İşçinin rekabet etmeme borcu, iş sözleşmesine ayrı bir hüküm konmasa da sözleşmenin devam ettiği süre boyunca yürürlüktedir. Bu borç, genel olarak işçinin sadakat borcu içerisinde yer alan bir yükümlülüktür. Bu husus, Türk Borçlar Kanunu(TBK) m. 396/3'te açıkça düzenlenmiştir.

Burada ele alınacak konu, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki döneme ait olarak işçiye rekabet etmeme yükümlülüğü getirilmesidir. Rekabet yasağı olarak ifade edilen bu yükümlülük, iş sözleşmesinde yer alan bir hükümle tesis edilebileceği gibi ayrı bir sözleşme düzenlenmesi ile de kararlaştırılabilir. Rekabet yasağı TBK 444/1'de şu şekilde düzenlenmiştir;

"Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir."

Türk Borçlar Kanunu'nun 444-447 maddeleri ile rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliğine ilişkin bir takım koşullar öngörülmüştür. Bahse konu bu koşullar olmaksızın getirilen rekabet etmeme yükümlülüğü geçersiz olacaktır.

  1. Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Geçerlilik Şartları
  1. Şekil

TBK m. 444/1 uyarınca, rekabet yasağı sözleşmesinin yazılı olarak yapılmış olması şarttır. Aksi takdirde sözleşme geçersiz olacaktır.

  1. Maddi Şartlar
  1. Üretim sırları, işverenin işleri veya müşteri çevresi hakkında bilgi edinme olanağı

Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, ilk olarak işçinin işverenin müşteri çevresini veya ticari nitelikteki iş sırlarını öğrenebilecek durumda olması gerekir. Müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında edinilen bilgiler, rekabete elverişli bilgiler olarak kabul edilmiştir. Söz konusu bilgilerden biri veya hepsine vakıf olmak, rekabet yasağının öngörülmesi bakımından gereklidir.

Bu kapsamda, rekabet yasağının öngörülebilmesi için işçinin;

  • Müşteri çevresi
  • Üretim sırları
  • İşverenin yaptığı işler hakkında edinilen bilgilerden

en az birine sahip olması gerekmektedir. İşçinin konunu itibariyle bu bilgilere erişemeyecek olması durumunda rekabet yasağı sözleşmesi yapılamayacaktır. Yapıldığı takdirde, geçersiz sayılacaktır.

Daha önceki bir kararında Yargıtay, hemşire olarak çalışan bir işçinin iş sırlarına sahip olma şansı bulunmaması nedeniyle rekabet yasağı kaydıyla yükümlü tutulamayacağına hükmetmiştir.

Bir başka kararında ise, işverene ait işyerinde proje mühendisi olarak çalışan işçinin yaptığı görev itibariyle işyeri sırlarını bilebilecek durumda olduğunu kabul etmiştir.

  1. İşverenin önemli bir zarara uğrama ihtimali

Rekabet yasağı öngörülebilmesi için işçinin işverenin iş sırları veya müşteri çevresi hakkında bilgi sahibi olması tek başına yeterli değildir. Bunun yanında, rekabet yasağının geçerli olabilmesi için işçinin sahip olduğu bu bilgilerin sözleşmenin sona ermesinin ardından işçi tarafından kullanılması durumunda işverenin önemli ölçüde zarar uğrama ihtimali bulunmalıdır.

Bahsedilen zararın somut bir zarar olması gerekmemekte, önemli bir zarar verme ihtimali yeterli sayılmaktadır. Önemli zarar ise işverenin ekonomik koşullarındaki her türlü kötüleşme olarak yorumlanamayacaktır. Buna göre önemli zarar olarak; işverenin kazancında veya siparişlerinde ciddi düşüşler doğuran, işverenin iş yapma olanaklarını önemli ölçüde sınırlandıran, işverenin rekabet gücünü sekteye uğratan zararlar sayılabilir.

  1. Rekabet yasağının süre bakımından sınırlandırılması

Rekabet yasağının süresi, TBK m. 445/1'e göre özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamayacaktır. Süre, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte başlar.

  1. Rekabet yasağının yer bakımından sınırlandırılması

Rekabet yasağının geçerli olabilmesi için, süre sınırlandırmasının yanında yer bakımından da sınırlandırılmış olması gerekir. Söz konusu yer, coğrafi bölge veya şehir olarak belirtilebilir. Ancak ilgili yerin tüm Türkiye olarak öngörülmesi, rekabet yasağının geçersiz sayılması sonucunu doğuracaktır.

  1. Rekabet yasağının konu bakımından sınırlandırılması

Rekabet yasağının geçerli olabilmesi için, yasağın konu bakımından da sınırlandırılmış olması gerekir. Yani işçinin icra edemeyeceği iş türü ya da türleri, sözleşmede açık bir şekilde gösterilmelidir. Buradaki sınırlandırma, işverenin tüm faaliyet alanı ile değil, işçinin yapmakta olduğu işle ilgili olmalıdır. Örneğin, pazarlama faaliyeti yürüten bir işçinin üretim faaliyetlerinde de görev yapamayacağı öngörüldüğünde, ilgili şart geçersiz sayılacaktır.

  1. Rekabet Yasağı Sözleşmesine Hakimin Müdahalesi

Türk Borçlar Kanunu'nda, hakimin rekabet yasağına müdahale etme yetkisi düzenlenmiştir. TBK m. 445/2 hükmü şu şekildedir;

"Hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı ve süresi bakımından sınırlayabilir."

Hakim, olayın özelliğini ve rekabet etmeme yükümlülüğü karşısında işçiye bir bedel ödenip ödenmediği gibi hususları dikkate alarak sözleşmeyi sınırlandırabilecektir. Örneğin, iki yıl olarak belirlenmiş rekabet etmeme yükümlülüğünü altı aya indirebilir ya da çalışma konusunun kapsamını daraltabilir.

  1. Rekabet Yasağına Aykırılığın Sonuçları

Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucunda işverenin uğradığı tüm zararları gidermekle yükümlü tutulmuştur. Bunun yanında, yapılan sözleşmeye eklenecek bir cezai şart ile, işverenin zararını ispatlamasına gerek kalmadan, yasağa aykırı davranış durumunda işçiden cezai şart talep edilebilecektir.

İşverenin uğradığı zararları ispat etmesi meşakkatli olacağı için, uygulamada genel olarak cezai şart öngörüldüğü bilinmektedir. Ancak, cezai şartın aşırı olarak görüldüğü durumlarda hakim ceza koşulunu değiştirebilecektir.

  1. Rekabet Yasağının Sona Ermesi

Rekabet yasağı aşağıdaki durumlarda kendiliğinden sona erer ve işçinin rekabet etmeme yükümlülüğü ortadan kalkar;

  • Rekabet yasağının devamında işverenin gerçek bir yararı kalmazsa
  • İşveren haklı bir neden olmaksızın iş sözleşmesini feshederse
  • İşçi, işverene yüklenebilen bir nedenle iş sözleşmesini feshederse
  1. Sonuç
  1. İşçinin iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra da rekabet etmemesini isteyen işveren, iş sözleşmesine rekabet yasağına ilişkin bir hüküm eklemeli veya iş sözleşmesinden ayrı olarak bir rekabet yasağı sözleşmesi imzalamalıdır.
  2. Rekabet yasağı sözleşmesi yazılı olarak yapılmalıdır.
  3. Rekabet yasağının geçerli olabilmesi için işçinin işverenin üretim sırları, müşteri çevresi veya işverenin yaptığı işler hakkında edinilen bilgilerden birine sahip olması gerekmektedir.
  4. Yasağın geçerliliği için, söz konusu bilgilere sahip olunmasının yanında, işçinin bu bilgileri kullanması durumunda işverenin önemli bir zarara uğraması ihtimalinin bulunması gerekmektedir.
  5. Rekabet yasağı sözleşmesi süre, yer ve konu bakımından sınırlandırılmalıdır. Yasak iki yıllık süreyi aşamayacaktır.
  6. Olası bir uyuşmazlık durumunda hakimin rekabet yasağını sınırlandırma yetkisi bulunmaktadır.
  7. Rekabet yasağına aykırılık durumunda işveren, uğradığı zararların tazminini isteyebileceği gibi sözleşmede öngörülmüşse cezai şart da talep edebilecektir.
  8. Rekabet yasağı, işverenin haklı bir neden olmaksızın iş sözleşmesini feshetmesiyle, işçinin işverenden kaynaklı nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesiyle veya rekabet yasağının devamında işverenin gerçek bir yararının kalmamasıyla kendiliğinden sona erecektir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.