ÖZET

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında, kargo taşıma şirketlerinin eşyayı alıcısına herhangi bir  ziyaa yahut hasara uğramadan ve zamanında teslim etmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Bununla  birlikte, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ikincil mevzuat kapsamında da satıcıların  satışa sundukları ürünlerin tüketicilere teslimine kadar meydana gelebilecek tüm hasar veya kayıplardan  sorumlu olduğuna yer verilmiştir. Bu bağlamda, tüketicilerin taşımadan kaynaklı hasar iddialarında,  hasarın meydana geldiği anın tespiti, hasarı ihbar yükümlülüğü ve dolayısıyla hasardan kimin sorumlu  olduğu noktalarının aydınlatılması önemlidir.

İşbu çalışmamızda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin yakın tarihli bir kararı incelenerek taraflardan  birinin tüketici olduğu eşya taşıması esnasında taşınan eşyanın zarar gördüğü iddialarına yönelik ispat  külfetinin kimin üzerinde olacağı noktasında bir çerçeve çizilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından  verilen kararda, ihtirazı kayıtsız teslim alınan bir ürünün zarar gördüğü aşamanın ispatı noktasında taşıyıcı  lehine bir karine benimsenmiş ve tüketicilere, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini yeterli delillerle  ispat etme yönünde bir sorumluluk yüklenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Tüketici, Ayıp, Kargo,  Hasar Tespit Tutanağı, İhtirazı Kayıt.

GİRİŞ

Firmalar tarafından satışa sunulan ürünlerin tüketicilere ulaştırılmasında kargo taşıma  şirketlerinin büyük rolü bulunmaktadır. Bu  kapsamda, tüketicilerin mağazada görerek satın aldığı ancak bireysel olarak taşıma imkânı  olmadığı ürünlerin yanı sıra elektronik ticaretin gelişmesiyle hayatımıza giren “mesafeli  sözleşmeler”e konu ürünlerin teslimi de kargo  taşıma şirketleri vasıtasıyla gerçekleşmektedir.

Tüketicilerin kendilerine teslim edilen  ürünlerin taşıma sırasında hasara uğradığı,  kaybolduğu veya geç teslim edildiği iddialarıyla, satıcı yahut doğrudan kargo şirketlerine  karşı başvurduğu uygulamada sıkça görülmektedir. Bilhassa, ürünün taşıma sırasında hasara uğradığı iddia edildiğinde, bu iddianın ispat  yükünün kime ait olduğu ve hangi delillerle  ispatlanması gerektiği hususlarının tespiti,  ayıplı maldan doğan sorumluluğun belirlenebilmesi için önem arz etmektedir. Bu noktada,  Yargıtay'ın yakın bir zamanda vermiş olduğu  ve taşımadan kaynaklı hasar iddialarında, tüketici ile kargo şirketleri arasındaki ispat yükü  ilişkisini değerlendirdiği kararı incelemeye değerdir. Biz de bu çalışmamızda; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 07.03.2019 tarih ve E.2021/4712,  K.2022/331 sayılı kararı ile tüketicinin korunmasını ilke edinen mevzuat hükümleri ışığında, tüketici, satıcı ve kargo şirketleri arasındaki  ilişkiyi, mevcut yasal karineleri ve tarafların  hak kaybına uğramaması için ürün teslimi sırasında nelere dikkat edilmesi gerektiği hususlarını ele alacağız.

  1. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ'NİN 17.01.2022 TARİH VE E.2021/4712, K.2022/331 SAYILI KARARININ İNCELENMESİ

1.1. Kararın Künyesi

Çalışmamızda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 17.01.2022 tarih ve E.2021/4712, K.2022/331 ayılı kararını inceleyeceğiz. Söz konusu karara, resmi.gazete.gov.tr sitesi üzerinde erişim sağlanabilir. Karara son erişim tarihi ise  16.06.2022'dir.

1.2. Karara Konu Uyuşmazlığın Özeti

İlgili Yargıtay kararına konu uyuşmazlık,  6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ve sair  mevzuat uyarınca düzenlenen taşıma ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Taraflardan birinin  tüketici olduğu taşıma ilişkisinde, ilk olarak davalı tüketici kargo şirketine karşı hakem heyetine başvurmuş ve satın aldığı kahve makinasının  hasarlı teslim edildiğini iddia etmiştir. Bunun  üzerine, Tüketici Hakem Heyeti tarafından başvuru kabul edilerek kahve makinesinin bedelinin tüketiciye iade edilmesine karar verilmiştir. Davacı kargo şirketiiase tüketicinin teslim  edilen ürün kolisini herhangi bir ihtirazı kayıt  koymadan teslim alması sebebiyle, kusurunun  bulunmadığı iddiasıyla hakem heyeti kararının iptali talepli olarak tüketici mahkemesinde  dava açmıştır. Davalı tüketici tarafından hakem  heyeti kararına konu ürünün taşıma sırasında  kırıldığı iddia edilerek ürünün kırık teslim edildiğine yönelik fotoğraf ve tanık beyanlarına  dayanılmıştır. İlk derece mahkemesince; davacı  taşıyıcının yolcu ve eşyanın güvenlik içerisinde  taşınmasından sorumlu olduğu, davacı şirketin  üzerine düşen edimi yerine getirmediği, taşıma  sırasında ürünün kırıldığı ve davalının kusurunun bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

1.3. Yargıtay'ın Değerlendirmesi

İlk derece mahkemesi kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı tarafından Yargıtay nezdinde kanun yararına bozma yoluna başvurulmuştur.  Yargıtay kararında özetle, TTK'nın 889. maddesine uygun şekilde hasar ihbarında bulunulmadığı takdirde, ürünün sözleşmeye uygun olarak  teslim edildiği yönünde taşıyıcı lehine karine  oluştuğu ve bu nedenle aksini ispat külfetinin  alıcı olan tüketiciye düştüğü değerlendirilmiştir.  Yerel Mahkemece her ne kadar davalı tüketici tarafından dosyaya sunulan fotoğraflarda taşıma sözleşmesine konu eşyanın kırılmış olduğu görülse ve bundan bahisle davacı kargo şirketinin  üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği  gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmişse  de Yargıtay tarafından, davalı tüketicinin sunduğu delillerin bu karinenin aksini ispata yeterli  olup olmadığı değerlendirilmeksizin doğrudan  taşıyıcının sorumlu olduğuna yönelik kurulan  ilk derece mahkemesi hükmünün kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Yargitay Karariişiğinda Kargo Taşimasindan Kaynakli Hasar İddialarinda Tüketicilerin İspat Yükü

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.