Anayasa Mahkemesi, 08.06.2023 tarihli "Faysal Çifçi ve diğerleri" kararıyla şartları oluşmamasına rağmen belirsiz alacak davası olarak açılan davaların hukuki yarar bulunmaması sebebiyle usulden reddedilmesini ölçülülük ilkesine aykırı bularak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

1. Belirsiz Alacak Davasının Hukuki Niteliği ve Uygulamadaki Görünümü

Belirsiz alacak davası 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ("HMK") ile düzenlenen ve alacağın miktarının ya da değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği hallerde açılabilen, belirlenmesi mümkün olduğunda da iddianın genişletilmesi yasağına takılmaksızın talebin arttırılmasına imkan veren bir dava türüdür. Önemli avantajları ise, (i) iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaması, (ii) talebin arttırılmasında zamanaşımı probleminin söz konusu olmaması, (iii) talep artırıldığında (belirli hale getirildiğinde) talep edilen tüm tutar için faizin ilk talebe ilişkin faiz başlangıç tarihinden itibaren işletilmesi, ve (iv) alacağın kalan kısmı için yeniden dava açılmasına gerek olmayışıdır.

Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin yerleşik kararlarında, belirsiz alacak davası olarak açılan ancak alacağın miktarının belirlenebilir olduğu davalarda, hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddedildiği görülmekteydi. Davanın açılmasıyla kesilen zamanaşımı süresi, dava usulden reddedildiğinde hiç kesilmemiş gibi işlemeye devam edeceğinden ve yargılamanın uzun sürmesinden dolayı işçilik alacaklarının zamanaşımına uğraması riski doğmaktaydı.

Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin yerleşik uygulaması kapsamında belirsiz alacak davası olarak açılan davaları usulden reddedilen ve alacakları zamanaşımına uğrayan ve dava açma imkanı ortadan kalkan işçiler, hak arama hürriyetlerinin ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

2. Anayasa Mahkemesi'nin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi, 08.06.2023 tarihli "Faysal Çifçi ve diğerleri" kararında mahkemeye erişim hakkı çerçevesinde Yargıtay kararının ölçülük ilkesine uygun olup olmaması bakımından inceleme yaptı. Anayasa Mahkemesi değerlendirmesinde daha önce verdiği bir karara atıfta bulunmuş (İsmail Avcı kararı, 2019/12190), bu kararda hukuki yararın davanın açılmasında değil esasın incelenmesinde aranacağını, başlangıçta hukuki yararın bulunmasının yeterli olduğunu, belirsiz alacak davasında belirlenemezlik şartının gerçekleşmemesinin hukuki yararın bulunmadığı şeklinde yorumlanamayacağını ifade etmişti.

Mahkeme, eda davası açılması gerekirken belirsiz alacak davası açılması halinde davanın usulden reddedilmesinin uyuşmazlığın çözümünde son çare olup olmadığı, başvurucuların haklarını en az etkileyen aracın seçilip seçilmediği noktasında değerlendirmede bulundu. Buna göre, belirsiz alacak davasının şartları oluşmadan açılması halinde getirdiği birtakım ek avantajlardan yararlanılmamasıyla sınırlı bir etki makul karşılanabilecek, böylece davacıya ağır bir külfet yüklenmemiş olacak iken davacının hakkından mahrum kalmasına neden olacak müdahaleler son çare olarak kabul edilemeyecektir.

HMK'nın, hatalı hazırlanan dilekçelerin usulüne uygun hale getirilmesi için süre verilmesi gibi hakime güçlü yetkiler vermesi dikkate alındığında hatalı bir şekilde belirsiz alacak davası olarak açılan davaların, eda davası olarak kabul edilerek davacıya talebini netleştirmesi için süre verilmesi de mümkün olmalıdır. Bu yolun tercih edilmesi, davanın usulden reddedilmesine nazaran daha hafif bir müdahale teşkil etmektedir.

Bu sebeple Anayasa Mahkemesi, hakkın kullanımına daha hafif bir müdahale yapılabilecekken ağır olan müdahalenin seçilmesini ölçülülük ilkesiyle aykırı bularak mahkemeye erişim hakkı ve adil yargılanma hakkı ihlal edildiğine karar vermiştir.

SONUÇ: Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre, şartları oluşmadan açılan belirsiz alacak davalarının, davacıya talebini netleştirmesi için süre verilmeksizin doğrudan reddedilmesi, mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğindedir.

Originally published 20 October, 2023

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.