Konkordato; 7101 sayılı Kanun'da, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan bir borçlunun, vade verilmek ve/veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesi veya muhtemel bir iflastan kurtulması için başvurabileceği bir kurum olarak düzenlenmiştir. Çoğunlukla borç tasfiye kurumu olarak görülen konkordatonun sadece borç tasfiye kurumu olarak işlev yerine getirmeyip, aynı zamanda işletmenin yeniden yapılandırılmasını da sağlayan ''rehabilitasyon müessesesi fonksiyonunu'' gerçekleştirdiği, İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenmiş en önemli iyileştirme ve yeniden yapılandırma aracı olduğu ifade edilmektedir.

Konkordato kurumunun amaçlarından biri, borçlunun mal varlığının başında bulunarak işletmesini yeniden sağlam bir yapıya kavuşturmasıdır. Bu amaca ulaşabilmesi için alacaklıların takip yapmasının yasaklanması zorunludur. Konkordato mühleti verilmesinin en önemli sonucu, mühlet kararının verilmesiyle birlikte borçluya karşı takip yapma yasağının başlamasıdır. Buna göre, mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur (İİK d. 294/I).

Takip yasağı kapsamına giren alacaklar; konkordato mühleti verilmeden önce doğan alacaklar, konkordato mühleti içinde komiserin onayı olmadan doğan alacaklar ve kamu alacaklarıdır. İİK 308/c'de bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğunu düzenlemiştir.

Kanun koyucu sosyal düşüncelerle özel olarak korunması gereken bazı alacakları paraların paylaştırılması aşamasında imtiyazlı alacak olarak kabul etmiş olup; bu imtiyazlı alacaklılardan birinci sıradaki alacaklıların konkordato mühleti içinde takip yapmalarına ve yaptıkları takibi sonuçlandırmalarına engel yoktur.

Takip yasağının istisnaları esas olarak İİK m.294, f.2 ile m.308/c, f.3 ve 4'te düzenlenmiştir. Buna göre her şeyden önce konkordato mühleti içinde 206. Maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

İİK m.206 birinci sırasında yazılı alacaklar şunlardır:

- İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,

- İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçlar,

- İflasın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.

Ücret ve nafaka alacaklılarının yaşamlarını devam ettirmeleri için gerekli olan parayı düzenli olarak almalarını sağlamak için, kanun koyucu bu alacakları takip yasağı kapsamına almamıştır. Bu alacaklılar mühlet kararı içinde de alacakları için haciz yoluyla takip yapabilirler.

Takip yasağının bir başka istisnasını, komiserin onayıyla gerçekleşen borçlar oluşturur. Bu durum İİK m.308/c, f.4, c.1'de şu şekilde ifade edilmiştir: ''Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordato şartlarına tabi değildir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflasta masa borcu sayılır''

Komiser, hukuki işlemleri onayladığında, borçlunun yükümlülükleri, muhtemel bir iflasta masa borcu sayılacağından, sözleşmelerin kurulmasının önemli ölçüde teşvik edildiği vurgulanmıştır. Bu kapsamda, konkordato mühleti içinde komiserin onayıyla meydana gelen alacaklar bakımından takip yasağı bulunmamakta olup, bu alacaklara ilişkin başlatılan icra takiplerinde muhafaza ve satış işlemleri yapılabilir; aynı zamanda bu alacaklar daha sonra gerçekleşebilecek iflas sürecinde masa borcu sayılacaktır.

Konut ve çatılı işyerleri bakımından kiracı hakkında konkordato mühleti verilmesi durumunda kira alacağı nedeniyle ona karşı takip yapılıp yapılamayacağı belirlenirken kira alacağının konkordato talebinde bulunulmasından önce doğup doğmadığına göre bir ayrım yapmak gerekir. Zira kural olarak sadece konkordato talebinde bulunulmasından önce doğan alacaklar konkordatoya tabidir. Bu itibarla bahsi geçen tarihten önce doğan alacaklar bakımından kiracı hakkında takip yasağı geçerli olacak; buna karşılık, konkordato talebinden sonra doğan alacaklar için kiracıya karşı takip yapılabilecektir.

Takip yasağının bir diğer önemli istisnası ise rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiptir. Rehin hakları, sahibine alacağı ödenmediği takdirde rehin konusu eşyayı veya hakkı sattırarak kendi alacağını doğrudan ve öncelikle alma yetkisi veren sınırlı ayni haktır. Mühlet sırasında alacağı rehinle güvence altına alınan alacaklılar, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatabilir veya başlatılmış olan takiplere devam edebilirler. Ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez (İİK d.295).

Konkordato mühleti ve takip yasağının, müşterek borçlu ve kefiller bakımından kural olarak bir etkisi yoktur. Takip yasağı, müşterek borçlu ve kefilleri kapsamadığı için borçtan birlikte sorumlu olanlar hakkında takip yapılabilir. Borçluya konkordato mühleti verilmiş olması durumunda doğrudan doğruya adi kefile başvurulabileceğinden dolayı (TBK m.585) adi kefile karşı da takip başlatılabilir; adi kefil bu durumda önce asıl borçluya başvurulması yolundaki def'iyi ileri süremez. Kefalete ilişkin hükümler topluca değerlendirildiğinde borçluya konkordato mühleti verilmesinin kefil aleyhine sonuç doğurduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

SONUÇ

Asıl kural konkordato mühlet kararı verilmesiyle birlikte borçlu hakkında icra takip işlemleri yapılamamasıdır. Ancak kanun koyucu bu kurala istisna getirerek konkordato mühlet kararından etkilenmeyen ve takip yasağına tabi olmayan bazı alacak türleri belirlemiştir. İİK 206. Maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, konkordato mühleti içinde komiserin onayıyla meydana gelen alacaklar ve konkordato mühlet kararından sonra doğan kira alacakları hakkında icra takip işlemleri yapılabilir. Ayrıca rehin alacaklısı, borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatabilir veya başlatılmış olan takiplere devam edebilir. Son olarak belirtmek gerekir ki; asıl borçlu hakkında verilen konkordato mühlet kararı ve takip yasağı tedbiri, müşterek borçlu ve kefilleri kapsamadığı için borçtan birlikte sorumlu olanlar hakkında icra takip işlemi yapılabilir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.