (Çevrimiçi) Erisim Tarihi: 11.03.2022

30. Besen, a.g.e. sf. 51-52

31. Ilknur Kaya, "Imtiyazli Pay Kavrami ve Kayitli Sermaye Sisteminde Imtiyazli Paylar", Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2016, C.2, S.3, 225- 245, s. 246 (Çevrimiçi) Erisim Tarihi: 08.03.2022

32. Poroy/Tekinalp/Çamoglu, a.g.e., s.565

33. Poroy/Tekinalp/Çamoglu, a.g.e., s.570

34. Altas, a.g.m., sf. 76

35. Altas, a.g.m., sf. 76

36. Altas, a.g.m., sf. 76

37. Altas, alinan kararin tescil edilmemesi ve Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayimlanmamasinin özel kurul kararinin alinmamis sayilmasina sebep olmasini tasvip etmemektedir. Zira yazara göre, bu görev yönetim kuruluna aittir ve yönetim kurulunun bu görevi yerine getirmemesi sebebi ile özel kurulun aldigi karari geçersiz saymak hakkaniyetli degildir. Altas, a.g.m., s.76

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.