Yeni Gelişme

Anayasa Mahkemesi, 01.10.2021 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan E. 2016/144, K. 2020/75 ve 10.12.2020 tarihli kararında ("Karar") Danıştay'ın ele aldığı idari uyuşmazlıkları inceleme yetkisine yönelik olarak önemli tespitlere yer verdi.

Karara Konu Hüküm Ne Diyor?

2016 yılında 2575 Danıştay Kanunu'nda yapılan ve mahkemelerin görev, yargı ve inceleme yetkisine ilişkin özel düzenleme getiren bazı değişikliklerin iptali talep edilmişti.

İptali talep edilen hükümlerden biri de Danıştay'ın denetim yetkisi ile ilgili hükme ilişkin oldu. Söz konusu hüküm uyarınca, Danıştay'ın denetim yetkisi hukuka uygunluk denetimi ile sınırlıdır ve Danıştay'ın yerindelik denetimi yapma yetkisi bulunmamaktadır.

İptal Talebi Gerekçeleri

Söz konusu hükmün iptalinin talep edilmesinin gerekçesi olarak hükmün bireylerin haklarına doğrudan müdahale niteliği taşıdığı ve temyiz makamının denetim yetkisinin sınırlanmasının hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı ileri sürülmüştür.

Karar Ne Diyor?

Anayasa Mahkemesi, söz konusu hükme ilişkin iptal talebini reddetti. Ret gerekçesinde yargı yetkisinin hukuka uygunluk denetmiyle sınırlı olmasının, idari yargı bünyesinde yer alan tüm mahkemeler yönünden geçerli olan bir kural olduğu vurgulanmıştır. Gerçekten de hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hem de 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu ve hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamayacağı açıkça düzenlenmektedir.

Anayasa Mahkemesi Karar'da hukuka uygunluk denetiminin idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka uygun olup olmadıklarının incelenmesinin oluşturduğunu belirtmiştir. Karar'a göre bu denetim, idare hukukunun kaynaklarını oluşturan yazılı hukuk kuralları ve içtihatlar kapsamında yapılmaktadır. Yerindelik denetimi ise idarenin takdir yetkisini kaldıracak şekilde bir denetim yapılması anlamına gelir ve bu şekilde bir denetim mümkün değildir.

Sonuç

Türk idari yargısının yerindelik denetimi yapamayacağı konusunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi de bu hususu tekrar teyit etmiştir. Ancak yerindelik denetimi yasağının sınırları somut duruma göre hassasiyetle değerlendirilmesi gereken bir husustur. Zira bu yasak, mahkemelerin idarenin takdir yetkisini hukuka uygun kullanıp kullanmadığını denetlemesini engellemez. Örneğin, idarenin yalnızca kamu yararına atıf yaparak ve herhangi bir somut gerekçe göstermeden yaptığı işlemlerin iptali gündeme gelebilmektedir. Her ne kadar dairenin takdir yetkisi bulunsa da, bu takdir yetkisinin belirli sınırlar içerisinde kullanılması ve keyfiyete tabi olmaması gerekir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.