ÖZET

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca, trafik kazası sonucu meydana gelen zararlardan işleten sorumludur. Ancak dava yoluna gitmeden önce zarar görenin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Zararın tazmini talebinin yöneltilmesi için sigorta şirketine yapılacak başvuruya ilişkin esaslar, bu kapsamda başvuruda mevcut olması gereken belgeler, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile düzenlenmiştir. Sürekli sakatlık halleri nedeniyle sigorta şirketine yapılacak başvuruda tüm bu belgelerin ve dolayısıyla açık rıza beyanının mevcut olması gerekmektedir. Açık rıza beyanının eksik olması halinde, sigortacıya başvuru koşulu öngörüldüğü şekilde yerine getirilmemiş olduğundan, dava açılması halinde usulden reddi gerekmektedir.

ABSTRACT

In accordance with the Highways Traffic Law numbered 2918, the operator is responsible for damages caused by a traffic accident. However, before proceeding with a lawsuit, the injured must submit a written application to the relevant insurance company within the scope of the Highways Motor Vehicles Compulsory Liability Insurance. The principles regarding the application to be made to the insurance company for the claim of damages and in this context, the documents that should be present in the application are regulated by the General Conditions of Highway Motor Vehicles Compulsory Liability Insurance. In the application to be made to the insurance company due to permanent disability, all these documents and therefore the express consent declaration must be present. If the express consent declaration isn't present, the condition of application to the insurer has not been fulfilled as stipulated and if a lawsuit is filed, it must be denied.


1. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU UYARINCA TRAFİK KAZALARINDAN DOĞAN SORUMLULUK

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 1 uyarınca kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir. Kanun, 85. Maddesi ile trafik kazalarından doğan zararlara ilişkin hukuki sorumluluğu motorlu aracı işletene yüklemiştir. Burada önemli olan husus, işletenin kim olduğudur. 2918 Sayılı Kanun'un tanımlara ilişkin 3'üncü maddesinde işleten kavramı düzenlenmiştir. Buna göre işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğinin ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğunun ispat edilmesi halinde bu kimsenin işleten sayılacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla işletenin belirlenmesinde maddi ölçü esas alınmaktadır. Şayet araç, bir teşebbüs adı altında işletiliyor ise işleten ile bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaktadırlar.

Görüldüğü üzere, işletenin tespiti sorumluluğun kime ait olacağı açısından önemlidir ancak aracın işleten dışındaki kişiler tarafından kullanılması da mümkündür. Zira Madde 85, fıkra 5 uyarınca, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olmaktadır. Hal böyle olunca, 2918 Sayılı Kanun'un 91. Maddesi ile trafiğe çıkan her aracın mali sorumluluk sigortası yaptırması zorunlu kılınmıştır. İşbu sigorta, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası'dır.

1.1. KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI

1.1.1. KAPSAM

Zorunlu bir sigorta türü olması dolayısıyla, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları (Bundan sonra "Genel Şartlar" olarak anılacaktır.) ile düzenlenmiştir. Amaca ilişkin A1'inci maddesinde Genel Şartlar'ın amacının, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi olduğu belirtilmiştir.

Genel Şartlar'ın Sigortanın Kapsamı başlıklı A3'üncü maddesi şöyledir;

"Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır." Böylelikle, KTK Madde 85 ile yüklenen sorumluluk, Madde 91 uyarınca sigorta teminatı altına alınmış olmaktadır.

1.1.2. TEMİNAT TÜRLERİ

Genel Şartlar'ın kapsamına giren teminat türleri A5'inci maddede düzenlenmiş olup, A4'üncü madde uyarınca, yalnızca Türkiye sınırları içerisinde geçerli olacaktır. A5'inci maddede düzenlenen teminat türleri aşağıdaki gibidir:

  • Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dâhil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.
  • Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.
  • Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı: Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde ölen kişi esas alınır.
  • Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.

Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır. Tazminat ödemesinde, ilgili sağlık hizmet sunucularınca tanzim edilecek trafik kazasına ilişkin belgelerde illiyet bağı ile ilgili tespitin yer alması durumunda bu tespitin aksini ispat sigorta şirketine aittir. Sigortacı söz konusu rapor hakkında ilgili mevzuat uyarınca itiraz usulüne başvurduğunda mağdurun itiraz üzerine yaptığı belgelenmiş harcamaları bu teminat kapsamında karşılamakla yükümlüdür.

Görüldüğü gibi, trafik kazası sonucunda zarara uğrayan üçüncü kişinin, iyileşemeyecek şekilde sakatlanması, sürekli sakatlık halini oluşturmaktadır. Trafik kazası sebebiyle zarar gören kişinin tedavisinin tamamlanması akabinde Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik doğrultusunda hazırlanan sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri, bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla, sürekli sakatlık teminatının kapsamındadır. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ile işgücü kaybı gibi zararlardan doğan zarar kalemleri de tazmin edilmektedir.

2. SÜREKLİ SAKATLIK TEMİNATI KAPSAMINDA SİGORTACIYA BAŞVURU

Bu husus KTK Madde 97 ile düzenlenmiştir. Buna göre, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilecek yahut 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilecektir. Bu kapsamda KTK Madde 99 ise yapılan başvuruya ilişkin sigortacının yükümlülüklerini düzenlemektedir. Buna göre sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.

Sigortacıya yapılacak başvuruya ilişkin esaslar ise Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar Madde 4 ile değişen C7'nci maddede düzenlenmiştir. Bu kapsamda, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce Ek: 6'da belirtilen tazminat ödemelerinde istenecek belgelerin tamamı ile birlikte ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Burada üzerinde durulması gereken husus, "zarar görenin, Ek:6'da belirtilen tazminat ödemelerinde istenecek belgelerin tamamı ile birlikte" sigortacıya yazılı başvuruda bulunmasıdır. Zira bu ifadeye göre, belgelerin zarar gören tarafından temin edilmesi ve bunlar ile birlikte sigortacıya yazılı başvuru yapılması gerekmektedir. Geçerli olarak yapılan başvuruya rağmen sigortacının ilgili başvuruyu 15 gün içerisinde cevaplamadığı, verilen cevabın talebi kısmen veya tamamen karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olduğu ya da tazminat tutarında anlaşma sağlanamadığı hallerde zarar görenin dava yolunu tercih edilmesi halinde, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.

2.1 TAZMİNAT ÖDEMELERİNDE SUNULMASI GEREKEN BELGELER

Bu husus da, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar Madde 9 ile değişen Genel Şartların ekinde yer alan Ek: 6 ile düzenlenmiştir. Buna göre, bedeni zararlardan sürekli sakatlık hallerine ilişkin tazminat istemlerinde;

  • Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik doğrultusunda hazırlanan sağlık kurulu raporu,
  • Epikriz Raporu,
  • Genel adli muayene raporu,
  • Tüm tetkik ve tedavilere ilişkin raporlar,
  • Mağdura ait kimlik belgesi fotokopisi,
  • Kaza raporu, varsa bilirkişi raporu veya keşif zaptı veya mahkeme kararı,
  • Mağdura ait kaza tarihi itibarıyla son gelir durum belgesi,
  • Hak sahibine ait banka hesap bilgileri (banka - şube adı, IBAN numarası),
  • Sağlık verilerine erişim, işleme ve aktarım konusunda mağdur tarafından verilen açık rıza beyanı

Olarak sınırlı sayılan belgelerin, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar Madde 4 ile değişen C7'nci madde uyarınca, zarar görenin sigortacıya yapacağı yazılı başvuruda mevcut olması gerekmektedir.

3. AÇIK RIZA BEYANININ FONKSİYONU

Sağlık verilerine erişim, işleme ve aktarım konusunda mağdur tarafından verilen açık rıza beyanı, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na uygun olabilmesi maksadıyla başvurucular tarafından Sigorta Şirketlerine başvuru sırasında verilmesi gereken belgelerdendir.

Bu kapsamda, başvurucuların özel nitelikli kişisel verilerini de içeren kimlik kartı verileri ve sair kişisel verilerinin; Sigorta Şirketleri tarafından sağlanan sigortacılık hizmetleri, sigorta poliçe teklifi, sigortacılık destek hizmetleri ve her türlü ilişki çerçevesinde dışarıdan hizmet alınan ekspertiz bürosu ile veya dosya inceleme hizmeti sunan şirketlere ve yurt içi veya yurt dışı merkezli dijital pazarlama firmalarına aktarılması mümkün olabilmektedir.

Tüm bunların haricinde Kişisel veriler, sigorta sözleşmesiyle üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirebilmesi için iş ortaklarına, sözleşmeli avukatlara ya da hizmet alınan firmalara aktarılabilmektedir. İş ortakları, sözleşmeli avukatlar ve hizmet sağlayan firmalar, sözleşmesel yükümlülükleri çerçevesinde bu bilgileri gizli tutmak ve başka herhangi amaçla kullanmamakla yükümlüdür. Sağlıkla ilgili kişisel veriler, poliçe yapılması aşamasında sigortalı adayının sağlık durumu konusunda uzman görüşü veren kişi ve kuruluşlarla paylaşılabilmektedir. Tazminat başvurularında ise, yurt içinde ya da yurt dışında yapılacak sağlık işlemini inceleyerek onay veren provizyon hizmet kuruluşlarıyla, özürlülük ve çalışma gücü kaybı seviyelerini içeren raporları değerlendiren ya da belirleyen kuruluşlarla, sağlık konusunda asistans hizmeti veren kuruluşlarla, vefat ve maluliyet söz konusu ise aktüeryal hesaplama yapmak üzere aktüerlerle paylaşılabilmektedir.

Uygulamada başvurucuların Sigorta Şirket'lerine tazminat talebiyle başvurdukları anda; Sigorta Şirket'lerinin işbu yukarıda açıklanan açık rıza beyanını başvuruculardan matbu metinler vasıtasıyla aldığı görünmektedir. Nitekim uygulamada genellikle bu şekilde yapılsa dahi açık rıza beyanını Sigorta Şirket'inin re'sen alma yükümlülüğü mevzuatta bulunmamaktadır.  Dolayısıyla tüm bu kişisel verilerin gerekli durumlarda paylaşılabilmesine izin verilen açık rıza metinlerinin, Sigorta Şirket'ine başvuru sırasında mevcut olmaması ve/veya Sigorta Şirket'i tarafından re'sen açık rıza beyanının alınmamış olması durumlarında; zarar görenin açacağı tazminat talepli davaların usulden reddedilmesinin mümkün olup olmadığı ise işbu makalenin esas konusunu oluşturmaktadır.

4. AÇIK RIZA BEYANININ MEVCUT OLMAMASI

Dava açmadan önce, zarar görenin Genel Şartların ekinde yer alan EK:6'daki belgelerin tamamıyla sigortacıya başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yapılacak başvuruların geçerli olması için belge eksikliği söz konusu olmamalıdır. Belgelerde eksiklik, başvurunun geçerliliğini etkileyecektir. Dahası, dava açmadan önce işbu başvurunun yapılması zorunlu kılındığından, sigortacıya başvurunun özel bir dava şartı olduğu söylenebilecektir. Bu nedenle, sigortacıya yapılan başvuruda açık rıza beyanının mevcut olmaması halinde, özel dava şartı olan sigortacıya başvuru koşulu, Genel Şartlar' da öngörüldüğü şekilde tamamlanmış olmadığından, ikame edilen davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi gerekecektir. Aynı durum Sigorta Tahkim Komisyonu'na yapılan başvurular için de söz konusudur. Sigorta Tahkim Komisyonu ve Yargıtay kararları bu yöndedir.

Gerekli belgelerle sigorta şirketine başvuru yapılmasına ilişkin 07.08.2019 Tarih ve 2019/İHK-9541 Sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı şöyledir;

"Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurmadan önce Sigorta Kuruluşu'na başvurunun zorunlu olduğu konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamakla birlikte, Sigorta Kuruluşuna hitaben yazılan her başvuru dilekçesinin Sigorta Kuruluşu'na başvuru şartını sağlayıp sağlayamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Bu noktada geçerli bir başvurunun nasıl olması gerektiği hususunun tartışılarak, somut olay çerçevesinde değerlendirilip bir sonuca ulaşılması gerekmektedir. Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin on üçüncü fıkrası düzenlemesine göre, sigorta kuruluşu ile uyuşmazlık yaşanması hâlinde, ilgili sigorta kuruluşuna uyuşmazlığın çözümü için gerekli belgelerle başvurulmadan önce

Sigorta Tahkim Komisyonu'na gidilemeyecektir. Yukarıdaki kanuni düzenlemeler çerçevesinde sigorta kuruluşuna yapılan başvurunun, başvuru olarak değerlendirilebilmesi için geçerli bir başvuru olması gerekmektedir. "

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 04.05.2017 tarih, 2017/645 E. ve 2017/464K. Sayılı, sigorta şirketlerine başvurunun dava açabilmenin ön şartı olduğuna ilişkin kararı şöyledir;

"Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. Maddesinde zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceğinin düzenlendiği, yapılan incelemede davacı tarafın ilgili kanun maddesi gereği davalı sigorta şirkete başvuru yaptığı, sigorta şirketi tarafından yapılan başvurunun değerlendirilmesi neticesinde zararın tespiti bakımından sigortalının maluliyetine ilişkin sağlık raporunun sunulması halinde başvurunun tekrar değerlendirileceğinin belirtildiği, ilgili kanun maddesinde dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna başvuru yapılmasının dava şartı olarak öngörüldüğünü, davalı sigorta şirketinin başvuru neticesinde vermiş olduğu cevap ile henüz talebin değerlendirilme aşamasına geçilmediği, başvurunun değerlendirilmesi için sağlık raporunun sunulması gerektiğinin belirtildiği ve bu aşamada ilgili kanun maddesinde verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hususunun oluşmadığı, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair karar vermek gerektiği sonucuna varılarak, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir."

Yargıtay kararlarında sigortacıya başvuru koşulunun tamamlanabilir dava şartı olarak kabul edildiği de görülmektedir. Bu kapsamda, açık rıza beyanı olmadan yapılan başvurunun sigortacıya başvuru dava şartını yerine getirmediği kanısında olduğumuzdan, mahkemece eksikliğin tamamlanması için davacıya süre verilmesinin de mümkün olduğu kanaatindeyiz. Buna ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi E. 2019/3681K. 2019/4147T. 30.12.2019 sayılı kararı şöyledir;

"Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/12/2018 tarih, 2018/4932 Esas ve 2018/12056 Karar sayılı kararında "Dairemiz uygulamalarında sigorta davalarında örneğin dain-mürtehinden muvafakat alınması, İİK'nın 277. maddesinden kaynaklanan davada "aciz belgesi" gibi dava şartı ibrazı olarak kabul edilen hususlar bu eksiklik varsa dava usulden red edilmemekte bu eksiklik tamamlatılmaktadır.

Somut olayda davacılar destek zararının tazmini için Güvence Hesabı'na yazılı olarak başvurmadan doğrudan doğruya dava açmış iseler de, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, mahkemece davacılara davalı ...ya yazılı müracaat etmeleri için kesin süre verilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği " yönünde karar verilerek KTK'nın 97. maddesinde getirilen başvuru koşulunun tamamlanabilir dava şartı olduğu kabul edilmiştir. KTK'nın 97. maddesiyle getirilen başvuru koşulu da tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, davacı vekiline 2918 Sayılı KTK'nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, başvuru yapılması halinde başvurunun akıbeti beklenmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir."

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi E. 2017/1752 K. 2019/302 14.2.2019 tarihli kararı şöyledir;

"Dava; trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 2918 Sayılı Kanun'un, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanunu'nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesiyle zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.Olayda, dava tarihi olan 28/12/2016 itibariyle 2918 Sayılı KTK'nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadığı sabittir. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Mahkemece, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığı kabul edilmiş ise de; davacı vekiline davalı sigorta şirketine eksik olduğu belirtilen bilgi ve belgeleri sunup başvurmak suretiyle bu eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde bu yöndeki dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. HMK'nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeksizin, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. İlk derece mahkemesince, davalı sigorta şirketine karşı açılan dava yönünden tamamlanabilecek dava şartının yerine getirilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmeksizin karar verilmesi nedeniyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın gereği için Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir."

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi E. 2018/3112 K. 2018/1890 28.12.2018 tarihli kararı şöyledir;

"Dava, trafik kazasında yaralanan kişinin kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanunu'nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesiyle zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.

Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.

Olayımızda, dava tarihi olan 10/07/2017 itibariyle 2918 Sayılı KTK'nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı ... şirketine yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.

Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.

Eksik evrakların süre içerisinde tamamlanabilir nitelikte olup olmadığı tartışılarak tamamlanabilir nitelikte ise mahkemece davacı vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.

HMK'nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeksizin ön şart yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir."

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi E. 2018/2599 K. 2018/1125 sayılı kararı şöyledir;

"26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanunu'nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesiyle zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına dair uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açılabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup, yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise, bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder."

SONUÇ

Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirleyen 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazalarından doğan zararlara ilişkin hukuki sorumluluğu motorlu aracı işletene yüklemiştir. Bu nedenle trafiğe çıkan her aracın mali sorumluluk sigortası yaptırması zorunlu kılınmıştır. İşbu sigorta, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası'dır. Zira motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet verilmesi halinde, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletene yüklenen sorumluluk, poliçede belirlenen şartlar dahilinde işbu sigorta kapsamında karşılanacaktır.

Trafik kazası sonucunda zarara uğrayan üçüncü kişinin, iyileşemeyecek şekilde sakatlanması, sürekli sakatlık halini oluşturmaktadır. Aracın işletilmesi sonucu üçüncü kişilerde sürekli sakatlık hallerine yol açılmış olması, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamına alınan teminatlardan biridir. Bu halde, Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararların karşılanması amaçlanır. Esasları, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile düzenlenmiştir.

Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce Ek: 6'da belirtilen tazminat ödemelerinde istenecek "belgelerin tamamı" ile birlikte ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Sigortacının başvuru tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplaması gerekmektedir. Sigortacı ilgili başvuruyu 15 gün içerisinde cevaplamadığı, verilen cevabın talebi kısmen veya tamamen karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olduğu ya da tazminat tutarında anlaşma sağlanamadığı hallerde zarar görenin dava açma yahut Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurma hakkı söz konusu olacaktır.

Bu kapsamda, bedeni zararlardan sürekli sakatlık hallerine ilişkin tazminat istemlerinde mevcut olması gereken belgelerden biri, sağlık verilerine erişim, işleme ve aktarım konusunda mağdur tarafından verilen açık rıza beyanıdır. Dava açmadan yahut Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurmadan önce, sigorta şirketine yapılacak başvuruların geçerli olması için belge eksikliği söz konusu olmamalıdır. Bu nedenle, açık rıza beyanının mevcut olması da önemlidir. Zira belgelerde eksiklik, başvurunun geçerliliğini etkileyecektir. Dava açmadan önce işbu başvurunun yapılması zorunlu kılındığından, sigortacıya yapılacak "geçerli bir başvuru" özel bir dava şartıdır. Sigortacıya yapılan başvuruda açık rıza beyanının mevcut olmaması halinde, özel dava şartı olan sigortacıya

başvuru koşulu yerine getirilmemiş sayılacağından, ikame edilecek olan dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilecektir. Aynı durum Sigorta Tahkim Komisyonu'na yapılan başvurular için de söz konusudur.

Belirtmek gerekir ki, Yargıtay kararlarında sigortacıya başvuru koşulunun tamamlanabilir dava şartı olarak kabul edildiği de görülmektedir. Bu kapsamda, her ne kadar açık rıza beyanının mevcut olmaması, sigortacıya başvuru dava şartının yerine getirilmemiş olması anlamına gelse de, mahkemece eksikliğin tamamlanması için davacıya süre verilmesi mümkündür. Davacıya verilen süre içerisinde eksiklikler tamamlanıp dava şartının yerine getirilmesi halinde davanın esasına girilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.

KAYNAKÇA

20 Mart 2020 CUMA. (2020, March 20). T.C. Resmî Gazete. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/03/20200320-3.htm

Başbakanlık Mevzuat Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü. (2015, May 20). T.C. Resmî Gazete. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/05/20150514-5.htm

Mevzuat Bilgi Sistemi. https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2918.pdf

ONĞUN, A. C. TRAFİK ve İŞ KAZASINDA YARGITAY UYGULAMALARI ile AKTÜERYAL TAZMİNAT HESAPLAMALARI. TBB EĞİTİM.

SEVEN, V. (2018). MAHKEMEYE - TAHKİME BAŞVURMADAN ÖNCE SİGORTA ŞİRKETİNE BAŞVURU ZORUNLULUĞU. İzmir Barosu Dergisi, 95.

ULUBAY, G. (2018). BEDENSEL ZARARLARIN TAZMİNİNDE ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI.

YALÇINKAYA, A. (2019). Genel Hatları ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası. Ankara Barosu Dergisi, 1.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.