Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler ışığında günlük hayatımızda haberleşme aracı olarak sıkça telefon uygulamalarını kullanıyoruz. Özellikle pandemi sürecinde yüksek hızla büyüyen e-ticaret hacmi bu konunun hem hukuk dünyası açısından hem de tüketici açısından ele alınma zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Nitekim satıcı ve alıcı icap ve kabullerini bu uygulamalardan üzerinden mesajla yoluyla yapmaktadır.

Ayrıca bu mesajlaşmalar sadece internet üzerinden yapılan alışverişler konusunda tartışmalı değil. gerek iş hukuku gerekse ceza hukukuna varana dek hukukun her alanında uygulama alanı bulmaktadır.

Bu bağlamda elektronik ortamda kullanılan mesajlaşma uygulamalarından şüphesiz en popüler olanı Whatsapp. Biz de Whatsapp başlığı altında elektronik ortam üzerinden yapılan bu konuşmaları ele alacak, taraflar arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık sonucunda bu konuşmaların mahkemelerce delil olarak kabul edilip edilmeyeceğini anlatacağız. Fakat yazımızın başlığı her ne kadar Whatsapp olsa da belirtilecek hususların kıyas yoluyla whatsapp benzeri diğer uygulamalar açısından da geçerli olacağını belirtmek isteriz.

Peki Whatsapp uygulaması üzerinden yapılan yazışmalar delil niteliği taşır mı?

Öncelikle belirtmek gerekir ki hukukta deliller çeşitli sınıflandırılmalara tabii tutulmuştur. Fakat bu sınıflandırmalardan en önemlisini kesin delil ve takdiri delil sınıflandırması oluşturur. Kesin delil; mahkemeleri bağlayan, hakimin delil doğrultusunda karar vermesini zorunlu kılan ve vakıanın kesin olarak ispat edilmesine yarayan delillerdir. Kesin delil sınıfını; senet, kesin hüküm ve yemin olmak üzere 3 adet delil oluşturur. Bunun yanı keşif, tanık, bilirkişi incelemesi gibi hakimin bağlı olmadığı takdiri deliller vardır. Hakim bu delilleri hukuki çerçeve de gerekçelendirmek suretiyle serbestçe değerlendirebilir.

Her ne kadar konuyu hukuk muhakemesi açısında ele alıyor olsak da hem Ceza Muhakemesi Kanunu hem de Hukuk Muhakemesi açısından elde edilen delillerin mahkemeler tarafından dikkate alınabilmesi için delillerin hukuka aykırı olmaması gerekir. Hukuka aykırı delil; hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan delillerdir. Bu deliller yukarıda belirtmiş olduğumuz ve HMK açısından kesin delil sınıfına girecek delillerden olsa dahi hukuka aykırı delil niteliğinde olacağından mahkemelerce dikkate alınmaz.

Yargıtay'ın elektronik ortamda e-mail yoluyla yapılan ve hukuka uygun olarak elde edilmiş yazışmaların delil olarak kabul edilebileceği yönünde kararları mevcut. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi elektronik ortam da yapılan yazışmaların delil kabul edileceği yönündeki kararı şöyle;

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 10/06/2020 tarihli ve 2017/1014 E. 2020/4488 K. sayılı kararı

"HMK'nun 199. maddesinde "Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir." yazılıdır. Bu düzenleme ile mail yazışmaları da belge olarak kabul edilmiştir. O halde, mahkemece mail yazışmaları ve davacı tarafından yapılan ödemeler değerlendirilerek davacının borçlu olup olmadığına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir."

Karar da görüldüğü üzere Yargıtay, elektronik ortamdaki veriler ve mailleri belge olarak kabul etmektedir. Bu durumda Whatsapp uygulaması üzerinden yapılan konuşmalarda elektronik ortamda yapıldığından delil teşkil edeceği kanaatindeyiz. Nitekim bazı görüşler maillerin, Whatsapp ve benzeri uygulamalardan ayrı tutulması gerektiğini savunmakta, bu kararların Whatsapp ve benzeri uygulamalardan yönünden geçerli olmadığını ileri sürmektedir. Fakat hukuka uygun olarak elde edilmiş Whatsapp konuşmalarının delil olarak kabul edildiği bir çok Yargıtay kararları da bulunmaktadır. Örneğin Yargıtay 9.Hukuk Dairesi tarafından verilen;

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 28/11/2018 tarihli ve 2018/2785 E. 2018/21795 K. sayılı kararı

Tüm imza yetkileriniz kaldırılmış olup; şirket adına imzanızı kullanmanız halinde, hukuki ve cezai takibat yapma hakkımız saklıdır." gerekçesi ile feshedildiğinin bildirildiği görülmüş olup, her ne kadar davacı taraf feshe dayanak yapılan whatsapp konuşmalarının delil olarak kullanılamayacağını belirtmiş ise de; bahsi geçen konuşmaların davacının da aralarında bulunduğu konuşma grubunda geçtiği, grubun başka bir üyesi ve diğer bir çalışan tarafından yetkililere iletildiği anlaşılmış, konuşma içerikleri göz önünde bulundurulduğunda grubun dışında bulunan ve hakkında konuşulan çalışanların, özellikle  K1 ve  K3, davacı ile aynı ortamda çalışmalarının beklenemeyeceği böylelikle meydana çıkan konuşmaların işyeri ortamında huzursuzluğa ve olumsuzluğa sebebiyet vereceği, bu değerlendirme ile birlikte konuşmaların ele geçirilme biçimi ve dışarıya kapalı olan whatsapp konuşma gurubunda geçmiş olması göz önünde bulundurularak her ne kadar bu konuşmalar haklı sebeple fesih nedeni olmasa bile en azından geçerli sebeple fesih kaynağı olabileceği kanaatine varıldığı'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir..

Sonuç olarak whatsapp ve benzeri uygulamalar yoluyla elektronik ortam da yapılan yazışmalar mahkemelerce delil olarak değerlendirilirler. Bu husus gayet açıktır fakat bu nokta da dikkat edilmesi gereken konu delilin hukuka uygun olması gereksinimidir. Nitekim yukarıda defaatle belirtmiş olduğumuz gibi delilin hukuka aykırı olması halinde katiyen mahkemelerce dikkate alınmayacaktır. Whatsapp yazışmalarının nasıl hukuka uygun elde edinileceği konusunda herhangi bir kanun hükmü yoktur. Fakat Yargıtay kararlarında; "delili sunmak isteyen kişi, delil olarak sunulmak istenen Whatsapp konuşmasının tarafı olmalı ve yazışma kaydının kendisi tarafından alınmış olması gerekir.Ayrıca bu konuşmanın kişilerin özel hayatının gizliliğini ifşa edecek nitelikte olmamalıdır." diyerek hangi konuşmaların hukuka uygun delil olarak kabul edileceği yönünde kriterleri ortaya koymuştur.

Bu noktada belirtmek gerekir ki Yüksek Mahkemeler 'in delili sunan tarafın konuşmaların bizzat tarafı olması dahi, delilin hukuka aykırı sayılmasının hakkaniyete uygun olmayacağı gerekçesiyle delil olarak kabul ettiği kararlar da mevcuttur.

Sakarya BAM 9. Hukuk Dairesi'nin 08/09/2020 tarihli ve 2019/1997 E. 2020/866 K. sayılı kararı

Bu nedenlerle davalı işverenden bu kadar ağır hakaret ve ilacını kötülemeye yönelik yazışmalar sonrasında iş ilişkisini sürdürmesini beklemek hakkaniyete aykırı olup, bu yazışmaları salt kişisel veri niteliğinde kabul ederek delil olarak kullanılmayacağını varsaymak işverene açık bir haksızlık sayılacaktır. Tüm bu nedenlerle işveren tarafından usule uygun şekilde yapılan feshin haklı olduğu değerlendirilerek mahkemece verilen hükmün yerinde olduğu kanaatine varıldığından dairemizce davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.