Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği'nde değişiklik öngören yeni bir taslağı kamuoyunun görüşüne sundu. Yapılan düzenleme önerileri, yatırımcılar için fırsatların yanı sıra birtakım kısıtlamalar da içeriyor. Elektrik piyasasının dinamiklerini doğrudan etkileyebilecek bu değişikliklerin detaylarının, özellikle yenilenebilir enerji yatırımı yapmak isteyen sanayi kuruluşları, belediyeler ve tarımsal sulama kooperatifleri için kritik önemde olduğunu söyleyebiliriz.
Devir Halindeki Tesisler İçin Yeni Başvuru Sınırlaması (Madde 10/5)
Yeni düzenlemeyle, m.5/1-h kapsamındaki bir üretim tesisinin devri söz konusuysa, bu tesise bağlı tüketim tesisi için yeniden başvuru yapılamayacağı hüküm altına alınıyor. Sadece aynı gerçek veya tüzel kişiye devredilmesi durumunda bu sınırlamanın uygulanmayacağı anlaşılıyor.
Yatırımcı Açısından Değerlendirme: Bu düzenleme, başvuru hakkının devredilmesini önlemeye yönelik bir önlem olarak değerlendirilebilir. Böylece geçmişte karşılaşılan, kapasite tahsisi üzerinden dolaylı olarak kazanç elde etmeyi amaçlayan ve yatırım amacı taşımayan başvuruların önüne geçilmek istendiğini anlıyoruz. Ancak bu durumun, yatırımcılar açısından bir esneklik kaybı yarattığı da söylenebilir. Tesis devralınsa bile, bu tesisle ilişkilendirilen tüketim tesisinden yeniden başvuru yapılamayacak olması, devralan yatırımcı için kısıtlayıcı olabilir.
Yeni Öncelik Kriterleri (Madde 14/6 ve 14/9)
Başvuruların teknik değerlendirmesinde uygulanacak öncelik kriterlerini taslakta yeniden şekillendirildiğini gözlemliyoruz. Bundan böyle;
- Üretim ve tüketim tesisinin aynı ölçüm noktasında olması,
- Geçmişte tahsis edilmiş kapasitelere göre düzeltilmiş tüketim miktarı (ÖDT)
gibi kriterler ön plana çıkıyor.
Yeni hesaplama formülüyle, aynı tüketim tesisine daha önce yapılan tahsisler, yeni başvurularda öncelik puanını azaltacak. Ayrıca tüketim tesisinin belediye, sanayi veya sulama amaçlı olması durumunda, bağlantı gücü iki katı esas alınarak değerlendirme yapılacak.
Yatırımcı Açısından Değerlendirme: Bu sistem, gerçek tüketim ihtiyacına göre kapasite tahsisini teşvik ediyor ve başvuruların daha adil sıralanmasını amaçlıyor. Ancak geçmişte kapasitelerini paylaşan yatırımcıların yeni başvurularda rekabet dezavantajına girmesi de olası görünüyor.
YEPDİS Süreci Biyokütle ve Jeotermal İçin de Uygulanacak (Madde 16/1)
Yalnızca güneş ve rüzgar değil, artık jeotermal ve biyokütle kaynaklı başvurular da EİGM tarafından yürütülen YEPDİS sistemine tabi olacak. Ayrıca tesis sahası çakışmaları gibi teknik hususlarda başvuru sahibine saha değişikliği veya revizyon imkanı tanınmakta.
Yatırımcı Açısından Değerlendirme: Bu, sürecin şeffaflığını ve teknik uyumu artırabilir. Ancak biyokütle ve jeotermal gibi daha kompleks saha ihtiyaçları olan projeler için bu sürecin idari yükü artırabileceği unutulmamalıdır.
Kabul Öncesi Enerji Veren Tesislere Yaptırımlar (Madde 37/13)
Bağlantı anlaşması dahi bulunmayan, kabul işlemleri tamamlanmadan enerji veren üretim tesislerinin şebekeden bildirim yapılmadan ayrılacağı açıkça düzenlenmiş. Ayrıca, bu tür tesisler 12 ay boyunca bedelsiz enerji katkısı yapacak ve 3 yıl süreyle yeniden başvuru yapamayacak.
Yatırımcı Açısından Değerlendirme: Bu hükmün, sistemi kötüye kullanan uygulamaların önüne geçmeyi hedeflediğini değerlendiriyoruz. Ancak bu hükümle, uygulamada kabul sürecinin uzaması gibi nedenlerle iyi niyetli yatırımcıların cezalandırılması riskiyle de karşılaşılabilir. Bu nedenle idarenin makul sürelerde işlem yapmasının kritik önemde olduğunu değerlendiriyoruz.
Genel Değerlendirme
EPDK tarafından kamuoyunun değerlendirmesine açılan bu taslak düzenleme, lisanssız elektrik üretimi alanında daha disiplinli, hesaplanabilir ve teknik açıdan uyumlu bir yapı oluşturmayı hedefliyor olduğu gözlemlenmektedir. Özellikle kapasitelerin tahsisi ve başvuruların sıralamasında somut kriterler getirilmesi, sektör açısından daha öngörülebilir ve adil bir başvuru süreci oluşturulmasına katkı sağlayabilecektir.
Bununla birlikte, taslakta yer alan bazı hükümler yatırımcıların esnekliğini daraltabilecek sonuçlar doğurabilir. Örneğin, bir üretim tesisinin devri halinde aynı tüketim tesisi için yeniden başvuru yapılamaması veya kabul işlemi tamamlanmadan işletmeye alınan tesislerin ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalması, özellikle süreçlerin tamamlanmasında yaşanabilecek idari gecikmeler karşısında yatırımcıyı zor durumda bırakma riski taşıyabilir.
Yine, öncelik değerlendirmesine esas tüketim miktarının hesaplanmasında geçmiş tahsislerin etkisinin dışlanması, planlama yapan mevcut üreticilerin yeni başvurularda nispeten dezavantajlı konuma düşmelerine yol açabilir. Ancak bu durumun, gerçek tüketim ihtiyacına dayalı kapasite tahsislerini teşvik eden bir sistem kurma arzusundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca teknik değerlendirme sürecinin jeotermal ve biyokütle kaynaklarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi, başvuru sahiplerinin idari ve teknik hazırlık süreçlerini daha dikkatli kurgulamalarını gerektirecektir. Özellikle saha çakışması ve YEPDİS süreci gibi ilave adımların, karmaşıklaşan projeler için zaman ve kaynak açısından yeni gereklilikler doğurabileceğini düşünüyoruz.
Sonuç olarak, bu düzenlemelerin yatırımcıların karar alma süreçlerini ve proje planlamalarını doğrudan etkileyebilecek nitelikte olduğunu ve bu nedenle gerek mevcut üreticilerin gerekse de yeni yatırım yapmayı planlayan müteşebbislerin taslağı yakından takip etmelerinde fayda olduğunu değerlendiriyoruz. Ayrıca nihai düzenleme metnine ulaşmadan önce, sektördeki tüm paydaşların görüş bildirme mekanizmasına aktif katılım göstermelerinin önem taşıdığı kanaatindeyiz.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.