Uygulamada bilinen adıyla 'teknik iflas' durumu,  genel tabirle 'sermaye şirketlerinin (anonim, limited  ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler)  sermaye kaybı veya borca batıklık durumu' olarak  ifade edilmektedir. Dayanağını 6102 sayılı Türk  Ticaret Kanunu'nun 376. maddesinde bulmakla  birlikte, unsurları ve hükümleri belirtilen maddenin  devamı düzenlemelerde detaylandırılmış olup ayrıca  bu durumlarda uyulacak usul ve esasları düzenlemek  üzere Ticaret Bakanlığı tarafından bir Tebliğ (6102  Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376. maddesinin  Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında  Tebliğ) yürürlüğe konulmuştur.

Bu yazımızda, bir sermaye şirketinin hangi koşullarda  6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376. Maddesi  kapsamında kabul edileceği ve tespite göre  yapılması gerekenler hakkında okuyucularımız için  bir inceleme yapıyor olacağız.

BORCA BATIK OLMA DURUMU NEDIR?

Borca batık olma durumu, şirketin aktiflerinin  borçlarını karşılayamaması halidir. Daha açık haliyle,  şirket aktifleri - yıllık bilançoda olduğu gibi defter  (iktisap) değerleriyle değil - gerçek (olası satış  değerleri) değerleme ile değerlemeye tabi tutulsalar  bile alacaklıların alacaklarını alamamaları, yani şirketin  borç ve taahhütlerini karşılayamaması demektir. Borca batık durumda olmanın işaretleri, yıllık ve  ara dönem finansal tablolardan, denetime tabi  şirketlerde denetim raporlarından, erken teşhis  komitesinin raporlarından, yönetim organının  belirlemelerinden ortaya çıkabilir.

Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini  uyandıran işaretler varsa, yönetim organı, aktiflerin  hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem  de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara  bilanço düzenletip denetçiye verir. Ara bilançonun  incelenmesi ve değerlendirilmesi denetçi tarafından  yapılır. Denetçi incelemesini ve önerilerini 7  gün içinde vermelidir. Yönetim bu rapora göre  durumu mahkemeye bildirecek veya buna gerek  görmeyecektir; rapor mahkemenin kararına esas  olacaktır.

Aktif ve pasiflerin işletmenin sürekliliğine göre  değerlendirilmesi, faaliyetine devam edecek bir  işletme esas alınarak değerlendirme yapılması  demektir. Böyle bir değerlendirme işletmenin  borca batık olma durumuna rağmen bazı olgular,  beklentiler, etkisini yitiren sebepler dolayısıyla  şirketin yaşama ümidinin var olup olmadığını ortaya  koyar. Mesela, bir şirketin kuruluşunun ilk yıllarında  yaptığı yatırım dolayısıyla borca batık olmasına  karşılık ileriki yıllarda kar elde edebileceği olasılığının  yüksek olması dolayısıyla uzman bir işletmeci  tarafından farklı değerlendirilebilir. Bu tür bir  değerleme yatırımların sonuçlarını da hesaba katar.

Yönetim organı, hem işletmenin devamlılığı esasına  hem de aktiflerin muhtemel satış değerlerine göre  çıkarılan ara bilânço üzerinden aktiflerin şirket  borçlarını karşılamaya yetmediğine karar vermesi  ve genel kurulu toplantıya çağırıp aşağıda sayılan  tedbirleri almaması halinde şirketin iflası için  mahkemeye başvurur.

a) Sermayenin 1/3'ü ile yetinilmesi ve sermaye azaltımı yapılması

b) Sermayenin tamamlanması

c) Sermayenin artırılması.

SERMAYE KAYBI VEYA BORCA  BATIKLIK DURUMLAR BAKIMINDAN  ORTAK OLAN HUSUSLAR NELERDİR?

a) 'Sermaye', bilançoda sermaye kalemi altında yer alan esas sermayedir.

b) 'Kanuni yedek akçe', Türk Ticaret Kanunu'nun maddesinde düzenlenenlerdir.

c) 01.01.2023 tarihine kadar, sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı  para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı  zararlarının tamamı ile 2020 ve 2021 yıllarında  tahakkuk eden kiralamalardan kaynaklanan  giderler, amortismanlar ve personel giderlerinin  toplamının yarısı dikkate alınmayabilir.

d) Şirketlerin sermaye kaybı veya borca batık olma durumları, Türk Ticaret Kanunu'nun 88. maddesine göre hazırlanacak finansal tablolar  esas alınarak belirlenir.

e) Sermaye kaybı veya borca batık durumda olan bir şirket, kaybolan sermayeyi karşılayabilecek tutarda serbestçe tasarruf edilebilen öz varlığa  sahip bulunan bir şirket ile birleşebilir. Birleşmeye  taraf olan bir şirketin, sermayesiyle kanuni yedek  akçeleri kaybolmuş veya borca batık durumda  olması halinde; birleşmeye taraf olan diğer  şirketin kaybolan sermayeyi veya borca batıklık  durumunu karşılayacak miktarda serbestçe  tasarruf edebileceği öz varlığa sahip bulunduğu ve  buna ilişkin tutarların, hesap şekli de gösterilerek  doğrulandığı veya belirtilen durumların mevcut  olmadığının doğrulandığı yeminli mali müşavir  veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ile  ortaya konulur. Devrolunan şirketlerin denetime  tabi olması halinde bu rapor, denetime tabi  şirketin denetçisi tarafından da hazırlanabilir.

SON YILLIK BİLANÇOYA GÖRE,  SERMAYE İLE KANUNİ YEDEK  AKÇELER TOPLAMININ EN AZ YARISI  ZARAR SEBEBİYLE KARŞILIKSIZ  KALMIŞSA (YİTİRİLMİŞSE) HUKUKİ  GEREKLİLİKLER NELERDİR?

Uygulama bulması için; kanuni yedek akçeler  dışındaki açık yedek akçelerle de zararın kapanmamış  olması ve arta kalan zararın sermaye ile kanuni  yedek akçeler toplamının yarısını geçmesi gerekir.  Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az  yarısının karşılıksız kalması durumu zararın, sermaye  ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısına eşit veya  bu tutardan çok ve üçte ikisinden az olmasıdır.  Söz konusu açık bir ara bilançodan anlaşılmış ise  yönetim kurulu son yıllık bilançoyu beklememelidir.  Kötüleşme aylık hesaplardan anlaşıldığı takdirde, yıllık  bilanço esaslarına göre bir ara bilanço çıkarılması da  gerekebilir.

Yönetim kurulu genel kurulu derhal toplantıya  çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici  önlemleri sunar.

Genel kurulun gündem maddeleri arasında, sermaye  ile kanuni yedek akçeler toplamının karşılıksız kaldığı  belirtilir.

Yönetim organı, son bilançoyu genel kurula sunarak  şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün  açıklığıyla ve her ortağın anlayabileceği şekilde  anlatır. Bu hususta genel kurula rapor da sunulabilir.

Yönetim organı, şirketin mali durumundaki  kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından  etkilerini hafifletmek amacıyla, uygun gördüğü  sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı  üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması  ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama  sisteminin değiştirilmesi gibi iyileştirici önlemleri  alternatifli ve karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula  sunar ve açıklar.

Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen  kabul edebileceği gibi değiştirerek de kabul edebilir  ya da sunulan önlemler dışında başka bir önlemin  uygulanmasına karar verebilir.

SON YILLIK BİLANÇOYA GÖRE,  SERMAYE İLE KANUNİ YEDEK  AKÇELER TOPLAMININ 2/3'Ü ZARAR  SEBEBİYLE KARŞILIKSIZ KALMIŞSA  HUKUKİ GEREKLİLİKLER NELERDİR?

Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek  akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle  karşılıksız kaldığı (zararın, sermaye ile kanuni yedek  akçeler toplamının üçte ikisine eşit veya bu tutardan  çok olması halidir) anlaşıldığı takdirde yönetim  organı, genel kurulu hemen toplantıya çağırır. Genel  kurulun gündem maddeleri arasında, sermaye ile  kanuni yedek akçeler toplamının karşılıksız kaldığı  belirtilir. Toplantıya çağrılan genel kurul,

a) Türk Ticaret Kanunu'nun 473. ilâ 475. maddelerine göre Sermaye azaltımı yapılmasına,

b) Sermayenin tamamlanmasına,

c) Sermayenin artırılmasına, karar verebilir.

Genel kurulun bu gerekli tedbirlerden birine karar  vermemesi halinde şirket kendiliğinden sona erer.  Bu şekilde sona eren şirketin tasfiye işlemleri, Türk  Ticaret Kanunu'nun 536. ve devamı maddelerine göre  yürütülür.

a) Sermayenin azaltılması;

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az  üçte ikisi zarar sebebiyle karşılıksız kalan şirketin genel  kurulu, sermayenin üçte biriyle yetinmeye karar verdiği  takdirde sermaye azaltımı Türk Ticaret Kanunu'nun  473 ilâ 475. maddelerine göre yapılır. Sermaye ve  kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının  özvarlık içerisinde korunması şartıyla, sermaye asgari  sermaye tutarına kadar indirilebilir. Yapılacak sermaye  azaltımında yönetim organı, alacaklıları çağırmaktan  ve bunların haklarının ödenmesinden veya teminat  altına alınmasından vazgeçebilir.

b) Sermayenin tamamlanması;

Sermayenin tamamlanması, bilânço açıklarının  ortakların tamamı veya bazı ortaklar tarafından  kapatılmasıdır. Azalan sermaye kadar veya ondan  daha fazla sermaye artırımı yapılması veya bilanço  açıklarının pay sahiplerinin tümünce veya bazı pay  sahipleri tarafından kapatılması ya da bazı alacaklıların  alacaklarını silmesi kastedilmektedir.

Kanuni yedek akçelerin yitirilen kısımlarının  tamamlanmasına gerek yoktur.

Sermayenin tamamlanmasına oybirliği ile karar  verilmesi halinde her ortak zarar sebebiyle  karşılıksız kalan tutarı kapatacak miktarda parayı  vermekle yükümlüdür. Her ortak, payı oranında  tamamlamaya katılabilir ve verdiğini geri alamaz. Bu  yükümlülük, sermaye konulması veya borç verilmesi  niteliğinde olmayıp karşılıksızdır. Ayrıca yapılan  ödemeler, gelecekte yapılacak sermaye artırımına  mahsuben bir avans olarak nitelendirilmez. Oybirliği  sağlanmamışsa bazı pay sahiplerinin kendi istekleri  ile tamamlama yapmalarına engel yoktur.

Sermayenin tamamlanmasında, anonim ve sermayesi  paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından  Türk Ticaret Kanunu'nun 421/2(a) maddesi uygulanır.

Sermayenin tamamlanamaması, bazı ortakların  kendi istekleriyle tamamlama yapmasına engel  oluşturmaz.

Bilanço zararlarının kapatılması için getirilen  yükümlülükler uyarınca yapılan ödemeler öz  kaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu  hesabında toplanır ve takip edilir. Sermaye  tamamlama fonu yalnızca zararların mahsup edilmesi  suretiyle kullanılabilir.

c) Sermayenin artırılması

Genel kurul tarafından,

a) Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması ile birlikte eş zamanlı olarak istenilen tutarda artırımına karar verilebilir.  Sermayenin azaltılması işlemi ile birlikte eş zamanlı  sermaye artırımında artırılan sermayenin en az  dörtte birinin ödenmesi şarttır.

b) Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması yoluna gidilmeden sermaye artırımına karar verilebilir. Bu şekilde yapılacak  sermaye artırımında, tescil edilecek sermaye ile  kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının  özvarlık içerisinde korunmasını sağlayacak tutarın  sermaye artırımının tescilinden önce ödenmesi

c) Aynı genel kurul toplantısında, bedelleri tamamen ödenmek suretiyle, (b) bendindeki koşul aranmaksızın, sermayenin istenilen düzeyde  artırılmasına ve daha sonra azaltılmasına karar   Bu şekilde gerçekleştirilecek işlemler  sonucunda, tescil edilecek sermaye ile kanuni  yedek akçeler toplamının en az yarısının özvarlık  içinde korunması zorunludur.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.