5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un ("MÖHUK") 50. maddesi uyarınca yabancı bir ülkede verilen hakem kararlarının Türkiye'de icra edilebilmesi için kararın yetkili mahkeme önünde tenfiz davası açılarak tenfiz edilmesi gerekmektedir. Tenfiz davalarında sıklıkla gündeme gelen ve tartışmalı konulardan bir tanesi dava harcının maktu veya nispi olarak mı hesaplanması gerektiği hususudur. Bu incelememizde yabancı hakem kararlarının tenfiz davalarında harç meselesi uygulama, Yargıtay kararları ve doktrin çerçevesinde değerlendirilecektir.

HARÇLAR KANUNU

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ("Harçlar Kanunu") 3. maddesi uyarınca hakem kararlarının infazına ilişkin mahkeme tarafından verilen şerhlerden, hakem kararının mahiyetine göre karar ve ilam harcı alınacaktır. Aynı maddeye göre, yabancı hakem kararları ile, kanun gereğince tahkim yolu ile halli mecburi olan davalardan da aynı suretle harç alınacaktır. Dolayısıyla, yabancı hakem kararının tenfizi davasında söz konusu madde gereği harç alınması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Ancak, tenfiz davasının hukuki niteliğine ilişkin bir görüş birliği bulunmaması nedeniyle, mahkeme kararları arasında tenfiz davalarından alınacak harca (maktu veya nispi) ilişkin değişkenlik gösteren uygulamalara sıklıkla rastlanmaktadır.

Hal böyle iken, 2016 yılında yürürlüğe giren 6278 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, Harçlar Kanunu'na bağlı (1) sayılı Tarife'nin "III – Karar ve ilam harcı" başlıklı maddesinde değişiklik yapılmış, bu değişikliğe göre tahkim yargılaması nispi harç uygulamasının dışında tutulmuştur. Ne var ki, bu hükmün yabancı hakem kararının tenfizi davalarını da kapsayıp kapsamadığı açıkça belirtilmemiştir. Mahkemelerin harç muafiyetinin sadece tahkim yargılaması ile ilgili olduğu, tenfizden bahsetmediği için tenfiz davalarında harcın kaldırılmış olup olmadığı konusunda tereddüt yaşanmaktadır1. Bu nedenle, yabancı hakem kararlarının tenfizi için açılan davalarda alınacak harca ilişkin istikrarlı bir uygulama bulunmamaktadır.

DOKTRİN GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Doktrinde ağırlıklı görüş, yabancı hakem kararının tenfizi için açılan davalarda maktu harç alınması gerektiği yönündedir. Buna göre, tenfiz davalarında révision au fond yani esasa girme yasağı olduğu için nispi harç alınmamalıdır. Gerçekten de révision au fond yasağı, tenfiz davalarında hakimin uyuşmazlığın esasına girmeksizin, yalnızca kararın tenfiz şartlarını sağlayıp sağlamadığı yönünden inceleme yapmasını gerektirmektedir. Herhangi bir tenfiz engelinin bulunmadığının anlaşılması durumunda yabancı hakem kararının tenfizine karar verilecektir. Doktrinde ağırlıkla tenfiz davasının bir eda davası değil, tespit davası niteliğinde olduğu, bu nedenle de maktu harca tabi olduğu kabul edilmektedir. Taraflar tahkim yargılaması kapsamında zaten harç ödemiş olacakları için, hakem kararının tenfizi için açılan davada tekrar nispi harç ödemelerinin hakkaniyete aykırı olacağı görüşü hakimdir2.

Doktrinin bu görüşünün temel dayanağı Türkiye'nin de taraf olduğu 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi için New York Sözleşmesi'nin ("New York Sözleşmesi") 3. maddesidir. Söz konusu maddede, yabancı hakem kararlarının tenfizi için yerli hakem kararlarından daha ağır şartların yüklenemeyeceği ve adli harç alınmayacağı ifade edilmektedir. New York Sözleşmesi'ndeki bu düzenleme, yabancı hakem kararlarının tenfizi için açılan davalarda sadece maktu harç alınması gerektiği yönünde yorumlanmaktadır3.

YARGITAY KARARLARINDA NİSPİ HARÇ - MAKTU HARÇ UYGULAMASI

Mevzuatta yabancı hakem kararlarının tenfizi için açılan davaların hangi harç türüne tabi olduğu açık bir şekilde düzenlenmemiş olup mahkemeler nezdinde uzun süre farklı uygulamalar sürmüştür. Yukarıda anılan 2016 yılındaki değişiklik öncesi Yargıtay kararlarında, yabancı hakem kararının tenfizi için açılan davalarda nispi harç alınması gerektiği yönünde hükümlere sıklıkla rastlanmaktadır4. Ancak, tenfiz davalarının maktu harca tabi olduğu yönünde kararlara da rastlamak mümkündür5.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2019 yılında verdiği bir kararla6 "Türkiye'de verilen hakem kararlarında nispi harç alınmayacağı düzenlenmiş olduğuna göre yabancı hakem kararının tenfizi davalarında da nispi harç alınmayacağının kabulü gerekmektedir. Ancak, bu düzenleme nispi harca ilişkin olduğundan maktu harç alınacaktır" hükmüne yer vermiştir. Yargıtay'ın çeşitli dairelerince de aynı yönde kararlar verilerek maktu harç uygulaması yerleşik hale gelmeye başlamıştır.

Ancak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun anılan kararına rağmen, bazı bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararlarda tenfiz davalarında nispi harç uygulamasının sürdürüldüğü gözlemlenmektedir7.

Tenfiz davasının tespit niteliği, 2016 yılında yürürlüğe giren 6278 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Harçlar Kanunu'nda yapılan değişiklik ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2019 yılında verdiği karar birlikte değerlendirildiğinde tenfiz davalarında nispi harç alınmaması gerektiği kanaatindeyiz. Bu nedenle, yabancı hakem kararlarının tenfizi için açılan davalarda maktu harç alınması yönünde mahkemelerin içtihat birliği sağlaması gerekmektedir.

Footnotes

1. Akıncı, Z. (2018). Yabancı Mahkeme ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizinde Güncel Gelişmeler. On İki Levha Yayıncılık

2. Ruhi, A. C. (2019). 1958 Tarihli New York Sözleşmesi Çerçevesinde Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi. On İki Levha Yayıncılık

3. Deynekli, A. (2014). Yabancı Hakem Kararlarının Türkiye'de Tanınması ve Tenfizinde Karşılaşılan Sorunlar. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 16 (Özel Sayı). 105-122.

4. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2016/935 K. 2016/1312 T. 01.03.2016; Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2015/1055 K. 2015/1740 T.

06.04.2015; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2014/11188 K. 2015/8132 T. 02.06.2015

5. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2015/3987 K. 2015/10984 T. 26.10.2015

6. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/930 K. 2019/812 T. 27.06.2019

7. İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi E. 2017/3494 K. 2019/2686 T. 09.12.2019; İzmir BAM 14. Hukuk Dairesi E. 2019/2762 K. 2022/27 T. 12.01.2022; Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi E. 2022/579 K. 2022/836 T. 04.10.2022

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.