Dünya çapında devam eden Corona virüsü tüm sektörleri etkilese de; teknolojik olarak uzaktan hizmet vermeye daha yatkın ve hazırlıklı olan yazılım firmalarının, geçiş sürecini nispeten daha başarılı yönettiğini söyleyebiliriz. Bununa birlikte; yazılım projelerinin pek çoğu müşteri ofislerinde verilen hizmetler olduğu için yazılımla ilgili proje ve hizmet sözleşmelerini özel olarak değerlendirmekte fayda görüyoruz.

Öncelikle bakılması gereken husus, sözleşme kapsamındaki edimlerin ifa edilip edilemediği yani Tarafların yükümlülüklerini yerine getirme imkânı olup olmadığıdır. İlgili sözleşmelerde "Hizmetin uzaktan ifa edilebileceğini" belirten bir düzenleme olup olmadığına bakılması ve eğer bu yönde bir madde mevcutsa uzaktan çalışma yöntemine geçilmesi mümkündür.

Böyle bir madde bulunmasına rağmen müşterinin hizmetin yerinde verilmesini istemesi veya uzaktan erişim maddesi bulunmaması halinde; konunun yazılım firması tarafından iş sağlığı ve güvenliği yönünden de özel olarak değerlendirilmesi gerekir. Yazılım firmasının kendi çalışanlarına karşı İş Kanunu ve Borçlar Kanunundan doğan "işçi ve iş sağlığını gözetme yükümlülüğü" ve aynı zamanda çalışanlarının sağlığını ve kadrosunun devamlılığını gözeterek "sözleşmeye uygun kalitede hizmet sunma yükümlülüğü" bulunmaktadır. Bu nedenle yazılım firmasının çalışanları için salgına karşı güvenli bir ortam temin etmesinin mümkün olup olmadığını iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarından, işyeri doktorundan alacağı görüşlere göre değerlendirmesi gerekir.

Gerekli koşulların sağlanamadığı durumda; sözleşmede yazmasa dahi teknik olarak uzaktan erişimle hizmet vermek mümkünse; yazılım firmalarının ve müşterilerin sözleşmeyi ayakta tutmayı öncelikli amaç edinerek uzaktan erişimle hizmet modeline geçmeleri gerekir.

Eğer uzaktan destek mümkün değilse ve çalışanlar için güvenli bir çalışma ortamı sağlanamayacaksa; görüşümüz, bu durumun özellikle 02.04.2020'de Resmi Gazete'de yayınlanan COVID-19 Salgınının Kamu İhale Sözleşmelerine Etkisi konulu genelgenin ve diğer resmi açıklamaların yaklaşımı da göz önünde bulundurularak mücbir sebep teşkil edebileceği yönündedir.

Kural olarak mücbir sebep halinde Tarafların sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmekten imtina etme ve/veya sözleşmeyi askıya alma hakları olacaktır. Yine sözleşmelerin çoğunda mücbir sebebin belirli bir süreden uzun sürmesi halinde Tarafların fesih hakkı olduğuna ilişkin düzenlemeler de bulunmaktadır. Bu kapsamda salgının sözleşmeye hukuki etkisini değerlendirirken sözleşme düzenlemelerine, olaya ve sektöre göre özel değerlendirmeler yapmak ve mümkünse fesihten önce diğer alternatifleri değerlendirmek gerekecektir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.