KONKORDATO SÜRECİNDE YASAL TAKİPLERİNİN DURUMU

Konkordato sürecinde alacaklıların da söz sahibi olduğu bilinmekle beraber kanun kesin mühlet içinde alacaklıların haklarında bazı sınırlamalar yapmaktadır.

7101 Sayılı Kanun uyarınca Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre yapılan takipler dâhil hiçbir takip işlemi yapılamamakta, daha önceden başlatılan takipler ise duracaktır.

Bunun yanı sıra borçluya karşı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanamayacak ve takip muamelesi ile kesilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemeyecektir.

7101 Sayılı Kanun,Madde 24 (2004 Sayılı Kanun,Madde 294) İcra İflas Kanunu'nda,Madde 206'ya atıf yapılmaktadır. İİK,Madde 206'da belirtilen birinci sırada yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip konkordato esnasında da yapılabilmektedir.

İİK,Madde 206'da belirtilen birinci sıraya ait nitelikteki alacaklar şöyle sıralanabilir:

“İİK madde 206 – (Değişik: 3.7.1940-3890/1 md.)

(Değişik birinci fıkra: 28.2.2018-7101/5 md.) Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı üzerinde rüçhan hakları vardır. Gümrük resmi ve akar vergisi gibi devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan alınması lazım gelen resim ve vergi, rehinli alacaklardan sonra gelir.

Bir alacak birden ziyade rehinle temin edilmiş ise satış tutarı borca mahsup edilirken her rehinin idare ve satış masrafı ve bu rehinlerden bir kısmı ile temin edilmiş başka alacaklar da varsa bunlar nazara alınıp paylaştırmada lazım gelen tenasübe riayet edilir.

Alacakları taşınmaz rehniyle temin edilmiş olan alacaklıların sırası ve bu teminatın faiz ve eklentisine şümulü Kanunu Medeninin taşınmaz rehnine müteallik hükümlerine göre tayin olunur. (Ek cümle: 29/6/1956-6763/42 md.; Mülga cümle: 14/1/2011-6103/41 md.)

(Değişik dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/52 md.) Teminatlı olup da rehinle karşılanmamış olan veya teminatsız bulunan alacaklar masa mallarının satış tutarından, aşağıdaki sıra ile verilmek üzere kaydolunur:

Birinci sıra:

A) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dâhil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,

B) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,

C) İflasın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.”

“7101 Sayılı Kanun madde 24, (2004 Sayılı Kanun madde 294) - Mühlet içinde borçlu aleyhine 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.

206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.

Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.

Takas bu Kanunun 200 ve 201. maddelerine tabidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilanı tarihi esas alınır.

Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186. madde hükmü uygulanır.

Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.

Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.”

  1. Kesin Mühlet Sürecinde Rehinli Alacaklıların Yasal Takibi Sonuçları
    İcra hukukunda rehin, bir borçtan veya hak kaybından dolayı, bir şeyi hapsetmek, alıkoymak anlamına gelmektedir.
    Genel anlamda; rehin, bir malı, ondan istifadesi, faydalanılması mümkün olan bir hak karşılığında hapsetmek, alıkoymaktır.
    Rehin, alacaklıya yapılacak ödemeyi belirli bir şey üzerinde teminat altına almaya yarayan bir sözleşmedir. Alacaklıya yalnız rehin edilen malı sattırıp paraya çevirerek alacağını alma hakkını verir. Alacaklı, hakkını teminat altına almak için karşı taraftan ayni teminat istemekte ve bu sebeple rehin hakkı tesis etmektedir.
    Rehin hakkı, bir alacağın temin edilebilmesi için, bir menkul, gayrimenkul veya bir hak üzerinde kurulan sınırlı bir ayni hak olarak kabul edilmektedir. Alacağın varlığına bağlı olduğu için bir fer'i haktır yani alacak hakkı yoksa veya geçersizse, rehin hakkı da yok demektir.
    Rehin, alacaklısına imtiyaz sağlamaktadır. Kanunda da rehinli alacaklılar imtiyazlı alacaklılar olarak belirtilmektedir.
    Konkordato sürecinde de rehinli alacaklılar diğer alacaklılara oranla daha şanslıdır ve konkordatoda “takip yapılamamasının” istisnaları rehinli alacaklar için mevcuttur.
    Şöyle ki; kesin mühlet esnasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilmektedir veya başlamış olan takiplere devam edilebilmektedir fakat bu takip sebebiyle muhafaza tedbiri alınamaz ve rehinli malın satışı yapılamaz.
    Konkordatonun tasdiki kararı verildiğinde borçlunun talebi üzerine, rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı kararından itibaren bir yılı geçmemek şartıyla ertelenebilmektedir. Bu prosedürün yapılabilmesi için rehinle temin edilen alacağın konkordato talebinden önce doğmuş olması ve konkordato talep tarihine kadar bu alacağın ödenmemiş faizinin bulunmaması gerekmektedir.
    Borçlu aynı zamanda rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini ispat etmiş olması gerekmektedir. Bu ispat yaklaşık ispat olabilir. Borçlunun satışın ertelenmesi talebi kabul edildiği takdirde rehinli malın da muhafazası ve paraya çevrilmesi ertelenmiş olur, aynı zamanda satış isteme süresi bu mal için işletilemez.
    Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından sonuçları kanunda da açıkça belirtilmiştir:

“7101 Sayılı Kanun madde 23, (2004 Sayılı Kanun madde 295) - Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.”

Konkordatoda mühletlerden sonra konkordatonun tasdiki aşamasına geçilmektedir. Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar vermekte ve bu kararı ilan etmektedir fakat borçlunun iflasa tabi olması ve iflas şartlarını sağlaması halinde mahkeme borçlunun iflasına re'sen karar vermektedir.

Konkordato hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Borçlu veya konkordato talebinde bulunan alacaklı kararın tebliğinden, diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilmektedir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı ise on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilmektedir.Konkordato projesi tasdik edildiğinde ve aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş he türlü alacağa faiz işlemesi duracaktır.

Borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde ön görülen vaatlerden daha fazlası yapılırsa hükümsüzdür ve kendisine karşı proje uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak kendisi için konkordatoyu feshettirebilecektir. Fesih talebi üzerine verilen hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinafa ve istinaf kararının tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde ise temyize gidilebilecektir.

“7101 Sayılı Kanun madde35, (2004 Sayılı Kanun madde 307) - Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.

a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.

b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.

c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.

Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi halinde satış isteme süresi işlemez.

Borçlu, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devreder, iflas eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hale gelir.

Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hallerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır.

a) Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse,

b) Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hale gelmişse,

c) Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.”

Aynı zamanda 7101 Sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu'na, “ Rehinli Alacaklılarla Müzakere ve Borçların Yapılandırılması” başlıklı yeni bir madde eklenmiştir. Bu madde uyarınca adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle alacaklılar lehine rehin tesis edilmiş borçların yapılandırılmasını talep edebilecektir. Bu kanun maddesinden de görüleceği üzere konkordatoda rehinli alacaklıların hak ve yükümlülükleri ve rehinli alacaklılara karşı işletilecek prosedürler ayrı olarak belirtilmektedir. Konkordato sürecinde rehinli alacaklılar diğer alacaklılara oranla daha üst sıradadır çünkü kanun koyucu teminata bağlı olan ve imtiyazlı alacaklıları korumayı hedeflemektedir. Somutlaştırmak gerekirse;

“MADDE 38 - (2004 sayılı Kanun madde 308-h'den sonra gelmek üzere, “II. REHİNLİ ALACAKLILARLA MÜZAKERE VE BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI” başlığıyla İkinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.)

Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder.

Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder.

Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302. madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler.

Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi halinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302. madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.

Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir.

Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305. ve 306. maddeler uyarınca vereceği karara dâhil eder.

302. madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hale gelmez.

Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir.

Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması halinde uygulanır. 285 ile 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.”

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.