Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin yerel mevzuatımızda 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaktadır. 5718 sayılı MÖHUK hükümlerinin yanı sıra Türkiye'nin de taraf olduğu 1958 sayılı New York Sözleşmesinde de yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. 1958 sayılı New York Sözleşmesi hakem kararının düzenlendiği devletten başkaca bir devlette tanınması ve tenfizine ilişkindir.

5718 sayılı MÖHUK hükümleri ve 1958 sayılı New York Sözleşmesi yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine yönelik paralel düzenlemelere sahip olsa da uygulamada bazı farklılıklar mevcuttur. Ancak gerek MÖHUK gerek ise New York Sözleşmesinde yer alan hükümler uyarınca yabancı hakem kararının hükmedildiği ülke dışında diğer bir ülkede tanınması belirli bazı şartlara bağlanmıştır.

Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması Ve Tenfizine İlişkin Şartlar:

  • Kararın yabancı hakem kararı niteliğinde olması
  • Hakem kararının kesinleşmiş olması, icra kabiliyetinin olması ve taraflar için bağlayıcı olması
  • Taraflar arasında uyuşmazlık çözümüne ilişkin tahkim anlaşması veya tahkim şartının mevcut olması ( MÖHUK m.62 uyarınca taraflar arasında tahkim sözleşmesinin mevcut olmaması durumunda ya da esas sözleşmeye tahkim şartı konulmamışsa mahkeme tenfiz talebini reddeder.)
  • Aleyhine karar verilen tarafın tahkim yargılamasından haberdar olması
  • Uyuşmazlık konusunun tahkim yargılamasına elverişli olması
  • Tanınması istenen tahkim kararının tanınacak devletin kamu düzenine aykırı olmaması

Öte yandan New York Sözleşmesi imzalanırken sözleşmeye taraf ülkelerin yabancı tahkim kararlarının uygulanması yönünde sözleşmeye çekince koyma hakları mevcuttur. Türkiye söz konusu sözleşmeyi imzalarken tahkim kararına esas teşkil eden uyuşmazlığın TİCARİ MAHİYETTE OLMASI durumunda uygulama alanı bulacağına yönelik çekince koymuştur. Bu nedenle New York sözleşmesi, sadece ticari mahiyetteki işlem ve ilişkilerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verilen hakem kararları hakkında uygulanabilmektedir.

Yabancı Hakem Kararının Tanınması İçin İzlenecek Prosedür:

Görevli Mahkeme: Yargıtay yerleşik uygulamalarında yabancı mahkeme kararının tenfizinde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu kabul etmektedir. Yabancı hakem kararlarının tenfizi davaları ve bu davaların konusu, "ticari iş" veya "ticari dava" niteliğinde olmadığından, tenfiz davalarında işin esasına girilemeyeceğinden mahkeme burada uzmanlığı gereği bir yargılama yapmayacak, sadece tenfiz şartlarının bulup bulunmadığını tespit edecektir. Bu nedenle uyuşmazlık ticari olsun olmasın yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin MÖHUK m.60/2 uyarınca da görevli mahkemenin Asliye Mahkemeleri olduğuna hükmedilmiştir.

5235 sayılı Kanununda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde uyuşmazlığın ticari iş veya dava niteliğinde olup olmadığına bakılmaksızın görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu kabul edilmelidir.

Yetkili Mahkeme: Yabancı hakem kararlarının tenfiz edilmesine yönelik yetki kuralları MÖHUK m.60/2'de düzenlenmiştir. Öncelikle tarafların sözleşmede belirlendiği yerdeki yetkiye bakılır, aksi takdirde davalının yerleşim yerindeki mahkeme yetkilidir.

Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde yetkili mahkeme, tarafların yazılı olarak kararlaştırdıkları yerdeki mahkemedir. Taraflar arasında böyle bir sözleşme yoksa davalının Türkiye'deki yerleşim yeri, yerleşim yeri yoksa sakini olduğu yer mahkemesi, sakini olduğu yer de yoksa davalının icraya konu teşkil edebilecek mallarının bulunduğu yer mahkemesidir (MÖHUK m. 60/2). Davalının Türkiye'de icraya konu edilebilecek malları yoksa Türk mahkemeleri yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda yetkisiz olacaktır. Ancak yetkinin kesin olmadığı durumlarda mahkeme yetki itirazını resen gözetmez. Davalının cevap süresi içinde yetki ilk itirazında bulunması gerekir.

Teminat : Yabancı hakem kararının tanınmasını talep eden davacı taraf yabancı ise bu durumda MÖHUK m.48 uyarınca mahkeme tarafından belirlenen teminatı yatırmak zorundadır. Davacının mensup olduğu veya ikamet ettiği ülke ile Türkiye arasında teminattan muafiyet konusunda iki veya çok taraflı anlaşma varsa teminat istenmeyecektir. HMK md 87'deki düzenlemeye bakıldığında, teminatın miktarı ve şekli mahkemece serbestçe takdir edilebilecektir. Uygulamada, para ile ölçülebilen uyuşmazlıklarda, mahkemelerin teminat oranını davaya konusu uyuşmazlığın %10'u olarak belirlediği görülmektedir.

Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması İçin Gerekli Evraklar:

MÖHUK m.61 ve New York Sözleşmesi 4.madde uyarınca talep edilecek evraklar :

Yabancı bir hakem kararının tenfizini isteyen taraf, dilekçesine aşağıda yazılı belgeleri, karşı tarafın sayısı kadar örnekleriyle birlikte ekler:

  1. Tahkim sözleşmesi ya da şartının aslı yahut usulüne göre onaylanmış örneği,
  2. Hakem kararının aslı veya onaylanmış örneği,
  3. Yukarıdaki belgelerin tercüme edilmiş ve usulen onaylanmış örnekleri.

İşin mahiyeti gereği tenfiz talepli dilekçenin kararın tenfizinin istendiği devletin resmi dilinde yazılması gerekir. Hakem kararı veya tahkim anlaşması tenfizin talep edildiği devletin resmi dilinde yazılmamış ise, noterde yeminli bir tercüman tarafından tercüme edilerek aslına uygun olarak tasdik edilir.

Yabancı bir hakem kararının tanınması ve tenfizine ilişkin yargılama usulü HMK kapsamındaki hükümler ile bağlıdır. 6100 sayılı HMK m.119 hükmünde bir dava dilekçesinin içeriğinde mevcudiyeti zorunlu olan unsurlar yer almaktadır. Yabancı hakem kararının tanıması için ikame edilen davada başvuru dilekçesinin HMK m.119 kapsamında belirtilen unsurlara haiz olması gerekir. İlgili hükümde belirtilen hususların dava dilekçesinde eksik olması ve kesin süre içerisinde tamamlanmaması davanın usulden reddine sebebiyet vermektedir.

Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Durumunda İhtiyati Haciz Talebi:

Yargıtay kararları ve doktrin göz önüne alındığında ülkemizde henüz tanınmamış bir yabancı hakem kararına ilişkin ihtiyati haciz talebinde bulunulması mümkündür. Yargıtay, yabancı hakem kararının tanınmasından önce uyuşmazlık konusunun bir alacağa dayanması durumunda tanıma ve tenfizin sonuçlanması beklenmeksizin alacaklının alacağını korumak amacı ile ihtiyati haciz talep edilmesi uygun görmektedir.

İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/353 K. 2020/328 T. 5.3.2020 tarihli karar uyarınca;

"... HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, hakkında tenfiz kararı verilen ve istinaf edildiği için kesinleşmeyen yabancı hakem kararına istinaden ihtiyati haciz talebidir.Mahkemece, İhtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığı ve ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Mahkemeninde kabulünde olduğu ve Yargıtay 19 HD.nin 2015/1656 Esas, 2015/4049 Karar sayılı içtihadı, Yargıtay 23 Mahkemeninde kabulünde olduğu ve Yargıtay 19 HD.nin 2015/1656 Esas, 2015/4049 Karar sayılı içtihadı, Yargıtay 23 HD.nin 2016/6937 Esas, 2016/4665 Karar sayılı içtihadı, Yargıtay 6 Mahkemeninde kabulünde olduğu ve Yargıtay 19 HD.nin 2015/1656 Esas, 2015/4049 Karar sayılı içtihadı, Yargıtay 23 HD.nin 2016/6937 Esas, 2016/4665 Karar sayılı içtihadı, Yargıtay 6 HD.nin 2014/3906 Esas, 2014/4941 Karar sayılı içtihatlarında da belirtildiği üzere, tenfiz kararı kesinleşmeden infaz edilemez ise de, bu karara dayanarak ihtiyati haciz istenmesine yasal bir engel bulunmamaktadır.2004 sayılı İİK'nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK 257/1 madde kapsamında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257/2 maddesindeki koşulların gerekmediği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın sağlanmasının yeterli olduğu ve buna göre mahkemece talep dilekçesi ekinde sunulan belgeler ile alacağın varlığı ve muacceliyeti hakkında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği gözetilerek şartların oluşması nedeniyle İİK 257. maddesi gereğince teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçeyle talebin reddine karar verilmesi yerinde olmayıp talep eden vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür..." Söz konusu kararda da görüldüğü üzere yabancı hakem kararından doğmuş olan bir alacak için ihtiyati haciz talebinde bulunulması mümkündür.

Yukarıda genel hatları ile izah edildiği üzere yabancı bir hakem kararının ülkemizde tanınması usuli olarak HMK hükümleri ile bağlıdır. Türkiye'deki mahkeme uyuşmazlık konusunun esasına yönelik değerlendirme yapma yetkisine sahip değildir. Yetkili mahkeme tarafından yalnızca tanıma ve tenfize yönelik şartların yerine getirip getirilmediği incelenmektedir. Yabancı hakem kararı ülkemizde yalnızca usuli olarak incelemeye tabi olup tanıma ve tenfize ilişkin şartlara haiz olması durumunda kabul görmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.