(Bu makale 27 Şubat 2023 tarihinde Av. Dr. Umut Kolcuoğlu'nun Nasıl Bir Ekonomi  Gazetesi'ndeki Hukuk Notları başlıklı köşesinde yayımlanmıştır.)

Önceki yazımızda bir girişimi kurma yöntemleri ile kuruluş aşamasında dikkat edilmesi gereken  hususlara yer vermiştik. Bu yazımızda ise şirket kurulduktan sonra girişim ekosistemindeki asıl  amaç olan yatırıma ulaşma süreçlerinin nasıl işlediğine bakacağız. Girişimlerin büyük sermayelerle  kurulduğuna genelde rastlamıyoruz; çünkü girişimcilerin temel amacı minimum sermaye ile iyi  fikirlerini fark ettirmek ve bunlara yönelik finansal desteği alarak iş planlarını büyütmektir.

Şirkete yatırım(cı) alırken dikkat edilmesi gereken önemli stratejik konular bulunuyor. Yatırımcıya  yalnızca finansman kaynağı olarak bakılmamalı çünkü yatırımcı sağladığı finansal desteğin ötesinde  artık şirketin bir "ortağı" da oluyor. Yatırımcılar; melek yatırımcı, risk sermayesi şirketi, fon,  kalkınma bankası, özel girişim gibi yurt içi veya yurt dışından farklı hacimde ve farklı beklentide  kişiler ve kuruluşlar olabiliyor.

Yatırımcıların talepleri yatırımlarının boyutuna, türüne ve yatırımcının kim olduğuna göre değişiklik  gösterse de genellikle tüm yatırımcılar sağlayacakları finansman karşılığında bazı hak ve ayrıcalıklar  talep ediyorlar. Bu haklardan en temel olanları, şirkete ilişkin bilgi alma, yönetimde ve önemli  kararların alınmasında söz sahibi olma ve ileride yapılacak yatırım turlarında (investment round) ortaklık oranının korunması olarak sıralanabilir. Kurucuların, yatırımcıların talep edebileceği haklar  konusunda bilgi sahibi olmaları ve müzakerelerini buna göre yürütmeleri önemli. Kurucuların  şirketin büyüme sürecini, ileride gerçekleşecek diğer yatırım turlarını ve kendi çıkarlarını göz  önünde bulundurarak yatırımcıya sağlayacakları hakları ilk aşamadan itibaren değerlendirmeleri  gerekiyor.

Müzakere sürecinin başlaması ile, yatırımcılar kendi değerlendirmelerini yapabilmek ve girişimi  daha yakından tanımak amacıyla önemli bazı bilgilere erişim talep ediyorlar. Burada hukuk, vergi,  finans gibi farklı alanlarda şirket incelemeleri (due diligence) yapılabiliyor. Her yatırım  görüşmesinin olumlu sonuçlanmayacağı ve paylaşılacak bilgilerin hassasiyeti göz önünde  bulundurulursa, kurucuların ticari sırlarını ve fikirlerini korumak için sürecin başında potansiyel  yatırımcılarla gizlilik sözleşmesi imzalamayı talep etmesinde fayda var.

Yine görüşmeleri ilerletirken her iki tarafın beklenti ve taleplerini ortaya koymak amacıyla bağlayıcı  olmayan bir ön protokol (term sheet) imzalanması da değerlendirilmeli. İleride taraflar arasında  imzalanacak olan pay sahipleri sözleşmesi, pay devir sözleşmesi, sermayeye iştirak sözleşmesi gibi  bazı önemli sözleşmelerin dayanağı olacak ve yatırım sürecinin adımlarını belirleyecek olan bu  belge, ortaklığın çerçevesini oluşturan temel bir anlaşma olarak imzalanıyor.

Yatırımlar, iki farklı şekilde şirkete ortak almak suretiyle gerçekleştirilebiliyor. Birinci yöntemde  mevcut ortaklara yani kuruculara ait payların bir kısmı yatırımcılar tarafından devralınabiliyor, bu  durumda ödeme doğrudan paylarını devreden ortağa/kurucuya yapılıyor. Bu metot, henüz şirkete  finansman sağlanmadığı ve şirket değeri yükselmediği için genellikle ilk yatırım turlarında tercih  edilmiyor. İkinci yöntem olan, şirketin ihtiyacı olan finansman kaynağını yaratmak amacıyla  doğrudan şirketin sermayesini arttırma ve yeni yatırımcıların bu sermaye artırımına katılarak şirkete  ortak olması ise uygulamada sıkça görülüyor. Tabii, bu iki yöntemin birlikte uygulandığı yatırımlar  da söz konusu olabilir.

Yatırım turları genellikle tek bir yatırımcı için veya sık aralıklarla yapılmıyor. Bunun yerine şirketin  ihtiyaçları göz önünde bulundurularak toplu şekilde birden fazla yatırımcının katılımıyla yatırım  turları düzenleniyor. Alınan ilk yatırım (seed investment) sonrasında takip eden turlar bunların  sırasını da belirleyecek şekilde genellikle alfabetik olarak Seri A, Seri B gibi isimlendiriliyor.  Erken aşama yatırımı aldıktan sonra büyüme turlarında sık aralıkla ve yüksek miktarda yatırım  toplayabilmek ise her girişimcinin hayalini oluşturuyor.

Kurucunun amacı şirketini büyütmek iken, yatırımcının amacı yatırımının değerlenmesi ve belli bir  süre sonra bu değerlenen yatırımı elden çıkartmaktır (exit). Bu açıdan, birçok yatırımcının nihai  hedefinin şirketin stratejik bir yatırımcıya satılması veya halka açılması olduğu söylenebilir.

Kurucuların girişimlerine yatırım alma sürecinde, potansiyel yatırımcıların şirketten ve yapacakları  yatırımdan beklentilerini iyi anlamaları ve kendi menfaatleri ile şirketin menfaatlerini korumak için  yol haritasını ilk günden doğru şekilde çizmeleri gerekiyor.

 

© Kolcuoğlu Demirkan Koçaklı Attorneys at Law 2020

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.