Kara para, yasa disi faaliyetler sonucunda elde edilen gelirler için kullanilan bir terimdir. Suçlularin yasa disi yollarla elde ettikleri bu gelirlerin esas kaynagini gizlemek ve bu gelirlerin yasal bir kaynaktan geldigi izlenimini yaratmak için gösterdikleri faaliyetler ise kara paranin aklanmasi olarak adlandirilir. Geçmisten günümüze kara paranin aklanilmasi için birçok farkli yöntem denenmis ise de bunlardan en yaygin olanlari sirinler (smurfing), parçalama (structuring), vergi cenneti olarak adlandirilan ve bulundugu ülke içindeki yasal düzenlemelerin disinda tutulan off-shore bölgelere para transferi, paravan sirketler, nakit para ile çalisan isyerleri, fonlarin fiziken ülke disina çikarilmasi (currency smuggling), sahte faturalar, nakit para karsiligi döviz veya kripto para satin alma islemleri olarak özetlenebilir. Bu islemlerin sonucunda yasa disi yollarla elde edilen kara para finansal sisteme girmis ve artik sirküle eder hale gelmis olur. Her geçen gün çesitlenen kara para aklama faaliyetleri karsisinda ulusal ve uluslararasi otoriteler, suçlular için kara para aklamaya elverisli olabilecek sektörleri regüle ederek bu faaliyetlerin önüne geçmeyi hedefler. Bu anlamda kara para aklamaya elverisli sektörlerin basinda bankacilik ve finans gelse de geçirdigimiz çeyrek asirda sanat piyasasi da kara para aklama faaliyetlerinden bir hayli nasibini almistir.

Öyle ki 2015 yilinda Ronald Belciano Amerika Birlesik Devletleri'nin Philedelphia eyaletindeki evinde yakalandiginda yetkililer, akvaryumlarin içinde 2.5 milyon dolar nakit para ve 14 sanat eserinden olusan bir koleksiyonla karsilasmistir. Yetkililer kara para aklama süphesi ile sorusturmaya devam ettiginde Belciano'nun evinin yakinlarinda bulunan bir depoda içlerinde Renoir, Picasso ve Dali gibi dünyaca ünlü ressamlarin 33'ü askin eserini daha bulmustur. Bunun üzerine Belciano uyusturucu tacirligi ve kara para aklama suçlarindan 5 yildan fazla hüküm giymistir.1 Ronald Belciano sanat eseri alim satimi ile kara para aklayan suçlulardan sadece biridir. 2016 yilinda tarihin en büyük sizintisi olarak adlandirilan Panama Belgeleri, Panama menseili Mossack Fonseca hukuk firmasindan Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung'a sizdirildiginda; sizdirilan bu 11 milyon belge arasinda Rembrandt, Matisse, Basquiat, Modigliani, Van Gogh, Chagall ve Warhol'a ait eserlerin belirsiz alim ve satimlari kara para aklama süphesi ile dikkatleri üzerine çekmistir.2

Peki sanat eserlerini kara para aklamak isteyen suçlular için bu kadar çekici hale getiren nedir? Bunun en önemli sebeplerinden biri sanat eserlerinin genellikle bulundugu ülkedeki mali ve iktisadi alanlara iliskin geçerli hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadigi "serbest bölge" denilen bölgelerdeki depolarda tutulmasidir. Sanat ticareti yoluyla kara para aklamak isteyen suçlular idari ve hukuki düzenlemelere takilmadan ve satisa konu eserin yerini degistirmeden ayni eserin birden fazla kez satisini gerçeklestirebilmektedir. Böylece illegal yollarla elde edilmis olan kara paranin kaynagi kolaylikla gizlenebilir.

Öte yandan sanat piyasasinin dogasi geregi sanat eserine biçilen mali degerin sübjektiflik göstermesi fiyatlarin kolaylikla manipüle edilebilmesini saglamakta, böylelikle kara para aklamak isteyen kisilerin islerini daha da kolaylastirmaktadir. Örnegin 2005 yilinda New Yorklu bir sanat tüccari olan Alexander Parish'in 10.000 dolara satin aldigi Leonardo da Vinci'nin Salvator Mundi (Saviour of the World) isimli eserinin 2017 yilinin Kasim ayinda bir Christie's müzayedesinde tam 450.3 milyon dolara satilarak o güne dek satisi gerçeklestirilmis en pahali tablo rekorunu kirmasi bu sübjektifligi açikça gözler önüne sermektedir.3 Chrisite's Müzayede Evi tarafindan basta açiklanmamis olan tablonun alicisinin Aralik 2017'de çikan bir The New York Times haberine göre Suudi Arabistan'in veliaht prensi Muhammed bin Selman oldugu ve tabloyu kuzeni prens Badr bin Abdullah vasitasiyla satin aldigi iddia edilmistir. Prens Badr yaptigi açiklamada bu haberi yalanlamistir.4

Salvator Mundi örneginde de oldugu gibi müzayede evlerinin sanat alicisini zaman zaman gizli tutuyor olusu elde edilen paranin kaynaginin saklanmasini bir hayli kolaylastirmaktadir. Sanat eseri alicilarina saglanan bu gizlilik ise tüccarlarin yeni yeni sanat pazarina dahil olmaya basladigi 15. ve 16. yüzyillarina dayanmaktadir. Söz konusu gizliligin esas amaci tacirlerin pazardaki diger rakiplerini engellemek, haksiz rekabet yaratmak ve farkli müsterilerden farkli fiyatlar talep edilebilmesini kolaylastirmak olsa da günümüzde bu durum kara para aklamak isteyen suçlular için biçilmis kaftan rolü üstlenmektedir.5

Yukarida örneklerine yer verildigi üzere yasa disi yollarla elde edilen gelirleri aklamak isteyen suçlulara aracilik eden (veya etmek durumunda kalan) sanat piyasasina ulusal ve uluslararasi alanda çesitli düzenlemeler getirilerek bu durumun mümkün mertebe bertaraf edilmesi amaçlanmistir. Bu alanda en aktif çalismalar yapan devletlerin basinda ise Avrupa Birligi ve Birlesik Krallik gelmektedir.

Avrupa Birligi Direktifleri Dogrultusunda Birlesik Krallik Tarafindan Getirilen Düzenlemeler

Avrupa Birligi genelinde kara para aklama ve terör finansmaninin engellenmesi amaciyla birtakim sektörlere bazi yükümlülükler getiren Avrupa Birligi'nin yayimladigi Direktifler sanat sektörünü de kapsamaktadir. Bu Direktifler üye ülkeler için ulasilmasi gereken sonuçlar bakimindan baglayicilik teskil etmektedir.

10 Ocak 2020'de yürürlüge giren Avrupa Birligi VI. Kara Para Aklanmasinin ve Terör Finansmaninin Önlenmesi Direktifi'ne ("AMLD5") getirilen düzenleme ile Direktiften sorumlu kuruluslarin tanimini genisletilerek Avrupa Birligi içerisinde faaliyet gösteren sanat piyasasi aktörleri açikça kapsama alinmistir. Buna göre; "Sanat galerileri ve müzayede evleri tarafindan yapilanlar da dahil olmak üzere, sanat eseri ticaretinde ticaret yapan veya araci olarak hareket eden, islemin veya bir dizi baglantili islemin degerinin 10.000 Euro veya daha fazla oldugu durumlarda; sanat eseri ticaretinin serbest limanlarda gerçeklestirilmesi durumunda, islemin veya bir dizi baglantili islemin degerinin 10.000 Euro veya daha fazla oldugu durumlarda sanat eseri ticaretinde depolayan, ticaret yapan veya araci olarak hareket eden kisiler" kara para aklama ve terör finansmaninin önlenmesi amaciyla risk degerlendirmesi yapmak ve müsteri durum tespiti (customer due diligence - CDD) süreci yürütmek gibi çesitli tedbirlerin alinmasi ile yükümlü kilinmistir.6 Direktif'te bahsi geçen "araci" kisiler açikça tanimlanmamis olmakla birlikte bunlarin genel itibariyle sanat galerileri, müzayede evleri ve çevrimiçi satis platformlari gibi araci kurumlar olabilecegi söylenebilecektir. Bireysel olarak kendi eserlerini satan sanatçilar Direktifte bu kapsamin disinda birakilmistir.

2002 Suç Gelirleri Yasasi ("POCA") ile sanat piyasasi aktörlerini anilan tedbirlerle yükümlü kilan Ingiltere ise Brexit süreci ile Avrupa Birligi'nden ayrilmasinin AMLD5'in iç hukukuna uygulanmasinda herhangi bir engel teskil etmeyecegini belirtmistir. Böylece Ingiltere'deki sanat piyasasi aktörleri de hem AMLD5 hem de halihazirda var olan diger düzenlemeler ile bu yükümlülüklere tabi tutulmustur.

2017 tarihli Kara Para Aklama, Terörün Finansmani ve Para Transferi Yönetmeligi'ne ("Yönetmelik") 20 Aralik 2019 tarihinde yapilan degisiklikle sanat piyasasi aktörlerini "ilgili kisi" tanimina dahil eden Ingiltere, AMLD5'in öngördügü yükümlülükleri iç hukukuna aktarmayi amaçlamistir.7 Böylelikle ilgili kisi tanimina dahil edilen "sanat piyasasi aktörleri" (art market participants) asagida açiklanacak olan yükümlülüklere tabi hale gelmistir.

Yönetmelik'in 7. maddesinde yapilan degisiklik ile sanat piyasasi aktörlerinin Ingiltere Gelir ve Gümrük Idaresi'ne ("HMRC") tescil olunmasi zorunlu kilinmistir.8 Bu bakimdan HMRC sanat piyasasi aktörlerinin yükümlülüklerini yerine getirip getirmedigi konusunda denetleyici bir kurum islevi görmektedir. Yönetmelik'in "Ilgili Kisiler Tarafindan Risk Degerlendirmesi" baslikli 18. maddesine göre ilgili kisiler risk degerlendirmesi yapmakla yükümlüdür.9 Buna göre sanat piyasasi aktörleri de risk temelli bir yaklasim benimsemelidir. Risk temelli yaklasimin ise sanat piyasasindaki islemlerin dogasi geregi kara para aklama risklerinin degerlendirilmesi (genel risk degerlendirmesi) ve her bir müsterinin kara para aklama riskinin degerlendirilmesi (müsteri özelinde risk degerlendirmesi) olmak üzere iki sekilde olmasi gerekir. Risk degerlendirmesi ise sadece kara para aklama risklerinin degerlendirilmesini içermemeli, var olan veya ileride olabilecek kara para aklama riskleri için çesitli önleyici politikalar, kontrol mekanizmalari ve iç prosedürler gibi planlamalari da içermelidir.

Saglikli bir risk degerlendirmesinin yapilabilmesi için öncelikle isletmenin büyüklügü ve niteligi ile orantili olarak yazili bir politikaya sahip olunmasi gerekmektedir. Yönetmelik'in 19. maddesinde kara para aklama ve terör finansmani risklerini azaltmak ve süreci etkin bir sekilde yönetmek için politika, kontrol ve prosedürlerin olusturulmasi ile bunlarin sürdürülmesi bir yükümlülük olarak ilgili kisilere, yani sanat piyasasi aktörlerine yüklenmistir.10 Söz konusu politikalarin üst yönetim ve çalisan personelin taahhüt ve sorumluluklarini yazili olarak içermesi ve düzenli araliklarla güncellenmesi gerekmektedir. Ayrica bu politikada müsteri durum tespiti (customer due diligence) ile ilgili kisilerin politikalarin uygulanip uygulanmadigini denetlemek amaciyla olusturacagi iç kontrol mekanizmasinda yer alacak usuller de bulunmalidir.

Müsteri durum tespiti çok kisa ifadeyle kiminle is yapildiginin bilinmesidir. Bir basla ifadeyle eseri satin alan müsterilerin -eserin gerçek yararlanicisinin bir baskasi (benefical owner) oldugu durumlarda ise bu kisilerin- kimlik tespitinin yapilmasidir. Var olan düzenleme ile sanat piyasasi aktörleri asagidaki durumlarda müsteriyi tanimlamak, müsterinin kimligini dogrulamak ve yapilan islemin amacini degerlendirmek adina mutlaka müsteri durum tespiti sürecini yürütmelidir:11

  • Mali degeri 10.000 Euro ve üzerinde olan bir islemin veya bir dizi islemin gerçeklestirilmesi,
  • Bir sanat eserinin saklanmasi ile ilgili olarak bir serbest limanin isletmecisi olunmasi halinde bir kisi veya bir dizi baglantili kisi için depolanan sanat eserlerinin mali degerinin 10.000 Euro veya üzerinde olmasi,
  • Islemin mali degerine bakilmaksizin kara para aklama veya terör finansmani saglama süphesinin bulunmasi,
  • Daha önce kimlik dogrulamasi amaciyla elde edilen bilgi ve belgelerin dogrulugundan süphe edilmesi.

Bu yükümlülüklerini uygulamak için kurum içerisinde uygun bir mekanizma olusturmasi gereken satis kurumlarinin ayni zamanda yukarida bahsedilen islemler sirasinda görev alacak personelini de kurumun kara para aklama politikalari ve mevzuata uyum konularinda egitmesi gerekmektedir.12 Bu kapsamda ilgili kurumlar bildirim yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde ve bu egitimlerin düzenlenmesinde görev alacak bir "Uyum Görevlisi" atamakla yükümlüdür.13

Geçtigimiz ay HMRC, Haziran 2021'e kadar tescil olmakla yükümlü olup da tescil yaptirmayan kisi ve kurumlara oldukça yüksek tutarlarda idari para cezalari vermeye baslamistir.14 Sanat piyasasi aktörleri ve özellikle satisa aracilik eden kurumlar için bir alarm niteligi tasidigi tahmin edilen bu cezalarin, ileride finansal ve cezai yaptirimlara maruz kalmak istemeyen sanat piyasasi aktörlerini kara para aklamanin önlenmesine yönelik tedbirlere uyum saglamaya ve iç uyum politikalari olusturmaya itecegi kuskusuzdur.

ABD Hazine Bakanligi Raporu ve Kara Para Aklamanin Önlenmesi Kanunu Tasarisi

2022 yilinin basinda Amerika Birlesik Devletleri ("ABD") Hazine Bakanligi tarafindan yayinlanan Treasury Releases Study on Illicit Finance in the High-Value Art Market raporu yüksek degerli sanat eserlerinin ticaretinden kaynaklanan kara para aklama ve terör finansmani riskleri ile bu risklerin önlenmesi için alinan önlemleri degerlendirmektedir.15 Raporda yüksek degerli sanat eseri satislarinda kara para aklama riskine rastlandigi ancak terör finansmani riski için sinirli sayida kanita ulasildigi belirtilmistir. Raporda ayrica çevrimiçi sanat pazarlari (online müzayedeler) ve NFT pazar yerlerinin yeni bir kara para aklama araci olacagina ve dolayisiyla oldukça ciddi riskler barindirdigina dikkat çekilmistir. Buna ek olarak, yüksek degerli sanat eseri ticaretinin kara para aklama riski tasidigi kabul edilmekle birlikte, örnegin kripto para alim satimi gibi bazi ülkelerde henüz regüle olmayan kara para aklamaya müsait diger sektörler ile karsilastirildiginda regülasyon getirilmesi açisindan herhangi bir öncelige sahip olmadigi belirtilmistir.

Ayrica raporda var olan düzenlemeler ile bankalarin halihazirda kara para aklanmasinin önlenmesine iliskin tedbirler ile yükümlü kilindigi ve çogu galeri ve müzayede evinin de bu bankalarin müsterisi oldugu göz önüne alindiginda, aslinda alici ve saticilarin kimlikleri ve diger islem bilgileri gibi belirli islemlerle ilgili bilgi toplamakla yükümlü bankalarin kara para aklanmasinin önlenmesi fonksiyonunu bir nevi sanat piyasasi aktörleri adina yerine getirdigi belirtilmistir. Raporda da deginildigi üzere kara para aklamasinin önlenmesine yönelik somut düzenlemelere tabi tutulmayan ABD sanat piyasasi, kredibilitelerinin yüksek olmasi sebebiyle büyük itibari risklerle karsi karsiya kalmamak adina gönüllü olarak kara para aklanmasinin önlenmesi uyum programlari olusturabilecektir.

Sanat piyasasi aktörlerine kapsamli bir yükümlülük öngörmeyen ABD mevzuatinin, yakin zamanda Washington'daki kanun koyucularin yayinladigi bir yasa tasarisina göre ilgili kurum ve kuruluslara bu kapsamda bazi yükümlülükler getirilebilecegi tahmin edilmektedir.16 UBS ve Art Basel'in Art Market 2021 arastirmasina göre küresel sanat pazarinda %42'lik bir paya sahip olan ABD'nin getirebilecegi düzenlemelerin etkilerinin bu anlamda oldukça büyük olacagini söylemek yanlis olmayacaktir.17

Türkiye Ne Asamada?

Türk hukukunda sanat ticareti için öngörülmüs ayrica bir mevzuat bulunmasa da genel olarak 5549 sayili Suç Gelirlerinin Aklanmasinin Önlenmesi Hakkinda Kanun'un ("5549 Sayili Kanun") 2. maddesine göre bu kanundan dogan yükümlülükleri yerine getirmekle yükümlü olanlar arasinda "tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile istigal edenler veya bu faaliyetlere aracilik edenler ile noterler" de sayilmistir.18 Dolayisiyla kara para aklamanin önlenmesine yönelik tedbirleri uygulama yükümlülügü hükümde sayilan sanat piyasasi aktörleri için de geçerlidir.

5549 Sayili Kanun'un "Müsterinin Taninmasi" baslikli 3. maddesinde "kendileri nezdinde yapilan veya aracilik ettikleri islemlerde islem yapilmadan önce, islem yapanlar ile nam veya hesaplarina islem yapilanlarin kimliklerini tespit etmek ve gerekli diger tedbirleri almak zorundadir." denilerek yükümlülerin kimlik tespit etme tedbirini uygulama yükümlü oldugu hüküm altina alinmistir. Buna göre her sene Hazine ve Maliye Bakanliginca ("Bakanlik") belirlenecek olan parasal sinirin (2022 senesi için 85.000 Türk lirasi olarak belirlenmistir.19) üzerinde olan islemler için kimlik tespiti yapilmasi zorunludur. 5549 Sayili Kanun kapsaminda yayimlanan Suç Gelirlerinin Aklanmasinin ve Terörün Finansmaninin Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkinda Yönetmelik'in 22. maddesine göre ise yükümlülerin kimlik tespiti yapilamadigi veya is iliskisinin amaci hakkinda yeterli bilgi edinemedikleri durumlarda; is iliskisi kurulmasinin reddi veya halihazirda ise baslanmis ise is iliskisinin sona erdirilmesi gibi yükümlülükleri bulunmaktadir.20 Yine 5549 sayili Kanun'un 8. maddesi geregince yükümlülerin kimlik tespitine iliskin belgeleri son islem tarihinden itibaren sekiz yil süreyle muhafaza etmesi ve istenmesi hâlinde yetkililere ibraz etmesi gerekmektedir.

Dolayisiyla 5549 Sayili Kanun'daki "Süpheli Islem Bildirim Zorunlulugu" tedbiri ile yükümlü olan sanat piyasasi aktörleri, Kanun'un 4. maddesine göre yapilan veya yapilmaya tesebbüs edilen islemlere konu malvarliginin yasa disi yollardan elde edildigine veya yasa disi amaçlarla kullanildigina dair herhangi bir bilgi, süphe veya süpheyi gerektirecek bir hususu tespit etmeleri hâlinde bu islemleri Mali Suçlari Arastirma Kuruluna ("MASAK") bildirmekle yükümlüdür.

5549 Sayili Kanun'un 32. maddesinde düzenlenen "Devamli Bilgi Verme" yükümlülügü kapsaminda yükümlüler taraf olduklari veya aracilik ettikleri islemlerden, Bakanlikça belirlenecek tutari asanlari MASAK'a bildirmek zorundadir. Ancak Suç Gelirlerinin Aklanmasinin ve Terörün Finansmaninin Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkinda Yönetmelik'in 27. maddesine göre bu islemlerden birinin süpheli islem niteliginde olmasi halinde, bu islem devamli bilgi verme yükümlülügü kapsaminda MASAK'a bildirilmis olsa dahi süpheli islem yükümlülügünü ortadan kaldirmayacaktir.

Dolayisiyla tipki AB ve Birlesik Krallik mevzuatinda oldugu gibi Türk hukukunda da 5549 Sayili Kanun'da sayilan yükümlülükleri yerine getirmeyen sanat piyasasi aktörleri pek tabii idari yaptirimlar ile karsi karsiya kalabilecektir. Mevcut hukuki düzenlemeler geregi Türkiye'de faaliyet gösteren sanat piyasasi aktörleri AB ülkelerinden farkli olarak simdilik bir "Uyum Görevlisi" atamakla yükümlü degil ise de sanat dünyasinin enternasyonal yapisi göz önüne alindiginda, ihtiyatli hareket edilerek iç isleyiste bu politikalarin olusturulmasi ve uluslararasi mevzuata uyumlu hareket edilmesi ileride dogabilecek riskleri minimuma indirecektir.

Sonuç

Kara para aklamanin suç dünyasi var oldukça belirli sektörler açisindan süregelen bir risk olmaya devam edecegi su götürmez bir gerçektir. Bu riski en aza indirgemek adina sanat piyasasi gibi kara para aklama faaliyetlerinin yogun oldugu ve henüz regüle edilmemis sektörler ileride daha somut yükümlülükler ile karsi karsiya kalabilecektir. Sanat sektörünün yukarida deginilen kara para aklama riskleri de göz önüne alindiginda halihazirda var olan düzenlemelere ek olarak AB ve Birlesik Kralliktaki düzenlemelerin takip edilmesi önerilmektedir.

Sanat piyasasi aktörlerinin finansal ve cezai yaptirimlar ile karsi karsiya kalmamak ve olasi itibar kaybi risklerini de göze alarak bu riskleri en aza indirmek adina ülkelerindeki iç mevzuat ile sinirli kalmayip uluslararasi mevzuata uyum programlari çerçevesinde kara para aklamanin önlenmesine yönelik kendi iç politika olusturmalari ve bu politikalari her daim güncel tutmalari bu bakimdan oldukça önemlidir.

Makaleye katkilari için Özge Keskin'e tesekkür ederiz.

Footnotes

20. https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/21.5.200713012.pdf

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.