ÖZET
İlamsız icra takibinin aksine, ilamlı icra takibinde borçlunun itiraz ederek takibi doğrudan durdurabilmesi mümkün değildir. İlama karşı kanun yoluna başvurulması da icra takibini kendiliğinden durduramayacaktır. Kanun yoluna başvuran borçlu, ancak icra mahkemesinden tehir-i icra kararı alınmasıyla istinaf ya da temyiz incelemesinin neticelenmesine dek icranın durdurulmasını sağlayabilmektedir. 30 Kasım 2021 tarih ve 31675 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile birlikte İcra ve İflas Kanunu'nun tehir-i icra sürecine dair düzenlemelerde esaslı değişikliklere gidilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Tehir-i İcra Kararı, İcranın Geri Bırakılması Kararı, Mehil Vesikası, Teminat, İlamlı İcra Takibi.
GİRİŞ
İcra ve iflas hukukunda ilamsız icra takibi, alacaklının takip talebi ile başlamaktadır. Alacaklının talebi üzerine, icra dairesi borçluya ödeme emri gönderecektir. Ödeme emrinin borçluya tebliği ile birlikte yedi gün içinde itirazda bulunmayan borçlu bakımından takip kesinleşecek ve haciz, akabinde de satış işlemleri gerçekleştirilebilecektir. Borçlunun yedi gün içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi halinde ise takip duracaktır. Bu halde alacaklı, icra mahkemelerinde itirazın kaldırılması ya da genel mahkemelerde itirazın iptali yollarına başvurabilecektir.
İlamlı takipte ise ilam yahut ilam niteliğinde belgeyi1 haiz alacaklı icra dairesinde borçlu aleyhine takip talebinde bulunacaktır. Burada ilamsız icranın aksine alacaklının elinde bir yargılama sonucu elde edilmiş ilam yahut ilam niteliğinde belge zaten mevcuttur. Bu doğrultuda icra dairesinde ödeme emri değil, icra emri düzenlenir. Kural olarak icra emrinin yerine getirilmesi gerekmekle birlikte icra emrine karşı, ilamsız icra takibinde olduğu gibi takibin durmasını sağlayan doğrudan bir itiraz müessesesi öngörülmemiştir. Nitekim alacaklının elindeki ilamın ya da ilam niteliğindeki belgenin ispat gücü çok yüksektir. Ancak borçlunun takibe karşı koyma imkânı tamamen ortadan kaldırılmamıştır.
Yapılan yargılama neticesinde alacaklı lehine hüküm verilmişse de karara karşı kanun yolunun açık olması halinde aleyhine hüküm kurulan taraf istinaf kanun yoluna, istinaf incelemesinin neticelenmesiyle şayet mümkünse temyiz kanun yoluna başvurabilecektir. Kanun yoluna başvurulması halinde mahkeme kararı kesinleşmeyecek ancak kararın kesinleşmemiş olması icra takibine engel teşkil etmeyecektir. Nitekim kesinleşmeden icra edilemeyecek ilamlar dışında, bir hüküm için kanun yoluna başvurulması icrayı durduramayacaktır. Kesinleşmeden icra edilemeyecek ilamlar Kanun'la düzenlenmiş bulunmaktadır. 2
Konusu para olan ilamların icraya konulabilmesi için ise hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. İlamın istinaf ya da temyiz edilmiş olması, icranın geri bırakılması -tehiri icra-kararı getirilmedikçe ilamın icrasını durdurmaz. Ni-tekim 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 364. ve 364. maddelerinde düzenlenen “İstinaf (ve temyiz) yoluna başvuru satıştan başka icra muamelelerini durdurmaz.” hükmü de yalnız icra mahkemelerinin takip hukukuna ilişkin kararları için olup, bu hüküm mahkeme ilamlarının icrası (ilamlı icra) hakkında uygulanmayacaktır.3
Download >> Tehir-İicra Süreci Ve Sürecin İcra İflas Kanunu Madde 36'nin Değişikliği Doğrultusunda İncelenmesi (PDF)
Footnotes
1 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m.38.
2 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m.31/a, 72; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.350, 367; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m.57; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.4; 6085 sayılı Sayıştay Kanunu m.64. hükümlerinde sayılan ilamlar dışındaki ilamların icra edilebilmesi için kesinleşmesi gerekmez.
3 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.06.2021 tarihli ve 2017/8-1680 E., 2021/758 K. sayılı ilamı, Kazancı İçtihat Bankası.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.