ÖZET

Günümüz dünyasında çevrenin korunmasına duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında, bu amacı gerçekleştirmenin yegane yolunun konuya ilişkin yasal düzenlemeler yapmak olduğu görülmektedir. Ancak yapılacak düzenlemelerin de birbiri ile tutarlı ve farklı yorumlanmaya mahal vermeyecek şekilde bütünlük arz etmesi önemlidir. Bu çalışmamızda mevzuatımızda yer alan ve uygulamada farklı yaklaşımlara sebep olan düzenlemeler gündeme getirilecektir.

Anahtar Kelimeler : Sıfır Atık, Yerel Yönetim, Atıkların Taşınması.

GİRİŞ

Günümüzde sanayileşme ve tüketimin hızla artmasıyla birlikte her geçen gün çeşitli türlerde atıklar ortaya çıkmakta ve atık oranları doğanın mücadele edemeyeceği biçimde artmaktadır. Bununla beraber, ortaya çıkan atıkların belirli bir sistem dâhilinde, toplum sağlığına ve çevre koşullarına uygun tekniklerle dönüştürülebilmesi/ bertaraf edilmesi gerekliliğinin önemi de her geçen gün daha çok anlaşılmaktadır. Bireyler ve kurumlar tarafından bu farkındalık bilinci ile gerekli önlemler alınmakta ve yetkili otoritelerce atık yönetiminde bir sistem dâhilinde hareket edilmesi ve düzenin sağlanabilmesi amacıyla regülasyonlar yapılmaktadır.

Ne var ki hukuki düzenlemeler toplumun ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir. Ne zaman ki yeni bir düzenlemeye ihtiyaç doğar, karmaşa ve hukuki boşluk ortamı oluşur, o zaman kargaşayı önleyecek düzenlemeler yapılır. Ülkemizde çevre hukukunun yeni gelişen bir dal olması hasebi ile hukuki düzenlemelerin de toplumun ihtiyaçlarının gerisinde kalmaması, hâlihazırda mevcut düzenlemelerin ise birbirleri ile uyum içinde, birbirlerini tamamlar nitelikte ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamaya yeter vaziyette olması elzemdir. Bu kapsamda işbu makalemizde iki başlık altında, yürürlükte olan mevzuatta farklı yorumlanmaya müsait düzenlemeler ile birbiriyle çatışan düzenlemelere ilişkin eleştirilerimize yer verilecektir.

1. SIFIR ATIK PROJESİ VE YEREL YÖNETİMLERE TANINAN YETKİLER

Sıfır Atık Yönetim Sistemi, israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması amaçlarını kapsayan atık yönetimi hedefidir.

Bu yönde atılan önemli adımlardan bir tanesi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ("Bakanlık") tarafından başlatılan "Sıfır Atık" projesidir. Proje kapsamında, Bakanlık tarafından 2872 sayılı Çevre Kanunu'nda1 düzenlemelere yer verilmiş olup, atık yönetimi ve sıfır atık yönetim sistemine ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikler ile belirleneceği düzenlenmiştir.

Atık yönetimi ve sıfır atık kapsamında öncelikli olarak güdülmesi gereken amaç, ortaya çıkan atık miktarının azaltılması olmakla birlikte, sonraki ilk adım atıkların dönüştürülebilmesi/ bertaraf edilebilmesi için uygun koşullarda toplanmasıdır. Toplama, atıkların biriktirilmesi ve biriktirildiği yerlerden alınarak atık işleme tesislerine götürülmesi amacıyla taşınmasını da kapsayan bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Atıklar, türlerine göre kaynağında ayrı olarak biriktirilir ve ilgili mevzuatına uygun olarak atık işleme tesislerine taşınırlar. Bu kapsamda, çeşitli türdeki atıkların ne şekilde ve hangi ortamlarda biriktirileceği ve geri kazandırılmak/bertaraf edilmek üzere hangi merkezlere toplanacağına ilişkin hususlar Sıfır Atık Yönetmeliği2 ve Atık Yönetimi Yönetmeliği3 kapsamında düzenlenmektedir. Ne var ki hâlihazırda mevzuatta bir birlik sağlanamamış olması nedeniyle, uygulamada bazı problemlerle karşılaşılabilmektedir. En sık karşılaşılan örneklerden bir tanesi 09.10.2021 tarihinde Sıfır Atık Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile birlikte Sıfır Atık Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişikliktir4 ki beraberinde belediyeler ile atık üreticilerinin karşı karşıya kalması ihtimâlini gündeme getirmektedir.

Değişiklik ile birlikte, Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında sıfır atık yönetim sistemini kurarak belge alanların, türlerine göre kaynağında ayrı biriktirdikleri atıklarını, sıfır atık belgesini alan mahalli idarelerin toplama sistemine veya Bakanlık'tan geçici faaliyet belgesi/ çevre lisansı almış atık işleme tesislerine geri kazanımı sağlanmak üzere verebilecekleri düzenlenmektedir. Buna göre, eski düzenlemenin aksine, sıfır atık yönetimi kapsamında biriktirilen atıkların, yalnızca mahalli idarenin sıfır atık belgesi/sistemi bulunmaması hâlinde değil mahalli idare tarafından kurulan toplama sistemi olması hâlinde dâhi isteğe bağlı olarak gerekli izin ve/veya çevre lisansını almış atık işleme tesislerine verilebileceği düzenlenmiştir. Uygulamada ise belediyeler tarafından 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda-5yer alan "Belediyenin yetkileri ve imtiyazları" başlıklı 15. maddenin g bendine atıfta bulunularak, idari yaptırımlar uygulanabildiği görülmektedir. Bu kapsamda, belediyelere çevrenin korunmasına yönelik bazı görevler yüklendiği; sıfır atık kapsamında yer alan atıkların toplanması, ayrıştırılması, geri kazanımı/ ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetlerin belediyelerin temel bir görevi ve imtiyaz hakkı olduğu belirtilmektedir. Atık üreticilerinin ilgili mevzuat gereği türlerine göre kaynağında ayrı biriktirdikleri atıklarını, bağlı bulundukları yerel yönetimlerce işletilen ve "sıfır atık belgesi"ni haiz atık işleme tesisi bulunması hâlinde yalnızca bu tesislere teslim edebilecekleri, ancak ve ancak bağlı bulunulan yerel yönetimin "Sıfır Atık Belgesi" bulunmaması hâlinde mevzuata uygun şekilde gerekli izin ve/veya çevre lisansını almış atık işleme tesislerine verebilecekleri vurgulanmaktadır. Aksi şekilde hareket eden atık üreticileri hakkında idari yaptırım uygulanmakta ve bu yaptırım kararlarına itiraz edilmesi yolu ile yargı üzerindeki yükün artmasına sebebiyet verilmektedir.

Bakanlık tarafından yürütülmekte olan Sıfır Atık projesi ve atıkların çevre ile ilişkisi değerlendirildiğinde, Çevre Kanunu'nun özel nitelikli kanun olduğu açıktır. Bu kapsamda, özel kanun genel kanunu ilga eder hükmü gereğince, Çevre Kanunu'na ilişkin hükümlerin öncelikle uygulanması gerekmektedir. Belediye Kanunu'nda yer alan ve belediyelerin "imtiyaz haklarına" ilişkin hükümlerin, belediyeler bakımından sıfır atık lisansı alınmasına teşviki amacıyla korunduğu düşünülmektedir. Ne var ki uygulamada karışıklığa neden olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ilgili hükümlerin Çevre Kanunu'na uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği açıktır.

2. KAYNAĞINDA AYRI OLARAK BİRİKTİ- RİLEN ATIKLARIN TAŞINMASI

2.1. Genel olarak:

Katı atık yönetimi sisteminde maliyetin büyük paydasını oluşturan ve uygulamada en çok zorluk yaşanan kısım, kaynağında türlerine göre ayrı olarak biriktirilen atıkların nihai olarak bertaraf edildiği ve/veya geri kazanımının sağlandığı atık işleme tesislerine taşınması noktasında toplanmaktadır. Atık Yönetimi Yönetmeliği uyarınca, atıkların kaynağında ayrı olarak biriktirildikten sonra nihai olarak bertaraf edildiği atık işleme tesislerine taşınması için araçların sahip olması gereken lisanslar ve atık taşıma faaliyetinin hangi kurum/kuruluşlar tarafından yapılabileceği atık türünün tehlikeli yahut tehlikesiz olarak sınıflandırılmasına göre farklılık arz etmektedir. Tehlikeli ve tehlikesiz olarak nitelendirilen atıklar, Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında tanımlanmış olup işbu başlık özelinde ambalaj atıkları gibi tehlikesiz atık olarak sınıflandırılan atıkların taşınması için mevzuat kapsamında öngörülen düzenlemelere yer verilecektir.

Atık Yönetimi Yönetmeliği'nin "Genel İlkeler" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde6, atıkların taşınması işleminin Bakanlık ve/veya il müdürlüğünden gerekli izin ve/veya lisansı almış tesisler, üretici/yetkilendirilmiş kuruluşlar ve atık taşımaya yetkili/lisanslı taşıyıcılar tarafından gerçekleştirileceği öngörülmüştür. Anılan madde, atık üreticisi tarafından kaynağında ayrı olarak biriktirilerek geçici depolanan atıkların, depolama alanlarından alınarak geri dönüştürülmek amacıyla taşınması faaliyetinin hangi kurum ve/veya kuruluşlar tarafından gerçekleştirilebileceği noktasında genel bir çerçeve çizmekteyse de sonradan getirilen ve aşağıda açıklanan düzenlemeler ile atıkların taşınması noktasında atık üreticilerine birtakım istisnalar tanındığı sonucuna ulaşılabilecektir.

2.2. Sıfır Atık Yönetmeliği uyarınca yapılan değişiklikler:

Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında toplama faaliyeti, taşıma faaliyetini de kapsayacak şekilde atıkların biriktirildikleri yerlerden alınarak atık işleme tesislerine götürülmesi amacıyla taşınması olarak tanımlanmaktadır. Atık Yönetimi Yönetmeliği'ne paralel şekilde düzenlenen Sıfır Atık Yönetmeliği'nde toplama ve taşıma noktasında yetki, mahalli idarelere ait iken 09.10.2021 tarihinde yapılan ve yukarıda anılan değişiklik ile birlikte atıkların taşınmasında yetki hususunda uygulamada bir belirsizlik doğmuştur. Zira, anılan değişiklik hükmünün lafzından hareket edildiği takdirde, sıfır atık yönetim sistemi kurarak belge alan bina ve yerleşkelerin, atıklarını doğrudan atık işleme tesislerine verebilmeleri için gerekçesi aşağıda açıklandığı üzere söz konusu atıkları taşıyabilme yetkisini de haiz olmaları gerekmektedir.

2.3. Atık Getirme Merkezlerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Sıfır Atık Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar uyarınca yapılan değişiklikler:

Sıfır atık yönetim sistemi uygulamalarına ilişkin idari ve teknik hususları belirlemek amacıyla 31.12.2021 tarihli ve 2595501 sayılı Bakan Olur'u ile Bakanlık'ın resmi internet sitesinde Atık Getirme Merkezlerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Sıfır Atık Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar ("Usul ve Esaslar")7 yayımlanmıştır. Usul ve Esaslar'ın 18. maddesi ile sıfır atık belgesine sahip satış noktaları ve ticari işletmelere, kâğıt/karton, plastik, ahşap vb. nitelikte ürün veya hammadde ambalajları ile nakliye ambalajlarını sıfır atık yönetim sistemini kurarak belge alan depolarında biriktirebilme yetkisi tanınmıştır. Satış noktalarında oluşan atıkların depolarda biriktirilebilmesi için öncelikle satış noktalarından depolara taşınması gerektiği açıktır. Bu doğrultuda, satış noktaları ve ticari işletmelerin, oluşturdukları ambalaj atıklarını kendilerine ait depolarda biriktirilebilme yetkisinin söz konusu atıkların taşınması yetkisini de kapsadığı sonucuna lafzi yorum vasıtası ile ulaşılabilecektir.

Toplanması için özel donanımlı ve lisanslı araçların gerekmediği tehlikesiz nitelikteki atıkların taşınmasında atık üreticilerine yetki tanınması, yerel idarelerin ve lisanslı tesislerin omuzlarında yer alan personel istihdamı, yakıt maliyeti gibi yükleri azaltacağı gibi özellikle az nüfusa sahip yerleşim yerlerinde belediyelerin atık lisansına sahip olmaması hâlinde atık üreticilerinin atıklarını, atık işleme merkezlerine ulaştırabilmesi için lisanslı firmalar ile çalışması gerekliliğinin de önüne geçecektir. Önemle belirtmek gerekir ki Türkiye'de her ilde ve/veya ilçede lisanslı atık işleme tesislerinin bulunmaması sebebiyle atık üreticilerinin, kaynağında ayrı biriktirdikleri tehlikesiz nitelikteki atıklarını lisanslı firmalara ait araçlarla şehirlerarası taşıtma zorunluluğunun bulunması, atık işleme tesisleri üzerindeki lojistik maliyet yükünü arttırdığı gibi atıkların taşınmasında ekstra araç kapasitesine ihtiyaç duyulması sebebiyle hizmet alanlarını daraltmalarına ve az nüfuslu bölgelerde hizmet vermemelerine sebep olmaktadır. Ayrıca hizmet alanlarının daraltılmaması hâlinde dahi bu bölgelerde hâlihazırda dolaşımda olan atık üreticileri mülkiyetindeki araçların değil tesislere ait araçların kullanılması hususu, sera gazı salınımını arttırdığı için çevre mevzuatı kapsamında hedeflenen amaçlara da hizmet etmemektedir.

Her ne kadar atıkların taşınması ile alakalı doğrudan bir değişikliğe yer verilmemiş olsa da yukarıda anılan yeni düzenlemeler ile birlikte, Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında yer alan atıkların toplanması ve taşınması noktasında maliyetlerin azaltılması amacıyla atık üreticilerine birtakım hak ve yetkilerin dolaylı olarak tanındığından bahsedilebilecektir. Ancak mahalli idareler ve il müdürlükleri tarafından gerçekleştirilebilecek farklı uygulamaların önüne geçilebilmesi ve atık üreticileri niteliğindeki satış noktaları ve ticari işletmelerin idari yaptırımlarla karşılaşmasının önlenebilmesi adına anılan düzenlemelerin içeriklerinin Bakanlık tarafından aydınlatılması ve atıkların taşınması esasının net bir şekilde düzenlenmesi önem arz etmektedir.

SONUÇ

Her hukuk sistemi insanlar arası, toplumlar arası ve insanlar ve çevre arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinden oluşmaktadır. Bu ilişkilerdeki hak ve yükümlülükler herhangi bir zarar doğmaması için hukuk kuralları ile sınırlandırılır ve hukuk kurallarının yaptırım gücü ile desteklenmesi sonucunda da tarafların zarar görmesi ve kargaşa ortamının oluşmasının önüne geçilir. Ancak hukuki düzenlemelerin taraflarca farklı algılanması hâlinde farklı uygulamalar ve bu uygulamalardan doğacak zararlar kaçınılmazdır. Bu sebeple ülkemizde de çevre hukukunun gelişmesi ve "kirleten öder ilkesi" kapsamında çevreyle temas hâlinde olan aktörlere birtakım yükümlülükler yüklenmesi sevindirici olsa da mevzuatımızın bütünlük arz edecek ve farklı yorumlanmaya müsaade etmeyecek şekilde revize edilmesi yüksek derecede önem arz etmektedir.

Footnotes

1. Çevre Kanunu, 18132, 11.08.1983, 2872 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2872&MevzuatTur=1&MevzuatTertip

2. Sıfır Atık Yönetmeliği, 30829, 12.07.2019 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=32659&MevzuatTur=7&MevzuatTertip= 5

3. Atık Yönetimi Yönetmeliği, 29314, 02.04.2015 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=20644&MevzuatTur=7&MevzuatTertip= 5

4. Sıfır Atık Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 31623, 09.10.2021, md.7 https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211009-4.htm

5. Belediye Kanunu, 25874, 13.07.2005, 5393, md.15 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5393&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

6. Atık Yönetimi Yönetmeliği, m.5/1-(ı)

7. Tam metne aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz: https://webdosya.csb.gov.tr/db/cygm/duyurular/usulesasagmsau20211231-20220105161839-20220105163645.pdf

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.