PATENT VE FAYDALI MODELLER

Fikri Mülkiyet alanındaki yetkinliğimizi endüstri ve sektör bilgisi ve dava tecrübemiz ile birleştirerek, başta tescil işlemleri, dava ve danışmanlık hizmetleri olmak üzere patent ve faydalı model ile ilgili tüm konularda, ayrıca patent haklarının rekabet hukuku, düzenleyici işlemler ve idari alandaki veri koruması disiplinlerini ilgilendiren yönlerinde müvekkillerimize hizmet sunmaktayız.

Müvekkillerimize, farmakolojik ürünler, kimyasallar, tıbbi cihazlar, tüketici elektroniği, tekstil, aydınlatma, optik teknolojiler, elektrikli aletler, makineler, lazer teknolojisi, otomotiv ve yazılım gibi birçok endüstri dalındaki buluşsal faaliyetleri ve patent haklarına dayanan davalar ile ilgili stratejilerinin oluşturulmasında, patent tecavüzü, tecavüzün vaki olmadığının tespiti ve hükümsüzlük davalarında ve haksız rekabet davalarında danışmanlık ve temsil hizmetleri vermekteyiz.

Ayrıca tekniğin bilinen durumunun tespiti, fikri mülkiyet hakları ön incelemesi (IP due diligence), ürünlerin fikri hakları ve özellikle patent haklarını ihlal etmemesi için (freedom to operate) ön araştırma ve mütalaa verilmesi ve genel olarak patent ve faydalı model haklarına ve yasalarına uygunluk ve uyumluluk konularında araştırma, dava ve savunma hizmetleri vermekteyiz.

Ulusal ve uluslararası patent başvurularını ilgili patent ofisleri önünde takip etmekte, ulusal patent enstitüleri nezdinde itirazlar yapmakta, üçüncü kişilerce yapılmış olan itirazlara karşı cevap ve savunma sunmakta ve temyiz başvuruları yapmaktayız. Aynı zamanda Türk Patent Enstitüsü nezdindeki işlemlerde, Enstitü'nün nihai kararına karşı ihtisas mahkemeleri nezdinde davaları müvekkillerimiz adına takip etmekteyiz.

Ayrıca bu alandaki tecrübelerimiz, innovasyon, patent ve faydalı model konularındaki her türlü işlem ile ilgili, işbirliği, ortak AR-GE anlaşmaları, işçi buluş planları ve lisans anlaşmaları dâhil olmak üzere her türlü anlaşmanın yazımını ve müzakeresini de içermektedir

Türkiye'de Patent Hukuku Alanında Önemli Gelişmeler ve Öngörüler

Sınai Mülkiyet Kanunu ("SMK")'nun getirdiği yenilliklere ve uygulamada doğurduğu zorluklara büyük ölçüde uyum sağlandıktan sonra, Türk patent sistemi bu defa da pandemi sonrası meydana gelen birtakım değişikliklere adapte olma sürecine girmiş bulunuyor.

Tüm dünyayla paralel olarak, Türk patent hukuk sisteminde de, pandemi sonrası yeni bir evreye girilerek, uluslararası ölçekteki salgınlar ile patent haklarının makul bir dengede gözetilmesi açısından yeni sayfalar açılmıştır. Bu anlamda, patent haklarından ne ölçüde ve hangi şartlarda feragat edilebileceği önemli tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bununla beraber, özellikle Avrupa Patent Sözleşmesi'ne taraf olan ülkelerle ortak bir uygulama temeline yerleşebilmek adına, yeni gelişmeler gündeme gelmiş ve mevcut uygulamalardaki durumun da Türk mahkemeleri nezdinde yeknesak hale getirebilmesi için adımlar atılmıştır. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, bir yandan da istinaf mahkemeleri ile fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin benzer bir yaklaşım ile uyuşmazlıkları ele alması hedeflenmiş, bu durum bazen mümkün olabilirken, kimi zaman durum farklı olmuştur. Ayrıca teknolojik ilerlemenin sınırları her geçen gün ileriye taşındıkça, bu ilerlemeye de uyum sağlayabilmek adına çeşitli gündemler oluşmuştur.

Görüleceği üzere özellikle dünya genelindeki salgın sonrası, Türk patent hukuk sisteminde de oldukça dinamik ve tartışmalı gelişmeler meydana gelmiş olup bu konulardan öne çıkanları aşağıda tarafımızca ele alınmıştır:

Bu belgede aşağıdaki konu başlıkları ele alınmıştır:

  •  Covid Sonrası Dönemde Fikri Mülkiyet Haklarından Feragat
  • Unified Patent Court (Birleşik Patent Mahkemesi) - Türkiye'de Nasıl Yankı Bulacak?
  • Türk Patent Hukukunda "Makullük" (Plausibility) Kavramı ve Patent Hükümsüzlüğü Davalarındaki Yeri Hakkında Değerlendirmeler
  • EPO Sürecinin Bekletici Mesele Yapıldığı Dosyalarda İhtiyati Tedbir Kararı İhtiyacı
  • Patent Trollerine Karşı Patent Hakkının İleri Sürülmesinin Önlenmesine İlişkin İhtiyati Tedbir Kararları
  • Türk Patent Hukukunda Bolar İstisnasının Mevcut Uygulaması
  • İSTİNAF MAHKEMESİ: Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun Orijinal İlaç Sahibi Firmaların Referans Ürün Hakkındaki Bilgi Edinme Başvurularının Reddi Kararı Hukuka Aykırıdır.
  • SEP: Teknoloji Odaklı Dünyada Yön Bulmak
  • Yurt Dışından İlaç Temini ve Patent Hakları

Covid Sonrası Dönemde Fikri Mülkiyet Haklarından Feragat

Pandeminin etkisinin azalmaya başladığı ve hayatın yavaş yavaş normal seyrine döndüğü bugünler, Covid-19 pandemisinden çıkarılabilecek derslere bakmak ve olası yeni bir pandemiye karşı gerekli hazırlıkları yapmak için iyi bir dönem. Zira pandemiler, en başından beri insanlık tarihinin ayrılmaz bir parçası olmuştur ve bu dönemlerde yaşanan problemlerin ve nedenlerinin özenle ele alınması son derece önemlidir. Ancak pandemide karşılaşılan sorunların çoğu ve en önemlisi, ilaca/aşıya erişim adaletsizliği sorunu bugün itibariyle hala çözülmüş değildir ve tartışmaların 2023 yılında da devam etmesi beklenmektedir.

Pandemi, hayatımıza girdiği ilk günden itibaren fikri mülkiyet haklarıyla ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle patent hakları Covid-19 hastalığının tedavisine ulaşılmasının önündeki tek engel olarak algılandı ve zorunlu lisans uygulaması hükümetler tarafından başvurulan ilk çözüm mekanizması oldu. Bu nedenle pandeminin seyrini değiştirecek ilaç ve aşıların geliştirilmesi için zorlu bir sürece girilmesi gerekti ve mucitlerin ve araştırmacıların zorunlu lisans tehdidinin gölgesinde kısa sürede yenilikçi bir tedavi geliştirmesi beklendi. Bu süreçte çok sayıda buluşçu ilaç şirketi patentli teknolojilerini, fikri mülkiyet haklarını ve bilgi birikimlerini kamuya açtı ve insanlığın yararına olan her şeyi paylaştı. Nihayetinde, BioNTech firması ilk Covid-19 aşısını buldu ancak bu, henüz çözülmemiş başka bir sorunu başlattı: aşı adaletsizliği. Aşı adaletsizliğinin nedenleri tartışılırken, gözler bir kez daha fikri mülkiyet haklarına döndü ve bu sefer fikri mülkiyet haklarından feragat bu sorunun çözümü olarak tartışılmaya başlandı.

Ancak zorunlu lisans nasıl ki Covid-19 için bir tedavinin geliştirilmesini sağlayacak çözüm değil ise fikrî mülkiyet haklarından feragat edilmesi de aşıya erişimi sağlamaya yönelik bir çözüm olmaktan oldukça uzaktır. Fikri mülkiyet haklarından feragat teklifi ilk olarak Ekim 2020'de koronavirüs aşıları üzerindeki fikrî mülkiyet korumasından geçici olarak feragat edilmesine yönelik bir teklif şeklinde Hindistan ve Güney Afrika tarafından Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) dikkatine sunulmuştu. Ancak söz konusu teklifte, Covid-19 tedavisini açıklayan buluşlar üzerindeki fikri mülkiyet haklarının ortadan kaldırılması halinde, üretim kapasitesi, teknik bilgiye sahip olunması, üretim alanının yeterli olması ve yeterli ham maddenin sağlanması ve özellikle de halkın aşılamayla ilgili olarak bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi gibi esasa dair problemler karşısında devletlerin ne şekilde aşı üretebilecekleri ve halkı aşılayacağı açıklanmamıştı.

Bununla birlikte bu tartışmalar sürerken ihtiyacı olan ülkelerin neden iç hukuklarında var olan "zorunlu lisans verilmesine" ilişkin hükümleri yürürlüğe sokup güya bu sorunun nedeni olan fikrî mülkiyet haklarını askıya almadıkları sorgulanmadı. Oysa bilhassa fikri mülkiyet haklarından feragat edilmesine yönelik teklifi sunan ülkelerin başında gelen Hindistan'da Patent Kanunu'nun 66. Bölümünde Merkezî Hükümetin kamu yararı gerekçesiyle bir patenti iptal etmesine olanak tanıyan özel bir hüküm bulunmaktadır. Bu da ülkenin, hükümetin vereceği tek bir kararla sözde aşıya erişimini engelleyen tüm patentleri askıya almak için kullanabileceği dolaysız bir hukuki araca sahip olduğu anlamına gelmektedir.

To view the full article click here

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.