Türk hukukunda arabuluculuk, uyuşmazlıkların çözümünde etkili ve hızlı bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biridir. Arabuluculuk süreci, 2013 yılında yürürlüğe giren 6100 Sayılı Arabuluculuk Kanunu ile detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. 6100 Sayılı Kanun, arabuluculuğun tanımını yaparken arabuluculuk faaliyetlerinin hangi durumlarda kullanılabileceğini, arabulucunun yetki ve görevlerini, sürecin aşamalarını ve uzlaşmanın sağlanması durumunda nasıl bir hukuki statü kazanacağını belirlemiştir.

En genel anlamıyla arabuluculuk, taraflar arasındaki uyuşmazlığın menfaat temelli bir çözüme kavuşabilmesi amacıyla, tarafsız bir üçüncü kişinin, tarafları müzakerelerde bulunmaları ve anlaşabilmeleri için uygun ortamda buluşturan ve onların kendi çözümlerini bulabilmelerine imkân sağlayan, gönüllülük esasına dayalı yöntemler bütünüdür. Bu hususta arabuluculuğu, tarafsız üçüncü kişinin yardım ettiği bir kolaylaştırılmış müzakere olarak tanımlayabiliriz. Arabuluculuk barışçıl bir çözüm yoludur zira tarafların barışçıl şekilde birlikte anlaştıkları bir çözümde uyuşmazlığı sonlandırır. Arabuluculuk, çeşitli uyuşmazlık alanlarında kullanılabilmekte olup, iş, ticaret, aile, miras, gayrimenkul başta olmak üzere birçok alanda etkin bir çözüm yöntemidir.

A. ARABULUCUK SÜRECİ

Arabuluculuk sürecini anlatmaya geçmeden önce arabuluculuğun iradeye dayalı alternatif bir uyuşmazlık çözümü olduğunu belirtmekte fayda vardır. İşbu makalenin devamında değinileceği dava şartı arabuluculuk (zorunlu arabuluculuk) da bile, sürecin devam ettirilmesi, tarafların bir anlaşmaya varması iradîdir. Çünkü hiç kimse, belli bir anlaşmazlığın çözümü için başkaları tarafından zorlanamaz. Arabuluculuk süreçlerini ise genel olarak aşağıdaki gibi sıralayıp özetleyebiliriz;

  1. Tarafların Arabuluculuğa Gitme Konusunda Anlaşması: 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu'nun 13. Maddesine göre; uyuşmazlığın tarafları gerek dava açılmadan önce gerekse dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurmak konusunda anlaşabilir. Bu nedenle, taraflar arabulucuya gitme konusunda anlaştığı müddetçe uyuşmazlığın her aşamasında arabuluculuk kurumuna başvurulabileceğini söyleyebiliriz. Taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin olarak dava açılması halinde mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda bilgilendirebilir veya teşvik edebilir. Veya uyuşmazlığın taraflarından biri, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra, diğer tarafa arabulucuya başvurma konusunda bir teklif sunabilir. 6325 Sayılı Kanunun 13. maddesine göre; arabulucuya başvurma konusunda karşı tarafa iletilen teklif, 30 gün içinde olumlu cevaplanmazsa reddedilmiş kabul edilir. Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri halinde ise yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Yine 6325 Sayılı Kanunun 15. Maddesine göre bu süre, tarafların mahkemeye yeniden birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir.
  2. Tarafların Arabulucuyu Belirlemesi: Arabuluculuk yolunda, uyuşmazlık konusu hakkında uzman olan ya da uzman olmasa bile bu konuyu iyi bilen tarafsız ve bağımsız üçüncü kişi tarafından inceleme yapılır ve çözüm için taraflara destek olunur. Taraflar sırf bu sebeple bile kendilerini güvende hissedebilmektedir. Taraflar, arabuluculuk sürecine başvurmak için Türkiye genelinde kurulan arabuluculuk merkezlerine başvurabilir ve oradan arabulucu seçebilirler. Zira bu merkezler, arabuluculuk sürecini yönetir, arabulucuların kaydını tutar ve arabuluculuk eğitimlerini düzenler. Arabulucu, arabuluculuk yetkisine sahip olmalı, tarafsız ve bağımsız bir kişi olmalıdır.
  3. Taraflardan Birinin Arabulucuya Talepte Bulunması: Tarafların tamamının arabuluculuğa katılmayı kabul etmesi ve taraflarca arabulucu seçildikten sonra taraflardan biri arabuluculuk sürecini başlatmak için yazılı veya sözlü olarak arabulucuya talepte bulunur.
  4. Arabulucunun Kabulü: Arabulucu, arabuluculuk talebini aldıktan sonra başvuruyu değerlendirir ve süreci kabul edip etmeyeceğine karar verir.
  5. Tarafların Hazırlığı: Arabuluculuk süreci öncesinde, tarafların arabuluculuğa hazırlık yapması önemlidir. Taraflar, arabulucuya görüşmelerde kullanılmak üzere belgeleri ve gerekli bilgileri sunmalıdır.
  6. Tarafların Bir Araya Gelmesi: Arabuluculuk sürecinin en önemli aşamalarından biri, tarafların bir araya gelerek uyuşmazlığı çözmeye çalıştığı toplantılardır. Taraflar ve arabulucu, bir araya gelerek uyuşmazlığın nedenlerini, tarafların beklentilerini ve taleplerini tartışır.
  7. Arabuluculuk Görüşmeleri: Tarafların bir araya geldiği toplantılarda, arabulucu ile birlikte görüşmeler gerçekleştirilir. Arabulucu, tarafların iletişimini sağlar, dinler ve çözüm önerileri sunar. Taraflar, görüşmelerde kendi taleplerini dile getirebilirler.
  8. Uzlaşma Sağlanması: Arabuluculuk sürecinde taraflar, anlaşmazlıklarını çözmek için ortak bir uzlaşma noktası bulmaya çalışır. Arabulucunun rehberliği ve yönlendirmesiyle taraflar arasında iletişim ve müzakereler gerçekleştirilir. Taraflar, kendi çıkarlarını gözeterek, uzlaşma sağlamaya çalışır. Eğer taraflar, bir uzlaşmaya varırlarsa, arabulucu tarafından uzlaşma metni hazırlanır.
  9. Uzlaşma Metninin Onaylanması: Uzlaşma metni, tarafların imzasıyla resmi bir belge haline gelir. Taraflar, metinde yer alan hükümlere bağlı kalacaklarını ve uzlaşmanın hükümsüz olmadığını kabul ederler. Bu aşamada, arabuluculuk sürecinin tamamlanması için mahkeme onayı gereklidir.
  10. Mahkeme Onayı: Uzlaşma metni, taraflarca imzalandıktan sonra mahkeme onayına sunulur. Mahkeme, uzlaşmanın kanuni şartlara uygun olup olmadığını kontrol eder. Uzlaşma metni, tarafların iradesiyle oluşmuş, hukuki geçerliliği olan ve kamu düzenine aykırı olmayan hükümler içeriyorsa, mahkeme tarafından onaylanır.
  11. Uzlaşmanın İcra Edilmesi: Onaylanan uzlaşma metni, kesinleştikten sonra icra edilebilir bir belge haline gelir. Taraflar, uzlaşma metninde yer alan hükümlere uymakla yükümlüdürler. Uzlaşmanın icra edilebilirliği, mahkeme kararıyla desteklenir ve bu şekilde tarafların uzlaşma metninde yer alan hak ve yükümlülükleri yerine getirmeleri sağlanır.

B. ARABULUCULUĞUN ÇEŞİTLERİ

1) İhtiyarî Arabuluculuk

Arabuluculuk, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin en önemlilerinden olduğundan, iradîlik prensibi oldukça önemlidir. Taraflar, arabulucuya başvurmak ve süreci devam ettirip sonlandırmak veya bu yöntemden vazgeçmek konusunda tamamen serbesttirler. İhtiyarî arabuluculuk ise arabuluculuk kurumunun yapısına uygun olan bir arabuluculuk türüdür. Burada taraflar, arabulucuya başvurmak konusunda, gerek karşı taraftan gerekse mevzuat tarafından bir zorlamayla karşılaşmadan tamamen serbest iradeleriyle yöntemi tercih etmektedirler. Bu şekilde tercih edilen bir arabuluculuk yönteminde başarıya ulaşma ihtimali de oldukça yüksektir. Özellikle arabuluculuğun dünya genelinde uygulandığı alanların aile hukuku, komşuluk hukuku, ekonomik nitelikli ticarî uyuşmazlıklar olduğu görüldüğünden, ilişkilerin uyuşmazlığın çözümünden sonra da devam etmesi önemsenmektedir.

2) Dava Şartı Olarak Arabuluculuk (Zorunlu Arabuluculuk)

Arabuluculuk yönteminin uygulanmasının çeşitlerinden birini de dava şartı olan arabuluculuk oluşturmaktadır. Burada, arabulucuya başvuru bir dava şartı hâline gelmekte, uyuşmazlığın çözümü için dava açmadan önce arabulucuya başvurulması gerekir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ile beraber, Türkiye'de ilk kez arabulucuya başvuru belli davalar açısından zorunlu hâle getirilmiştir. Bu zorunluluk, ilgili Kanun'da "dava şartı olarak arabuluculuk" şeklinde ifade edilir.

Bir diğer dava şartı olan arabuluculuk hâli ise, 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle, 06.12.2018 tarihinde, 6102 sayılı Ticaret Kanunu'na 5/A maddesi eklenmesi ile gelmiştir. Bu düzenlemeyle beraber, ticarî davalarda, konusu para olan alacak ve tazminat talepleri için öncelikle arabulucuya başvurulmuş olması gerekmektedir. İş Mahkemeleri Kanunu'ndaki dava şartı olan arabuluculuk düzenlemesine paralel şekilde Ticaret Kanunu'nda da dava şartı olan arabuluculuk, ilgili davalar açılmadan önce gidilmesi gereken zorunlu bir yol olarak düzenlenmiştir. Bunlarla düzenlemelere ek olarak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 73/A maddesiyle Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklar açısından da arabulucuya başvuru zorunluluğu getirilmiştir.

İş Mahkemeleri Kanunu, Ticaret Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununda yapılan düzenlemeler haricinde, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nda da değişiklik yapılmış ve "dava şartı olarak arabuluculuk" madde başlıklı 18/A maddesi eklenmiştir. Bu madde, dava şartı olan arabuluculukla ilgili genel düzenlemeler içermektedir. Dolayısıyla, dava şartı olarak arabuluculuğun söz konusu olduğu hâllerde öncelikle ilgili özel hükme bakılacak, özel düzenleme bulunmayan hâllerde bu Kanun'un 18/A ve 18/B maddeleri dikkate alınacaktır.

Özetle, işçi-işveren uyuşmazlıkları, tüketici hakları, bazı fikri mülkiyet konuları, bazı ticarî konular gibi alanlarda arabuluculuk başvurusu zorunludur. Taraflar, bu tür uyuşmazlıklarda öncelikle arabulucuya başvurmak zorundadır. Ancak, uzlaşma sağlanamaması durumunda dava yolu açılabilmektedir.

Davacının, dava açarken arabulucuya başvurulduğu ancak anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemesi gerekmektedir. Aksi hâlde mahkeme, davacıya, son tutanağı sunması için bir haftalık kesin süre verir. Bu bir haftalık kesin süre içinde tutanak davacı tarafından sunulmazsa dava dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmeksizin usulden reddedilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde ise, dava şartı yokluğu sebebiyle dava usulden reddedilir.

C. ARABULUCULUK YÖNTEMLERİ

Türk hukukunda arabuluculuk yöntemleri, uyuşmazlığın niteliği, tarafların tercihleri ve yasal düzenlemeler doğrultusunda kullanılır. Her yöntem, farklı avantaj ve süreçlere sahiptir. Bu yöntemler aynı zamanda uyuşmazlığın daha etkin ve çözüm odaklı bir şekilde çözülmesini sağlamak için çeşitlilik sunarlar. Bu hususta tararaflar, uyuşmazlık türüne ve tercihlerine göre uygun arabuluculuk yöntemini seçebilir.

  1. Hakemli Arabuluculuk: Arabuluculuk süreci ile hakemlik sürecinin birleştiği bir yöntemdir. Taraflar, hem arabulucuya hem de hakeme başvurarak uyuşmazlıklarını çözmeye çalışırlar. Arabulucu, taraflar arasında iletişimi ve müzakereleri yönlendirirken, hakem de hukuki karar verme yetkisine sahiptir. Hakemli arabuluculuk, özellikle karmaşık ve teknik konuları içeren uyuşmazlıklarda tercih edilen bir yöntemdir.
  2. Çevrimiçi Arabuluculuk: Teknolojik gelişmelerle birlikte çevrimiçi arabuluculuk yöntemi de yaygınlaşmıştır. Taraflar, internet tabanlı platformlar aracılığıyla arabuluculuk sürecine katılabilirler. Bu yöntem, taraflara zaman ve mekândan bağımsız olarak arabuluculuk hizmeti alma imkânı sunar. Çevrimiçi arabuluculuk, özellikle uzak mesafelerdeki taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde kullanılan etkili bir yöntemdir.

D. ARABULUCULUĞUN AVANTAJLARI

Türk hukukunda arabuluculuğun birçok avantajı bulunmaktadır. İşte Türk hukukunda arabuluculuğun avantajlarından bazıları aşağıda belirtilmektedir;

  1. Daha Az Zaman Harcanan Bir Yöntem Olması: Arabuluculuk süreci, uyuşmazlığın daha hızlı ve etkili bir şekilde çözülmesini sağlar. Öyle ki arabuluculuk yönteminde bir uyuşmazlık, bazen oturumların başlamasıyla beraber birkaç saatte, bazen de birkaç gün içinde çözümlenebilmektedir. Bu bakımdan uyuşmazlığın tarafların arabuluculukta mahkeme sürecine kıyasla daha kısa bir sürede sonuç alabileceği aşikârdır.
  2. Daha Düşük Maliyetli Bir Yöntem Olması: Arabuluculuk süreci, mahkeme sürecine kıyasla genellikle daha ekonomiktir. Arabuluculuk sürecinde harçlar ve diğer masraflar daha düşüktür. Ayrıca, arabuluculuk süreci daha kısa sürdüğü için tarafların avukatlık ve diğer hukuki maliyetlerini azaltabilir.
  3. Tarafların Süreci Daha İyi Kontrol Edebilmesi: Arabuluculuk sürecinde, tarafların uyuşmazlığın çözümünde aktif bir rolü vardır. Taraflar, kendi taleplerini ifade eder, çözüm önerileri sunar ve uzlaşmaya yönelik bir sonuç üzerinde anlaşmaya çalışırlar. Bu sayede, taraflar çözümün sonucunu daha fazla kontrol ederler ve kendilerini daha tatmin edici bir çözümde bulabilirler.
  4. Gizlilik Esasına Dayalı Bir Yöntem Olması: Arabuluculuk süreci, gizlilik ilkesiyle yürütülür. Taraflar, uyuşmazlığın ayrıntılarını ve müzakereleri gizli tutma hakkına sahiptir. Bu durum, taraflar arasındaki iletişimi rahatlatır ve arabulucunun da, süreci iyi bir şekilde idare edip tarafların çözümlerini bulmalarına yardımcı olmak için gerekli bilgilere ulaşabilmesini ve yöntemin başarılı olabilmesini sağlar
  5. Sürecin Esnek Olması: Arabuluculuk süreci, tarafların ihtiyaçlarına ve özel durumlarına göre esneklik sunar. Taraflar, müzakereleri ve uzlaşma sürecini kendi ihtiyaçlarına göre yönlendirebilirler. Bu esneklik, tarafların uyuşmazlığın çözümünde daha uygun ve adil bir sonuç elde etmelerini sağlar.
  6. Taraflar Arasındaki İlişkiyi Korunması: Arabuluculuk süreci, taraflar arasındaki ilişkilerin korunmasına yardımcı olur. Taraflar, arabuluculuk sürecinde iletişim kurarak anlayış ve işbirliği ruhunu güçlendirirler. Bu sayede, gelecekteki iş veya kişisel ilişkilerin zarar görmesi engellenir.
  7. Arabulucuların Uyuşmazlık Konusuna Hâkim Olması: Arabuluculuk Eğitimi: Arabulucuların yeterliliklerinin sağlanması amacıyla arabuluculuk eğitimi alması zorunludur. Arabulucular, Arabuluculuk Kanunu'nun belirlediği eğitim ve sınavlardan geçerek yetkilendirilirler. Bu şekilde, arabulucuların uzlaşma becerileri, iletişim ve müzakere yetenekleri geliştirilmekte ve arabuluculuk sürecinin kalitesi artırılmaktadır.

SONUÇ

Arabuluculuk, mahkemelerin iş yükünü azaltırken, taraflara daha etkili ve hızlı bir uyuşmazlık çözümü sağlama imkânı sunması nedeniyle arabuluculuğun Türk hukukunda önemi giderek artmaktadır. Bununla beraber arabuluculuk, tarafların uyuşmazlığı çözmek için daha uzlaşmacı, daha yapıcı ve daha uzun vadeli ilişkiler kurmalarına olanak sağlar. Bu nedenle arabuluculuk sürecini iyi anlamak ve bilmek uyuşmazlıklarımızın çözümü için oldukça önemlidir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.