Boşanmada nafaka düzenlemesi söz konusu olduğunda muhatap kişilerin kafasında fazlaca soru işaretleri oluşmaktadır. Nafaka nedir, nafaka nasıl hesaplanır ve nafaka ödenmezse ne olur gibi sorular bunlardan başlıcalarıdır. Nafaka, Türk hukuk sisteminde farklı şekillerde ortaya çıkabilen bir konudur. Genel anlamda hısım olan kişiler arasında yardımlaşma ve dayanışmayı arttırmaya yönelik olarak verilen maddi desteğe nafaka düzenlemesi denir. Bu yardımlaşma, karı-kocanın birbirine karşı, ana-babanın çocuğa karşı, kardeşlerin birbirine karşı, üstsoyun altsoya karşı, altsoyun üstsoya karşı kanundan doğan bir ödevi niteliğindedir. Nafaka türleri; iştirak nafakası, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve yardım nafakası olarak sınıflandırılır. Bu makalede öncelikle nafaka türleri incelenecek ve ardından sıkça sorulara sorulara yanıt verilecektir.

1)Tedbir Nafakası:

Boşanma davaları oldukça uzun sürede sonuçlanabilmektedir. Bu davanın açılması ile birlikte eşlere birbirinden ayrı yaşama hakkı doğmaktadır. Her ne kadar eşler birbirinden ayrı yaşasa da evlilik birliği hâlâ devam etmektedir. Buradan yola çıkarak karı ve kocanın birbirlerine karşı destek ve bakım yükümlülüğünün devam edeceği anlaşılmaktadır. Tedbir nafakası bu noktada devreye girecektir. Eşler bu konuda anlaşamadığı takdirde hâkim, eşlerden biri geçiminde güçlük çektiği durumda diğer eşin güçlük çeken eşe yapacağı katkıya karar verir. Burada amaç güçlüğe düşen eşin ve varsa çocukların mağduriyetini önlemektir. Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 169. maddesi çerçevesinde boşanma ve ayrılık davaları açıldığında hâkim, dava süresince gerekli olan, eşlerin barınması, geçinmesi, çocukların bakım ve korunması gibi konularda re'sen yani bir talep olmadan, kendiliğinden karar verecektir. Sözgelimi boşanmada nafaka talebinin dışında hâkim, sadece boşanma ya da ayrılık davası süreci içerisinde eşlerin birbirine destek olması mantığıyla hareket ederek talep olmaksızın boşanmada nafaka düzenlemesi yoluna gidebilecektir. Tedbir nafakası evlilik birliğinin bir uzantısı niteliğindedir. Bu nedenle boşanma ya da ayrılık davasını kimin açtığına, kimin boşanma sebebinde kusurlu olduğuna bakılmaksızın nafakaya hükmedilecektir. Yargıtay kararlarına göre evlilik birliğinin sona ermesinde "kusurlu" olması gerekçesiyle bir eşe tedbir nafakası hükmü verilmemesi gibi bir durum söz konusu olamayacaktır. Zira TMK 169 kapsamında tedbir nafakasına hükmedilirken eşlerin kusurlarına yönelik bir belirleme yapılması öngörülmemiştir. Bu nedenle "kusur" bir engel teşkil etmeyecektir. (Yargıtay 2. HD., 14.09.2015, K.2015/15746, E.2015/431)

Tedbir nafakasının ödenmesine, nafakaya hükmedildiği anda değil, boşanma ya da ayrılık davası açıldığı anda başlanır. Yani geriye etkili olarak ödeme yapılması gerekir. Tedbir nafakasının amacından da anlaşılacağı üzere bu geçici bir nafaka olduğu için tedbir nafakası boşanma ya da ayrılık kararı ile birlikte sona erecektir. Ayrıca ayrı yaşama hakkı doğan eş bu hakkı sona erdiğinde de mahkemeye başvuru ile tedbir nafakasının sonlandırılmasını talep edilebilecektir. Tedbir nafakası ödenmez ise şikâyet dilekçesi verilebilir. Buna istinaden icra takibi başlatılabileceği gibi borç hâlâ ödenmezse borç yükümlüsünün 3 ay süren tazyik hapsine karar verilir.

2) İştirak Nafakası

Boşanma sorasında çocuğun velayetinin bırakıldığı ana ya da baba, çocuğun bakım masraflarıyla mükelleftir. Bu noktada iştirak nafakası devreye girmektedir. Nafaka ne kadar velayet verilmemiş eşe ait olsa da velayet verilen tarafın da çocuğun bakımına katılması gerekmektedir. Dolayısıyla boşanmada çocuğa nafaka ne kadar verilir sorusu cevaplanırken bu husus da dikkate alınmalıdır. Nitekim TMK 182/3'e göre velayetin verilmediği eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esas görülmüştür. Dolayısıyla tarafların verebilecekleri nafaka ne kadar ise buna göre hesaplama yapılacaktır. İştirak nafakası hâkimin re'sen yani bir talep olmadan hükmettiği bir nafaka türüdür. Ayrıca nafaka, boşanma davasının herhangi bir aşamasında taraflarca da yazılı ya da sözlü olarak talep edilebilir. Hâkim, çocuğun ihtiyaçlarını, masraflarını, eğitim giderlerini ve buna benzer çocuğun gelişimine yönelik durumları dikkate alarak bir nafakaya karar verecektir. Bu nafaka hem toptan hem de irat yani her ay ödenecek şekilde kararlaştırılabilir. Eşlerin mali güçleri bu nafakayı gerektirmeyecek kadar iyi olsa dahi, velayet verilen eşe, diğer eşin mali kaynakları ve çalışma gücü oranında destek olması gerekmektedir. İştirak nafakası, karar kesinleştiği andan itibaren geriye dönük olarak davanın açıldığı tarihi de kapsayacak şekilde başlar. Öte yandan çiftler anlaşmalı boşanıyorsa anlaşmalı boşanmada nafaka tarafların düzenledikleri protokol kapsamında belirlenebilir. Çocuğa ne kadar nafaka verileceğini hesaplamak için 3 etken göz önüne alınır: Birincisi çocuğun sağlık, eğitim ve gelişimine yönelik ihtiyaçlar, ikincisi iştirak nafakasıyla yükümlü eşin mali gücü ve üçüncüsü çocuğun velayeti bırakılan eşin mali gücü. Bu durumlar dikkate alınarak taraflar anlaşmalı boşanmada nafaka miktarını belirlemeli veya taraflar anlaşamıyorsa hâkim tarafından karar verilmelidir. Tüm bunlara ek olarak TMK 182/4'e göre istem hâlinde hâkim, irat şeklinde aylık olarak ödenen nafakada gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre değişiklikler yapabilecektir. Bu sayede ödenecek nafaka miktarıyla enflasyonist baskı neticesinde paranın alım gücünün düşmesiyle karşılaşılan zorlukları önlemek amaçlanmıştır.

İştirak nafakası velayet altındaki çocuk ergin oluncaya dek devam eder. Nafaka alan kişi ergin olduktan sonra da eğitimine devam ediyor ise eğitim sona erene kadar iştirak nafakası ödenmeye devam edecektir. Aynı şekilde ergin olduktan sonra kişi, bakıma muhtaç ise iştirak nafakası yerine yardım nafakası talebinde bulunabilecektir. İştirak nafakası ödenmez ise şikâyet dilekçesi verilebilir. Buna istinaden icra takibi başlatılabileceği gibi borç ödenmezse borç yükümlüsünün 3 aya kadar tazyik hapsine de karar verilebilir.

3)Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, evlilik birliğinin sona ermesinin ardından eşlerin arasında olan yardımlaşma ve dayanışma ödevini birlik sona erdikten sonra da devam ettirme amacını taşımaktadır. TMK 175'te belirtildiği üzere boşanma sonrasında kusuru daha ağır olmamak koşuluyla yoksulluğa düşen taraf, diğer taraftan süresiz nafaka isteyebilecektir. Bu madde, yoksulluk nafakasının şartları bakımından yol gösterici olmaktadır. Öncelikle dikkat edilmesi gereken şey yoksulluk durumunun varlığıdır. Bunun için yoksulluk durumuna düşmüş olmak, yoksulluk tehlikesiyle yüzleşmek ya da bu tehlikenin somut yansımalarını görmüş olmak gerekmektedir. Yargıtay kararına göre yeme, giyme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde olmayanlar yoksul kabul edilir. (Yargıtay H.G.K., 07.10.1998, E. 1998/2-656, K. 688)

Yoksulluk nafakası, hâkim tarafından talep olmaksızın hükmedilebilen bir nafaka değildir. Bu nedenle boşanma davasının herhangi bir aşamasında süresiz nafaka talebi ileri sürülebilecektir. Ayrıca boşanma davasından sonra açılacak ayrı bir dava ile de süresiz nafaka isteminde bulunulabilir. Burada bir cinsiyet ayrımı gözetilmeden, yoksulluğa düşen tarafa boşanmada nafaka verilebilecektir. Hâkim vereceği kararda ödeme yapacak eşin hakkaniyete uygun bir ödeme yapmasına karar verecektir. Bu kararı verirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözetilmesi gereken bir etkendir. Bir diğer dikkat edilmesi gereken unsur, kusur bakımından yapılması gereken değerlendirmedir. Nafaka isteminde bulunan tarafın boşanmada daha ağır kusurlu olmaması gerektiği vurgulanmıştır. Yani boşanma sebepleri dikkate alındığında kusur bakımından diğer eş ile eşit ya da ondan daha az kusuru olan kişi nafaka talebinde bulunabilecektir. Anlaşmalı boşanmada nafaka hükmü verilirken de yine tarafların düzenlendikleri boşanma protokolü ile üzerinde anlaştıkları bir nafaka miktarı mevcut ise hâkimin protokolü onaması ile bu miktara hükmedilebilecektir. Ancak anlaşmalı boşanmada nafaka konusunda taraflar uzlaşamaz ise dava çekişmeli olarak devam edecektir.

Yoksulluk nafakası süresiz olarak taraflardan birinin ölümüne kadar devam eden bir nafakadır. Fakat anlaşmalı boşanmada nafaka protokolde düzelenmişse taraflar bu süreyi kısaltabilecektir. Taraflardan birinin ölümü ile nafaka kendiliğinden sona erecektir. Her ne kadar nafaka süresiz olsa da nafakanın sonlandırılması için bazı sebepler mevcuttur. Öncelikle nafakayı talep eden taraf bir süre ile nafakayı sınırlandırmışsa hâkim, daha uzun bir süreye karar veremeyecektir. Bu süre sona erdiğinde nafaka da sona erecektir. TMK 176'ya göre aydan aya ödenen nafaka, alacaklı evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşadığında mahkeme kararıyla sona erecektir. Aynı şekilde alacaklı tarafın yeniden evlenmesi de nafakanın kendiliğinden sona ermesine yol açacaktır. Buradaki amaç; nafakanın kesilmemesi amacıyla evlenmeyen fakat evliymiş gibi bir arada yaşayan kişilerin nafakayı almasının önüne geçmektir. Nafaka yükümlüsünün yeniden evlenmesi ise alacaklının nafakasını sona erdiren bir etken değildir. Nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi de mahkeme kararı ile nafakanın kaldırılmasının diğer nedenleridir. Kanun maddesinden anlaşılacak üzere bu sona erme sebepleri yalnızca irat şeklinde ödenen nafakalar için geçerlidir. Toplu olarak ödenen nafakalarda sona erme gibi bir durum söz konusu olamayacaktır. Yoksulluk nafakası için dava hakkı, evliliğin boşanma ile sona ermesinin ardından bir yıl içerisinde zaman aşımına uğrayacaktır. Buradaki amaç ise evlilik sona erdikten yıllar sonra tarafların tekrar karşı karşıya gelmesini engellemektir. Yoksulluk nafakası ödenmez ise şikâyet dilekçesi verilebilir. Buna istinaden icra takibi başlatılabileceği gibi borç hala ödenmezse borç yükümlüsünün 3 ay süren tazyik hapsine karar verilir.

4)Yardım Nafakası

Türk Medeni Kanunu'nda yardım nafakası, yaşlılık, hastalık, işsizlik gibi sebeplerle çalışma gücünü kaybeden kişilere belirli derecedeki kan hısımlarının yardım etmesini amaçlayan bir nafaka düzenlemesidir. Bu nafakanın yükümlüsü olanlar altsoy-üstsoy ve kardeşlerdir. Lehine nafaka hükmü verilecek kişinin yoksulluğa düşmüş ya da yardım edilmezse düşecek olması gerekmektedir. Yoksulluktan kast edilen olgu, kişinin yaşamı için zorunlu olan vasıtaları kendi olanakları ile temin edememesidir. Bu açıdan değerlendirildiğinde yardım nafakası talebinde bulunacak kişi, tüm imkanlarını kullanıp tüketmiş olmalıdır. Burada değinmek gerekir ki yardım nafakası talebinde bulunacak kişi iyi niyetli olmalıdır. Örneğin çalışması için bir engel olmadığı hâlde çalışmayıp yoksulluk durumuna düşen biri lehine yardım nafakası hükmü verilemez. Burada kusur da aranan bir şart değildir. Örneğin kişinin kendi kusurundan kaynaklı çalışma gücünü kaybetmesi nafaka hükmü verilmesi için bir engel değildir.

Yardım nafakası yükümlüsünün altsoy-üstsoy ya da kardeş olması şeklinde bir ayrıma gidilmiştir. Altsoy-üstsoy hısımları nafaka hükümlüsü ise nafaka istenebilmesi için ödeme gücünün varlığı yeterlidir. Burada belirtilmelidir ki ödeme gücü belirlenirken nafaka ödeyecek kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler de dikkate alınacaktır. Sözgelimi, yardım nafakası ödendiği takdirde ödeyen kişinin kendisinin, eşinin ve var ise çocuklarının zor duruma düşmemesi aslolandır. Nafaka ödeyecek kişi kardeş ise refah içerisinde bulunması durumunda nafaka hükmü verilebilecektir. Yani nafaka yükümlüsü, kardeş olduğu zaman; kardeşin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin zor duruma düşmemesi şartı aranmayacak, bunun yerine refah içinde olup olmadığını bakılacaktır. Yargıtay kararlarına göre refah, bir kimse geleceği için kaygı duymadan toplum nezdinde lüks karşılanacak ihtiyaçları karşılayabilecek durumdaysa söz konusudur. (Yargıtay 2. HD., 23.03.1974, 191/1961)

Yardım nafakası, nafaka istenebilecek birden fazla hısım olması hâlinde belirli bir sıralamaya tabi tutulmuştur. Bu sıralama neticesinde yoksulluğa düşen kişi, mirasçılıktaki sırayı takip ederek nafaka isteminde bulunacaktır. İlk sırada nafaka isteyen kişinin altsoyu, ikinci sırada ana ve babası, üçüncü sırada refahta olmaları şartıyla kardeşler ve son olarak dördüncü adımda büyük analar ve büyük babalar bulunmaktadır. Talep, bu sıra takip edilerek muhataplarına iletilecektir. Bir sırada birden fazla kişi olması hâlinde de nafaka, bu kişiler arasında ödeme güçleriyle orantılı olarak paylaştırılacaktır. Nafaka nasıl hesaplanır ve nafaka ne kadar gibi soru işaretleri TMK 365 ile giderilmiştir. Bu kapsamda nafakanın üst sınırı, nafaka alacaklısının geçinmesi için zorunlu olan miktardır. Buradan da anlaşılabileceği gibi yardım nafakasının amacı alacaklıyı refaha ulaştırmak değildir. Yalnızca temel ihtiyaçlar doğrultusunda bir nafaka hükmü verilebilir. Yardım nafakasının alt sınırı ise nafaka ödeyecek kişinin ödeme gücüdür. Yardım nafakası, kararın kesinleşmesinin ardından geriye dönük olarak ödenmesi gereken bir nafaka türüdür. Ve nihayetinde nafaka borçlusu ya da alacaklısının ölmesi ile nafaka sona erecektir. Nafaka borçlusu öldüğü takdirde nafaka alacaklısı sıradaki muhatabına başvurabilecektir. Ayrıca nafaka alacaklısının yoksulluk durumunun sona ermesi durumunda da mahkeme kararı ile nafaka sonlandırılabilecektir.

Nafaka hesaplaması

Nafaka hesaplama yöntemleri tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre değişiklik göstermektedir. Örneğin tedbir nafakasının miktarına karar verilirken tarafların mali durumları göz önünde bulundurulacaktır. Yargıtay kararlarında nafaka hesaplama konusunda ihtiyaç sahibi eşin ve çocukların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun bir yardım olması gerektiğine değinilmiştir. Bunun yanında çocuğun yan ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerekmektedir. Tüm bunlara ek olarak bir boşanmada nafaka kararında Yargıtay ayrı yaşam süresince eşlerin birlikte yaşarken sahip olduğu hayat seviyesinin korunması gerektiği de vurgulanmıştır (Yargıtay 3. HD., 21.12.2009, K. 2009/20481, E.2009/19000) Tüm bunları dikkate alarak hâkim, bir nafaka tutarına karar verecektir. Bu nafaka tutarı daha sonra şartlardaki değişimlere bağlı olarak artırılıp azaltılabilecektir. Tedbir nafakasına hükmedilirken boşanmada nafakanın üst sınırı, nafakayı ödeyecek kişinin geliridir. Bu sebeple 15000 tl maaş alan ne kadar nafaka verir gibi bir hesaplama yapmak çok da mümkün değildir. Çünkü tedbir nafakasının belirlenmesinde standart bir kalıp yoktur. Her eşin veya çocuğun ihtiyaçları farklılık göstermektedir.

Yoksulluk nafakası bakımından dikkat edilmesi gereken bir husus ödenecek nafakanın, nafaka hükümlüsünün geliri ile orantılı olmasıdır. Dolayısıyla nafaka hesaplaması yapılırken nafakayı ödeyecek eşin mali gücünün dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte geliri olmayan eşin aleyhine nafaka hükmü kurulamaz. Burada değinmek gerekir ki boşanmada nafaka yükümlüsünün varlıklı biri olması nafakayı talep eden kişinin yoksulluğunu ortadan kaldıran miktarın üzerinde nafaka ödemesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Nitekim yoksulluk nafakasının amacı talepte bulunan kişiyi yoksulluk durumundan kurtarmak ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir konuma getirmektir.

Sıkça Sorulan Sorular

Boşanmada çocuğa nafaka ne kadar verilir?

Boşanma sonrasında çocuğa yönelik hükmedilecek olan nafaka iştirak nafakasıdır. Nafaka ne kadar ve nafaka kaç yıl ödenir gibi soruların cevapları çocuğun yaşına bağlıdır. Normal şartlarda nafaka miktarı belirlenirken çocuğun eğitim, sağlık ve gelişimi gözetilerek nafaka yükümlüsünün de mali durumu dikkate alınmak kaydıyla bir miktara karar verilir ve çocuk ergin oluncaya dek nafaka ödenir.

Boşanmada nafaka ne kadar ödenir?

Eşinden boşanan taraf, yoksul duruma düşmüş ise temel ihtiyaçlarını giderecek oranda bir yardım alabilir. Bu miktar, kişinin temel ihtiyaçlarının yaşadığı çevrenin ekonomik durumuna göre belirlenmesiyle ortaya çıkacaktır. Ancak bu yardıma hükmedilmesi için kişinin boşanma kusuru kapsamında eşine göre eşit, daha az kusurlu olması ya da hiç kusuru olmaması gerekmektedir.

Kadına verilen nafaka ne zaman kesilir?

Boşanma sonrası taraflardan yoksulluğa düşene verilen nafaka yoksulluk nafakasıdır. Bu nafaka, alacaklının evlenmesi ya da taraflardan birinin ölmesi ile kendiliğinden sona erecektir. Ayrıca nafaka alacaklısının evlilik birliği içerisindeymiş gibi evlenmeden biriyle yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi veya yoksulluk durumunun sona ermesi, mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılması için sebeplerdir. Bu sebepler gerçekleştiğinde erkeğe veya kadına verilen nafaka kesilecektir. Öte yandan yoksulluk nafakası süresiz nafaka olarak tanımlandığı için yukarıda verilen şartlar gerçekleşmediği sürece devam edecektir.

Boşanmada nafaka nasıl belirlenir?

Nafaka tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre belirlenir. Emsal yargı kararlarında, nafaka miktarının ihtiyaç sahibi eşin veya çocukların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun bir yardım niteliğinde olması gerektiğine değinilmiştir. Bunun yanında çocuğun yan ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerekmekte ve tüm bu hususlar dikkate alınarak nafaka miktarı belirlenmektedir.

Nafaka kime verilir?

Boşanma davasında nafaka yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan alacağı destektir. Dolayısıyla, yoksulluğa düşecek eşe nafaka verilir. Ek olarak çocukların bakım ve giderleri için çocuklara da nafaka verilir. Öte yandan, yoksulluk nafakası düzenlemesi bağlamında altsoy-üstsoy ve kardeşler de nafaka alabilir.

SONUÇ

Hukukumuzda birbirinden farklı nafaka türleri bulunmaktadır. Nafaka isteminin isabetli olması ve doğru temellere oturtulması hem sürecin kolay takibi hem de talebin gerçekleşmesi açısından oldukça önemlidir. Nafaka, alacaklıyı refaha kavuşturma ya da evliyken yaşadığı standartları koruma amacı taşımamaktadır. Yargıtay kararları dikkate alındığında tarafların gelirleri birbirine denk olduğu takdirde diğer tarafa nafaka hükmünde bulunmak doğru bulunmamıştır. (Yargıtay 2. HD, 16.10.2019, K. 2019/10211, E. 2019/2007) Yine Yargıtay kararında "asgari ücret seviyesinde" gelire sahip olmak, yoksulluk nafakası bağlanması için bir engel olarak görülmemiştir. (Yargıtay H.G.K., 26.12.2001, K. 1185, E. 2001/2-1156). Dolayısıyla nafakanın amacına uygun taleplerde bulunmak zaman ve emek kaybının önüne geçecektir. Bu sebeple bir aile hukukunda uzman hukuk bürosuna danışmak olası zaman ve mal kaybını en aza indirmeye yardımcı olabilecektir.

Originally published 31 Temmuz 2023

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.