ÖZET

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun (KVK) 10/1-ı bendine göre, nakit sermaye artışı yapan kurumlar vergisi mükellefleri, bu artışın yasa metnine göre hesaplanan belli bir kısmını vergiye tabi kazançlarından indirebileceklerdir. Sermaye artışını, Bakanlar Kurulu tarafından düzenlenen şartlar dahilinde Yatırım Teşvik Belgeli (YTB) yatırımlar için kullanan mükelleflerin indirim tutarını hesaplamada kullanacakları indirim oranı %50 yerine %75 olacaktır. Ancak bunun için sermaye artışını yatırım faaliyetinde kullanmış olmaları gerekmektedir. Mevcut mevzuatta ve taslak tebliğde sermaye artışı ile yatırım harcamaları arasında ilişkinin nasıl kurulacağına, bu sürecin nasıl tevsik edileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu konuda somut düzenlemeler yapılmaması halinde uygulamada tereddütler oluşacak ve buna bağlı olarak ciddi sıkıntılar ve uyuşmazlıklar yaşanabilecektir.

ANAHTAR KELİMELER

Sermaye amortismanı, sermaye indirimi, nakit sermaye artışı, YTB, yatırım teşvik, indirim,

1. GİRİŞ

07.04.2015 tarih ve 29319 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 6637 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Diğer İndirimler" başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendi vergi mevzuatımız ve vergi uygulamalarımız açısından çok önemli bir yenilik getirmiştir. 01.07.2015 tarihinde yürürlüğe giren nakit sermaye artışına kurumlar vergisi avantajı vergi mevzuatımızda bir ilk olarak yerini almıştır. Cari hesap dönemi içinde nakit sermaye taahhütlerinin yerine getirilmesi halinde söz konusu ödenen tutarlar üzerinden TCMB tarafından ilan edilecek bir faiz oranı ile hesaplanacak tutarın %50'sinin vergiye tabi kurum kazancından indirilebilmesi mümkün hale gelmiştir.

Kurum kazancından indirilebilecek tutar (Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre) şeklinde hesaplanacaktır.

Nakdi olarak artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli (YTB) üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda, Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan düzenlemeye göre, yatırım teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere yukarıdaki indirim oranı %75 olarak uygulanacaktır. Diğer bir ifadeyle, sermayedeki nakit artış tutarının yasa metninde yer verilen TCMB faiz oranı üzerinden hesaplanan kısmına uygulanacak oran %75 olacak ve bu tutar kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından indirilebilecektir.

Nakit sermaye artışının YTB kapsamında kullanıldığının nasıl tespit edileceğine dair tereddütler oluşmuştur.

2. İLGİLİ MEVZUAT

2.1. Yasa Metni

6637 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Diğer İndirimler" başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasına eklenen bent aşağıdaki gibidir:

"ı) Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan "Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı" dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50'si.

Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılır. Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

Bu bent hükümlerine göre hesaplanacak indirim tutarı, nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay süresi kadar hesaplanır. Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine devreder. Bu bendin uygulanmasında sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dâhil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan ya da ortaklar veya bu Kanunun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

Bu bentte yer alan oranı, şirketlerin aktif büyüklükleri, ortaklarının hukuki niteliği, çalışan personel sayıları ve yıllık net satış hasılatlarına göre veya sermayenin kullanıldığı yatırımdan elde edilen gelirlerin kurumun esas faaliyeti kapsamında olmayan faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşmasına göre ya da sermayenin kullanıldığı yatırımların teşvik belgeli olup olmadığına veyahut makine ve teçhizat veya arsa ve arazi yatırımları için sermayenin kullanıldığı alanlar itibarıyla ya da bölgeler, sektörler ve iş kolları itibarıyla ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya % 100'e kadar artırmaya; halka açık sermaye şirketleri için halka açıklık oranına göre % 150'ye kadar farklı uygulatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir."

2.2. Bakanlar Kurulu Kararı

Yukarıda yer verdiğimiz yasa maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye istinaden, 30.06.2015 tarih ve 29402 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2015/7910 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin birinci fıkrasına (ı) bendi olarak eklenen ve uygulamada "sermaye amortismanı" olarak da adlandırılan, nakit sermaye artışlarının ilgili bentte belirlenen hesaplama sonucu bulunacak kısmının vergiye tabi kazançtan düşülmesinde dikkate alınacak indirim oranlarının tespitine ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Söz konusu kararnamenin 1. Maddesinin ilk iki fıkrası aşağıdaki gibidir:

"(1) Kurumlar Vergisi Kanununun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca uygulanacak indirim oranı % 50 olarak belirlenmiştir.

(2) Yukarıda yer verilen % 50 oranı;

  1. Payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinden, indirimden yararlanılan yılın son günü itibarıyla, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen payların nominal tutarının ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranı;
  1. % 50 ve daha az olanlar için 25 puan,
  2. % 50'nin üzerinde olanlar için 50 puan,
  1. Nakdi olarak artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda, yatırım teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere 25 puan,

ilave edilmek suretiyle söz konusu indirim uygulanır."

3. NAKİT SERMAYE ARTIŞI YATIRIM FAALİYETLERİ İLE NASIL İLİŞKİLENDİRİLEBİLİR?

Yukarıda yer verdiğimiz mevzuattan görüleceği üzere, vergiye tabi kurum kazancından indirilecek tutarın tespitinde %50 oranı yerine %75 oranını uygulayabilmek için nakit sermaye artış tutarının YTB kapsamındaki işlemlerde sarf edildiğinin defter kayıtları üzerinden tevsik edilmesi gerekmektedir. Mevzuatta bu şarta yer verilmiş ama pratikte bunun nasıl yapılması gerektiği açıklanmamıştır.

02.09.2015 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde yayınlanan 9 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ Taslağı'nda %75'lik indirimin ne şekilde uygulanacağı ile ilgili açıklamalara yer verilmekle birlikte; yukarıda belirttiğimiz tereddütlü konuya ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir.

Ticaret Kanunu'na göre getirilen sermaye, spesifik bir amaca bloke edilmemekte ve şirket amaçları doğrultusunda serbestçe kullanılabilmektedir. Şirketler yatırımlarının ötesinde kısa veya orta vadeli faaliyetleri için de işletme sermayesi tutmakta ve söz konusu işletme sermayesi ihtiyacı doğal olarak şirket hacmi ile birlikte değişmektedir. İşletme sermayesi ihtiyacı aynı zamanda faaliyetin dönemselliği, piyasadaki talep şartları, tahsilat performansı, tedarikçilere verilen vadeler vb. gibi değişkenlik gösterebilen nedenlerle sürekli dalgalanmaktadır. Böyle bir durumda artırılan sermayenin yatırımlar veya işletme faaliyetleri için kullanıldığı nasıl belirlenecek ve takip edilecektir? Mükellefler ispat yükümlülüklerini nasıl yerine getirecektir?1

Sermaye artışı genellikle toplu olarak önceden yapılmasına karşı yatırım harcamaları zamana yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Arada geçen zamanda fazla nakit, diğer işletme faaliyetleri veya bazı kısa vadeli finansal araçların alımı için kullanılabilmektedir. Bu gibi durumlarda da %75'lik indirim oranının kullanımında bazı tereddütler gündeme gelebilir. Zira, sermaye artışı ile sağlanan nakit doğrudan yatırıma tahsis edilmemiştir. Bu hususa bağlı olarak akla gelen bir diğer soru yatırım ile ilgili olmakla beraber, sermaye artışının yatırım teşvik belgesi veya belge başvurusundan önce yapılması durumunda %75'lik indirim oranı hakkından yararlanıp yararlanamayacağıdır.2

3.1. Sermaye Artışının YTB'li Yatırıma Özel Olarak Planlı Şekilde Yapılması

YTB'li yatırım faaliyetine özel, planlı şekilde sermaye artışı yapılması halinde konu TÜBİTAK tarafından Ar-Ge desteklerine yönelik olarak yapılan Transfer Ödemeleri hakkında düzenlemeye benzer şekilde çözümlenebilir düşüncesindeyiz.

TÜBİTAK-TEYDEB bünyesinde yürütülen destek programları çerçevesinde, TÜBİTAK bütçesine gider kaydedilmek üzere kuruluşlara, işletme ölçeğine, nitelik ve sınıflandırılmasına bakılmaksızın teminat karşılığında transfer ödemesi (ön ödeme) yapılabilmektedir. Kuruluş tarafından talep edilen ve başvuru koşullarının yerine getirilmesi durumunda yapılacak ilk transfer ödemesi tutarı kuruluşun herhangi bir banka nezdinde sadece transfer ödemesi için açtığı özel bir hesaba TÜBİTAK tarafından aktarılır. Proje özel hesabında bulunan tutardan, kuruluş tarafından proje faaliyetleri dışında harcama yapılamaz. Harcama yapılması durumunda bu durum amaç dışı kullanım sayılır. Transfer ödemesi sadece desteklenen Ar-Ge projesi faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla verildiğinden, özel hesaptan yapılacak tüm harcamalar yalnızca bu amaç için kullanılmalıdır. Kuruluşlar söz konusu transfer ödemesini proje amaçları dışında kullanamazlar. Amaç dışı kullanımın tespit edilmesi durumunda, amaç dışı kullanılan tutar ile özel hesaptan amaç dışı kullanımın yapıldığı tarih itibariyle 6183 sayılı Kanun'da belirtilen gecikme faiz oranları uygulanarak bulunan faiz tutarı, tahsil edilir.3

Bizce, YTB sahibi kuruluş, yaptığı nakit sermaye artışı karşılığından ortakların yerine getirdikleri sermaye taahhütleri için ayrı bir banka hesabı açabilir. Bu hesaptan yapılan harcamalar sadece YTB kapsamındaki işlemlere yönelik olur. Bu durumda yasanın aradığı şart yerine getirilmiş; sermaye artışının YTB kapsamındaki yatırım faaliyetlerinde kullanıldığı rahatlıkla tevsik edilmiş olacaktır. Hatta şirket yönetim kurulunun bu hususa dair karar alması da faydalı olacaktır.

3.2. Sermaye Artışının YTB Öncesinde veya Sonrasında Yapılması ya da Genel Sermaye Artışı Yapılması

Yukarıda da açıkladığımız gibi, sermaye artışının spesifik tek bir işleme yönelik olarak kullanılması, sarf edilmesi uygulamada pek karşılaşılan bir durum değildir. Eğer YTB sahibi şirket, nakit sermaye artışını YTB öncesinde veya sonrasında yaptıysa ya da yaptığı sermaye artışının önemli bir kısmını YTB kapsamındaki yatırım faaliyetlerinde kullanmakla birlikte aynı zamanda diğer işletme faaliyetleri için de kullandıysa, vergiye tabi kazançtan indirilecek tutar nasıl hesaplanacaktır? Nakit sermaye artışının bir kısmı için %50 bir kısmı için %75 oranı kullanılabilir mi?

Bu sorularımıza dair 9 Seri No.lu KVK Genel Tebliğ taslağının 10.7.4.1.2 numaralı kısmında örnekli açıklama yapılmıştır. Buna göre, yatırım faaliyetlerinde kullanılan nakdi sermaye artışı için %75, diğer işletme faaliyetlerinde kullanılan nakdi sermaye artışı için ise %50 indirim oranı uygulanacaktır.4

Tabii asıl sorumuz olan, sermaye artışının yatırım faaliyetleri ile nasıl ilişkilendirilebileceği sorun halen devam etmektedir. Bizce YTB öncesinde veya sonrasında sermaye artışı yapılmış olsa dahi, şirket gerek banka hesap özetleri gerekse defter kayıtları üzerinden nakit akışının tevsik edilebilmesi şartı ile, ilgili dönemdeki sermaye artışının yatırım faaliyetlerinde kullanmayı planladığı kısmını özel bir banka hesabına aktarır ve YTB kapsamında harcamalarını sadece bu banka hesabından yaparsa bizce tevsik şartını yerine getirmiş olur. Ancak, sermaye artışı YTB tarihinden ne kadar önce olursa bu nakit akışının tereddüde yer bırakmayacak şekilde ispatlanması da o kadar zor olacaktır. Bununla birlikte, YTB tarihi sonrasında nakit sermaye artışı yapan bir şirket, yukarıdaki açıkladığımız şekilde, yatırım faaliyetlerine tahsis edeceği nakit sermaye artış tutarını ayrı bir banka hesabında tutabilir, kalan nakit sermaye artışını ise diğer banka hesaplarında tutabilir ve genel işletme faaliyetlerinde kullanabilir.

Yukarıda açıkladığımız şekilde nakit sermaye artışına dair tutarlar ayrı bir banka hesabına takip edilmemişse ya da edilemiyorsa, yatırım teşvik belgelerinin üzerinde yer verilen yatırımın nasıl finanse edileceğine ilişkin bilgiler referans alınabilir. Buradan hareketle yatırım teşvik belgesi üzerinde belirtilen yatırım finansmanı oranları indirim hesabında esas alınabilir. Buna göre, sabit yatırım tutarının 100 TL, öz kaynak oranının %20 ve 30 TL nakit sermaye artırımının yapıldığı bir örnekte; 30 TL'lik sermaye artışının sadece 20 TL'si %75'lik avantajlı indirim hesabında dikkate alınabilir. Bakanlar Kurulu Kararı'nda yatırım teşvik belgesinde yer alan sabit kıymet yatırımına referans verilerek üst sınır oluşturulmuştur.5

Mükelleflerin ispat yükü kendilerine ait olmak üzere hazırladıkları ve fiili durumu yansıtan finansman modeline dayanarak ilişkilendirme yapabileceği de iddia edilebilir. Finansman modeli mantıklı dağıtım yöntemleri ile desteklenebilir. Ancak, finansman modelinin yatırım teşvik belgesi üzerinde yazılı rakamlardan farklı olması durumunda bazı sıkıntılar gündeme gelebilir. Bu gibi durumlarda vergi inceleme elemanlarının mükellefin iddiasını kabul edip etmeyeceği kesin değildir. Sıkıntı yaşamamak için yatırım teşvik belgesinin revize edilmesi pratik bir çözüm olabilir.6

Mali İdaremizin bu gibi hususlardaki genel yaklaşımı dikkate alınacak olursa, YTB'deki finansal oranların esas alınmasına dair mevzuatta bir açıklama olmadıkça incelemelerde bu hesaplama tarzı sıkıntı yaratabilir kanaatindeyiz. Çünkü gerek kararname metni gerekse taslak tebliğdeki ifadeler dikkate alınacak olursa, nakit sermaye artışının YTB kapsamındaki yatırım faaliyetlerinde kullanıldığının banka hesap özeti (hesap ekstresi), defter kayıtları ve belgeler üzerinden birebir ispat edilmesi istenecektir kanaatindeyiz.

Sermaye artırımının bir defalık bir işlem, özellikle de büyük ve belli bir zamanda gerçekleşecek yatırımların ise uzun bir sürece yayılı olması nedeniyle, sermaye artışından gelen nakdin yatırımlarda kullanılan kısmını tespit etmek çoğu zaman mümkün olmayacaktır. Konuya pratik açıdan bakacak olursak, yatırımını sermaye artışından gelecek nakitle finanse etmek isteyen bir şirket, nakit sermaye artışı yapacak, sermaye artırımından gelen kaynak şirketin her türlü ödemesinde kullanılacak, başka kaynaklardan gelen nakit ise zaman içerisinde yatırım harcamaları dahil yine her türlü ödemelerde kullanılacaktır. Bu uygulamanın yasaya uygun olup olmadığı tebliğ taslağından anlaşılamadığı ve sermaye artışından gelen nakdin özel bir hesapta tutulmasının ve yatırım harcamalarının bu hesaptan karşılanmasının zorunlu olmadığı, sermaye artışından gelen kaynağın yeni yatırımı karşılayacak kadar bir kapasite yaratmasının, ek indirim olanağının kullanılması için yeterli sayılması gerektiği görüşleri mevcuttur.7

4. SONUÇ

Gerek yasa koyucu gerekse esas olarak Bakanlar Kurulu yaptıkları düzenlemelerde, %75 indirim oranı uygulanabilmesi için nakit sermaye artışının YTB kapsamındaki faaliyetlerde kullanılması şartını getirilmişler, Mali İdare ise bu düzenlemeler kapsamında yayınladığı taslak tebliğde bu yönde açıklamalar yapılmıştır. Bu gibi bir şart elbette getirilebilir; ancak muhasebe uygulamasından, fiili –iktisadi ve ticari- gerçeklerden uzak şekilde yapılan bu gibi düzenlemeler, getirilen sınırlamalar maalesef uygulamada mükelleflerin aleyhine olabilmekte ve hatta haklarını sınırlama düzeyine kadar varabilmektedir.

Mali İdare, nakit sermaye artışının yatırım faaliyetleri ile nasıl ilişkilendirilmesini istediğine dair açık ve net düzenlemeler yapmalıdır. Aksi halde uygulamada ciddi sıkıntılar yaşanacağı kanaatindeyiz.

Eğer Mali İdare tarafından somut bir düzenleme yapılmaz ise gerek mükellefler tarafından mevzuat uygulanırken gerekse vergi müfettişleri tarafından yapılacak denetimlerde "özün önceliği" ilkesinden hareket edilmesi; diğer bir ifadeyle, "Vergi kanunlarının uygulanması ve ispat" başlıklı VUK'nun 3. Maddesinde yer alan "Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır. Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir." hükmünün işletilmesi gerekecektir. Diğer bir ifadeyle mükellef, defter kayıtları, belgeler ve hesap ekstreleri üzerinden ve/veya genel kabul görmüş finansal analiz yöntemlerine göre çıkarılan sonuçlar üzerinden ve/veya YTB üzerinden yer verilen özkaynak ve yabancı kaynak kullanım oranlarından hareketle tespit ettiği indirim tutarının doğru olmadığını ispat etme yükümlülüğü vergi müfettişine ait olacaktır kanaatindeyiz.

Footnotes

1 Hakan Orhan, "Sermaye Artışının Yatırımlarda Kullanıldığının Tespiti Nasıl Yapılacak?" 14.09.2015, http://www.kpmgvergi.com/Blog/Pages/FullBlog.aspx?article=495 (Erişim: 26.09.2015)

2 Hakan Orhan, a.g.m.

3 TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı, 1501, 1507, 1509, 1511 ve 1512 Kodlu Destek Programları, Mali Rapor Hazırlama Kılavuzu, Sürüm 04.00, Sayfa: 42, 43, 44 http://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/mali_rapor_hazirlama_kilavuzu_200214.pdf (Erişim: 26.09.2015)

4 9 Seri No.lu KVK Genel Tebliğ Taslağı http://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/mevzuatek/eski/kvktebligtaslak02092015.pdf (Erişim: 26.09.2015)

5 Hakan Orhan, a.g.m.

6 Hakan Orhan, a.g.m.

7 Recep Bıyık, "Nakit sermaye artıran şirketlerde faiz indirimine ilişkin tebliğ taslağı", 09.09.2015, http://www.dunya.com/nakit-sermaye-artiran-sirketlerde-faiz-indirimine-iliskin-teblig-taslagi-161317yy.htm (Erişim: 26.09.2015)

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.