ÖZET

Genel işlem koşulları; standart sözleşmeler diyebileceğimiz elektrik, su, doğalgaz sözleşmeleri, banka kredi sözleşmeleri, taşımacılık sözleşmeleri, sigorta sözleşmeleri gibi daha birçok şekilde günlük hayatta sıkça karşımıza çıkmaktadır. Genel işlem koşulları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup; ilgili hükümlerin uygulanma alanı bakımından herhangi bir çerçeve çizilmemiştir. Genel işlem koşullarının uygulanacağı kişilere dair bu belirsizlik, doktrinde çeşitli tartışmalara ve Yargıtay Hukuk Daireleri arasında farklı uygulamalara yol açmıştır. Bu çalışmamız ile genel işlem koşullarının tacirler hakkında uygulanıp uygulanmayacağı hususunda dikkate alınacak kriterler, doktrin görüşleri ve Yargıtay içtihatları ışığında incelenecektir.

Anahtar Kelimeler: Türk Borçlar Kanunu, Genel İşlem Koşulları, Tacir, Basiretli İş Adamı, Sözleşme Serbestisi.

GİRİŞ

Sözleşme, başta 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ("TBK")'nun ilk maddesinde ve devam eden hükümlerinde ele alınmıştır. Buna göre, sözleşme, en az iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile meydana gelen hukuki işlem sonucu kurulur. Buradaki irade beyanlarının açık veya örtülü olması önem arz etmemektedir. Sözleşme özgürlüğü, Türk hukukunda kabul edilen genel ilkelerden olup; taraflara, sözleşmenin geçerliliğine ilişkin düzenlemelere uygun olmak kaydıyla diledikleri şekilde sözleşme yapabilme olanağı tanınmaktadır. Bu durum gerek Anayasa'nın 48. maddesinde "Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir." şeklinde, gerek TBK'nın 26. maddesinde "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." hükmü ile güvence altına alınmıştır.

Genel işlem koşullu sözleşmeler ile ilgili hükümler ise, öncelikle TBK'da ve mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun maddeleri tahtında düzenleme alanı bulmuştur. Günümüzde ticaret ve iş hayatında genişçe kullanım alanına sahip olan, tek tarafça önceden hazırlanmış, değiştirme veya üzerinde tartışma fırsatı olmayan, karşı tarafa yalnızca kabul veya ret hakkı tanımak suretiyle kurulan bu sözleşmeler uygulamada standart sözleşme olarak da isimlendirilmektedir.1 Bu tip standart sözleşmelerde, karşı taraf sözleşmeyle birlikte doğan sorumluluk ve yaptırımların neler olduğunu dahi net bir şekilde bilememektedir.

Bu çalışma kapsamında; özel hukuk kişileri arasındaki yükümlülükleri ve sorumlulukları daha ağır düzeyde olan tacirlerin anılan genel işlem koşullarına tabi tutulup tutulamayacağı, TBK'nın genel işlem koşullarını düzenleyen 20. ile 25. maddeleri, konu ile ilgili doktrin görüşleri ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde ele alınacaktır.

1. GENEL İŞLEM KOŞULLARININ TANIMI

TBK'nın 20. maddesinin 1. fıkrası, genel işlem koşullarının tanımına yer vermektedir. Buna göre, "Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.". Düzenleyenin tek başına hazırlaması ve karşı tarafın müzakere gücünün bulunmaması dolayısıyla bu tip sözleşmelerde karşı taraf zayıf olarak nitelendirilmiş ve korunmaya ihtiyacı olduğu düşünülerek kanuni bir güvence sağlanma yoluna gidilmiştir.

TBK düzenlenmelerine göre, bu koşullar, sözleşme metninde veya ekinde yer alsa yahut kapsamı, yazı türü ve şeklinde farklar da bulunsa nitelendirmede önem taşımaz. Hatta, aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin genel işlem koşulu sayılmasını engellemez.

2. GENEL İŞLEM KOŞULLARININ YÜ- RÜRLÜK DENETİMİ

Genel işlem koşulları niteliği taşıyan ve geçerli şekilde kurulan bir sözleşmede, müzakere edilmeyen hükümlerin tamamının ya da bir bölümünün, sözleşmeye dahil olup olmadığının, yani yürürlüğe girip girmediğinin denetime tabi tutulmasına "yürürlük denetimi" denir.2

TBK'nın 21. maddesi hükmü uyarınca, müzakere edilmeyen genel işlem koşullarının, sözleşmenin içeriğine dahil olduğunun kabul edilebilmesi için düzenleyenin, bu koşullar konusunda sözleşmenin karşı tarafını uyarması, karşı tarafın söz konusu koşulların içeriğini öğrenmesine izin vermesi ve karşı tarafın da bu koşulların sözleşmenin içeriğine dahil olması konusunda, kabul iradesini açıklaması gerekmektedir.3 Bununla birlikte, sözleşmenin karşı tarafının genel işlem koşullarının içeriğini öğrenmesine imkân tanıması yeterlidir. Yani, kendisine bu imkân sunulduğu takdirde karşı tarafın söz konusu şartların içeriğini bilmesi aranmamaktadır.4

Karşı taraf, düzenleyenin sunduğu genel işlem koşullarını ihtiva eden metni kabul ettiğini, bir yoruma ve tartışmaya yer vermeyecek şekilde açıklamışsa veya doğrudan doğruya beyanından anlaşılıyorsa, genel işlem koşullarının açık irade beyanıyla kabulü söz konusudur.5

Karşı taraf, düzenleyenin genel işlem koşullarını öğrenme imkânını kendisine sağladığı halde, bunları okumadan ve içeriğini anlamadan kabul iradesini açıklarsa, genel bilinçli kabulden bahsedilir.6 U ygulamada d a u zun ç erçeve sözleşmelerde karşı tarafın müzakere etmeksizin kabul iradesini açıkladığına sıklıkla rastlanmaktadır.

Genel işlem koşulları içerisinde, söz konusu icabın belirli bir süre içerisinde reddedilmemesi halinde kabul edilmiş sayılacağına ilişkin bir koşul ekleyen düzenleyen korunmaz, koyduğu bu ve benzeri koşullar yürürlük denetimine takılır ve sözleşme içeriğine dahil olduğu söylenemez.7

Sözleşmenin meydana gelmesinden sonra düzenleyen, karşı tarafa verdiği fatura, irsaliye ve benzeri belgelerde ya da biletin arka yüzünde genel işlem koşulları iletebilmektedir. TBK'nın 21. maddesinin açık hükmüne göre, "sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip..." şeklinde düzenleme öngörüldüğünden, sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkmış olan ve bu koşulların varlığı hakkında bilgilendirilmeyen karşı tarafın bu koşulların sözleşmeye dahil edilmesine rıza gösterdiği şeklinde bir ilişkilendirilme yapılması mümkün değildir. Bu noktada, karşı tarafın susma iradesi göstermesi, dürüstlük kuralı uyarınca örtülü kabul olarak yorumlanamayacaktır.

Aralarında önceden bir çerçeve sözleşme yapan sözleşme taraflarının daha sonraki sözleşmelerde kullanacakları genel işlem koşulları, düzenleyenin açıkça sözleşmenin karşı tarafını uyarmasına ihtiyaç bulunmaksızın, sözleşme içeriği haline gelmektedir.8 Bununla birlikte, çerçeve sözleşme yapılırken karşı tarafın genel işlem koşullarına ilişkin rızası alınmış ise de daha sonra düzenleyenin tek taraflı iradesi ile bu koşullarda değişikliğe gidilemez. Bu halde, değişikliğe uğrayan koşulların sözleşmenin içeriğine dahil oldukları ileri sürülemez.

GENEL İŞLEM KOŞULLARININ YÜ- RÜRLÜK DENETİMİNDE YAPTIRIM

Genel işlem koşullarının yürürlük denetimi sonucunda, düzenleyenin karşı tarafa, genel işlem koşulları hakkında açıkça bilgi vermediği ve bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamadığı tespit edildiği taktirde bu koşullar yazılmamış sayılacaktır ve sözleşme içeriğine dahil olmadıkları kabul edilecektir. Sözleşmenin bu koşullar dışında kalan hükümleri ise geçerli olarak varlıklarını sürdüreceklerdir.

TBK'nın 22. maddesi, sözleşmeyi düzenleyen tarafın, yazılmamış sayılan genel işlem koşulları olmasaydı, diğer hükümlerle bu sözleşmeyi yapmayacağını ileri süremeyeceğini ve sözleşme ile bağlı olmadığını ve sözleşmenin tümüyle geçersiz olduğunu iddia edemeyeceğini düzenlemektedir. Buna karşılık, sözleşmenin zayıf tarafında yer alan diğer tarafının, sözleşmeyi tamamen hükümsüz kılabilmesini yasaklayan bir düzenleme mevcut değildir. Kanun koyucu, bunun sonucunda korunmaya muhtaç olması nedeniyle bu tarafa dilerse sözleşmeyi tamamen hükümsüz hale getirme imkânı tanınmıştır.

3. YORUM DENETİMİ

TBK'nın 23. maddesine göre, "Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır."

Kanunda öngörülen bu düzenleme ile genel işlem şartlarında yoruma açık bir durum tespit edildiğinde zayıf olan tarafı korumanın amaçlanması nedeniyle, genel işlem şartını düzenleyen aleyhine karşı taraf lehine yorum yapılması gerekliliği vurgulanmıştır. Bu bakımdan, genel işlem şartı niteliğindeki hükümler yorumlanırken sözleşmenin tümüne bakıp mantık çerçevesinde değerlendirilmeli, lafza bakılmalı, ortak gaye tespit edilmeye çalışılmalıdır.

4. GENEL İŞLEM KOŞULLARININ İÇERİK DENETİMİ

Sözleşmenin içeriğine dahil olan genel işlem koşullarının, yürürlük denetimi bakımından gerekli şartları sağlaması, onun içerik denetimine tabi tutulmasına engel değildir. Yürürlük denetimi ve yorum kurallarının uygulanması sonucunda sözleşme içeriği haline geldiği kabul edilen genel işlem koşulları, sözleşmenin zayıf tarafının menfaatlerini dürüstlük kurallarına aykırı olarak ihlâl edebilir. Bu takdirde, hâkimin söz konusu sözleşme kayıtlarının "içerik denetimi" yoluyla hükümsüz sayılmasına karar vermesi beklenecektir.9

Genel işlem koşulları niteliğindeki adil olmayan sözleşme hükümleri ile zayıf konumda olan sözleşme tarafının mağdur olması karşısında hâkimin içerik denetimi yapması kaçınılmazdır. Ancak bu denetim sözleşmenin esaslı unsurlarına yönelik olamaz. Zayıf tarafta da olsa, sözleşme niyeti bulunan bir taraftan asgari olarak asli edimini düşünerek hareket edeceği beklenmelidir. Bu unsurlar, sözleşme özgürlüğünün çekirdeğini oluşturmakta olup bu unsurlarda bir dengesizlik veya aksaklık olduğunda, "irade bozukluğu" ve "aşırı yararlanma" (gabin) müesseselerinden yararlanılarak sorun giderilebilecektir.10

İÇERİK DENETİMİNDE YAPTIRIM

TBK'nın 25. maddesi hükmüne göre, "Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz". Bu hükmün gerekçesine bakıldığında içerik denetimi sonucunda geçersiz sayılan hükümler hakkında "kesin hükümsüzlük" yaptırımının uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Geçersiz sayılan hüküm dışında kalan sözleşme hükümleri ise geçerliliğini korumaya devam edecektir.

İçerik denetimi sonucunda bir sözleşme kaydının hükümsüz sayılması durumunda, sözleşmenin geri kalan hükümlerinin uygulanması herhangi bir sakınca doğurmuyorsa, sözleşmenin tamamlanması gerekliliği de söz konusu olmaz.

Click here to continue reading . . .

Footnotes

1. Oğuz ERSÖZ, Genel İşlem Koşullarının Kişi Bakımından Uygulama Alanı ve Tacirler Hakkında Uygulanması, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/726860 , s. 70, Erişim Tarihi: 21.09.2021; OĞUZMAN, Kemal/ÖZ, Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt:1, Gözden Geçirilmiş 11.Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2013. s.26; ARPACI, Abdülkadir \ SEROZAN, Rona \ HATEMİ, Hüseyin KOCAYUSUFPAŞAOĞLU Necip, Borçlar Hukuku Genel Bölüm Cilt 1, Filiz Kitapevi, 5.Basıdan Tıpkı 6.Bası, İstanbul 2014, s.229

2. Ayşe HAVUTÇU, Açık İçerik Denetimi Yoluyla Tüketicinin Genel İşlem Şartlarına Karşı Korunması, Güncel Hukuk Yayınları, İzmir 2003, s.105

3. Sinem CAMCI, "Genel İşlem Koşulları", İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Hukuk Anabilim Dalı Özel Hukuk Bölümü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2014, s.35

4. Necip KOCAYUSUFPAŞAOĞLU, Borçlar Hukuku Genel Bölüm, Filiz Kitabevi, İstanbul 2010, s.236

5. Gökhan ANTALYA, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununa Göre Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Beta Basım Yayım, İstanbul 2013, s.310.

6. Şebnem AKİPEK, Türk Hukuku ve Mukayeseli Hukuk Açısından Tüketici Kredisi, Seçkin Yayıncılık, Ankara 1999, s.228

7. Yeşim ATAMER, Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Sorunu Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, Beta Basım Yayım, İstanbul 2001, s.102

8. ATAMER, a.g.e., s.96

9. ATAMER, a.g.e., s.143

10. Ömer ÇINAR, Tüketici Hukukunda Haksız Şartlar, XII Levha Yayınları, İstanbul 2009, s.121.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.