ÖZET

Bu makalede, hukukun temel ilkelerinin birçoğunun kaynağını oluşturan, Roma Hukukuna dayanan ne bis in idem ilkesinden söz edilerek bu ilkenin kapsamı, nasıl bir hukuki güvence sağladığı, ceza hukuku yönünden neler getirdiği, Kabahatler Kanunu'ndaki durumu ile yine idari ceza hukukuna ve özellikle rekabet hukukuna yansımaları incelenip Avrupa Birliği'ndeki durum dikkate sunulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Rekabet hukuku, ceza hukuku, ne bis in idem, kabahat, hukuki belirlilik, aynı kişi, aynı fii

JEL Kodları: K14, K21, K40

ABSTRACT

This paper aims at explaining the scope of ne bis in idem and the principle of legal certainty guaranteed by this principle, which is based on Roman Law and is the source of many of the fundamental principles of law in general. Afterwards, the paper reflects on the effects of the relevant principle on criminal law, misdemeanor law, administrative criminal law, while putting special emphasis on competition law and discusses the use of this principle in European Union.

JEL Codes: K14, K21, K40

I. Giriş

Hukuk devletinin olmazsa olmazlarından birisi ve hatta en önemlisi kişi güvenliğini sağlamaktır. Kişi güvenliğinin sağlanması, kişinin iç ve dış tehditlerin kaldırılması yoluyla ortaya çıkabileceği gibi, hukuki zeminde bazı ilkelerin varlığı ile de söz konusu olabilir. Kişi güvenliğinin hukuki zeminde kendisini gösterdiği ilkelerden en önemlilerinden birisi, ne bis in idem ilkesi olarak ifade edilen aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz ilkesidir. Bu ilkenin çıkış felsefesi, kişilerin tepesinde duran ceza tehdidinin doğuracağı belirsizlik ve üzüntüyü ortadan kaldırmaktır. 1 Bu ilke geçmişte yapılan bir yargılama sonucunda verilen hükmün, geleceğe karşı bir güvence işlevine sahip olma temeline dayanmakta olup bu bağlamda bir kişi hakkında bir fiilden dolayı daha önce dava açılmışsa, artık aynı fiilden dolayı dava açılamaz. Yine daha önce dava açılmış ve kesin hükümle sonuçlanmışsa bu durumda da başka bir dava açılamayacaktır. Bu nedenle, ne bis in idem ilkesince, daha önce kesinleşmiş bir hükmün aynı fiilden dolayı başka bir hüküm verilmesini önleme etkisine sahip olduğu açıktır 2 .

Ne bis in idem ilkesi, usul hukukuna ilişkin bir ilkedir. Bu ilke üç alanda kendini göstermektedir. Bunlar, (1) iç hukukta, (2) iç hukuk ve uluslararası hukukta ve (3) uluslararası ceza mahkemesinin kurulmasından sonra uluslar üstü hukukta. Aynı eylemden, aynı konuda aynı sanık için önceden bir dava açılmış veya hüküm verilmişse bu duruma "yatay ne bis in idem" denilmektedir.3 Bir suçta birden çok sanık varsa her bir sanığın ayrı ayrı yargılanması gerekmektedir. Bu duruma ise, "dikey ne bis in idem" ilkesi denilmektedir4

Ne bis in idem ilkesi, adil yargılanma ilkesinin bir sonucudur. Bir kişinin daha önce hakkında yargılama yapılara mahkûm olduğu ve kesin hüküm haline gelmiş bir eylemden dolayı tekrar yargılanması ve aynı fiilden cezalandırılması öncelikle adalet duygusunu yaralayacağı gibi, aynı zamanda haksızlık içeren fiil ile ceza arasındaki hakkaniyet orantısını kişi aleyhine olumsuz yönde bozacaktır 5 .

II. Ne Bis İn İdem İlkesinin Unsurları

Ne bis in idem ilkesi, aynı eylemden dolayı, aynı kişi hakkında birden fazla dava açılmaması veya açılmışsa hüküm verilmemesini ifade etmektedir6 . Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere, ne bis in idem ilkesinin (1) eylemin (fiilin) aynılığı ve (2) kişinin aynılığı şeklinde iki unsuru vardır 7 .

II. 1. Fiilin Aynılığı (Aynı Eylem)

Fiilin aynılığı konusunda doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Bu nedenle öncelikle fiilin, aynılığının ne anlama geldiği açıklanmalıdır

Ceza yargılamasında fiilin aynılığı konusunda bir fikir uyuşması yoktur. Halen bu konuda tartışmalar söz konusudur8 . Kunter/Yenisey/Nuhoğlu'na göre ceza yargılamasında fiil, maddi ceza hukukundaki anlamından farklıdır. Bu görüşe göre ceza yargılamasında fiil, şüphelinin işlediği iddia edilen suç fiilinden önceki davranışları ile iddianamede somutlaşan fiil bir bütün olarak ele alınmasıyla ortaya çıkan davranışlar bütünüdür. 9 Cihan/Yenisey'e göre, fiilin aynılığından iddianamede sınırı çizilen eylem anlaşılmalıdır. Bu eylemin nitelendirilmesi ve yorumu değişebilir. Burada önemli olan eylemin kendisinin aynı kalmasıdır 10 . Yurtcan'a göre fiilin aynılığı dava konusunun tespiti ile ilişkilidir. Dava konusu ise iddianamede belirtilen fiildir11

Sonuç olarak, ceza yargılamasında ne bis in idem ilkesi anlamında fiilin aynılığından iddianamede somutlaşmış olayın anlaşılması gerektiğini söyleyebiliriz. Bir olayın, hukuki nitelendirilmesi fiilin aynılığını etkilemez. Bu nedenle herhangi bir olay iddianamede farklı olarak nitelendirilirken mahkeme farklı olarak nitelendirebilir. Bu durum fiilin aynılığını değiştirmeyecektir.

Footnotes

1 YURTCAN, Erdener; Ceza Yargılamasında Kesin Hüküm, İstanbul, 1987, Yurtcan, bu ilkenin, 'Tekrarlama yasağı, bir defaya mahsus oluş ilkesi, ceza davasının tüketilmesi' olarak da adlandırıldığını ifade etmektedir. YURTCAN, s. 33- 34.

2 CİHAN, Erol/YENİSEY, Feridun; Ne Bis İn İdem İlkesi, Çetin ÖZEK Armağanı, İstanbul, 2004, s. 219.

3 CİHAN/YENİSEY; Ne Bis İn İdem İlkesi, Çetin Özek Armağanı, İstanbul,2004, s. 219.

4 CİHAN/YENİSEY; Ne Bis İn İdem İlkesi, Çetin Özek Armağanı, İstanbul,2004, s. 219.

5 DEMİREL, Hakkı; Yabancı Ceza İlamlarının Değeri, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt IX, Sayı 1- 4, 1952, s. 314.; CİHAN/YENİSEY; Ne Bis İn İdem İlkesi, s. 220.

6 YURTCAN, Erdener, Ceza Yargılamasında Kesin Hüküm, İstanbul 1987, s.34

7 CİHAN/YENİSEY; Ne bis in idem ilkesinde konunun aynılığını da unsur olarak kabul etmektedirler. Ne Bis İn İdem İlkesi, Çetin Özek Armağanı, İstanbul,2004, s. 220. YURT

8 YURTCAN, ERDENER; Ceza Yargılaması Hukuku, İstanbul, 2005, s.527

9 KUNTER; Nurullah/ YENİSEY, Feridun/ NUHOĞLU, Ayşe, Muhakemesi Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul, 2008, s.41

10 CİHAN/YENİSEY; Ne Bis İn İdem İlkesi, Çetin Özek Armağanı, İstanbul,2004, s. 220.

11 YURTCAN, ERDENER, Ceza Yargılamasında Kesin Hüküm, İstanbul 1987, s.93.

To read the full article click here

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.