Enforcement law is, first of all, a formal branch of law, and the constraints in the law are of greater importance than the material law itself. In so far, the formal legal arrangements stipulated by the 2004 Execution and Bankruptcy Law ("EBL" or "Law"), especially the period of limitations, need to be handled carefully in terms of both the debtor and the creditor of an enforcement proceeding. For this reason, in this article, we will examine the period of the creditor's request for attachment in case of objection to the debt in the proceedings through general attachment, which can cause several problems for the parties in practice due to the gap in the provision of article 78/II of the EBL.

Ögretimde genel haciz yoluyla takip kavrami, ilam veya kambiyo senedine dayanmayan para veya teminat alacaklari için açilan icra takibini ifade etmektedir. Buna uygun olarak, bu maddede, icra takibi kavrami, genel haciz yoluyla yapilan islemlere karsilik gelecek sekilde kullanilacaktir. Genel haciz yoluyla takipleri diger icra takip türlerinden ayiran en büyük özellik, borçluya itiraz etme imkani saglamasi ve/veya borçlunun itiraz imkanlarini genisleterek borçluya itiraz ederek takibin durdurulmasina imkan vermesidir.

Alacakli, icra takibi baslatarak, haciz yoluyla bir para veya menkul kiymet borcunu güvence altina almayi; Dolayisiyla alacaklinin icra takibi baslatmakla amacinin borçlunun malvarligi üzerine haciz koymak ve bu hacizleri kesinlestirmek oldugunu söylemek mümkündür. Ancak yukarida da belirtildigi üzere borçlu, IIK md. 62 ve devami hükümlerine göre borca ve/veya imzaya itiraz ederek takibi durdurabilir. Bu durumda alacakli, haczin kesinlesmesini saglamak için sartlarin olusmasi halinde itirazin iptalini isteyebilir veya davaya basvurarak itirazin iptalini isteyebilir. Öte yandan, Kanunun 78 inci maddesindeki bosluk nedeniyle borçlunun itirazi üzerine, alacaklinin haciz talebinde bulunabilecegi süre tartismalidir ve uygulamada çesitli sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle, itiraz durumunda haciz talep etme süresi, hassasiyetle ele alinmasi gereken bir kurum olarak karsimiza çikmaktadir.

Alacaklinin borçlunun malvarligi üzerinde rehin isteyebilecegi süreyi düzenleyen Kanun'un haciz talep süresi baslikli 78/II maddesine göre;

" Ödeme emrinin teblig tarihinden itibaren bir yil geçtikten sonra haciz talep hakki sona erer. Itiraz veya dava halinde, bunlarin meydana gelmesinden hükmün kesinlesmesine veya alacakli ve borçlunun icra dairesinde taksit anlasmasi yapmalari halinde taksit sözlesmesine aykiriligin olusmamasina kadar geçen süre. dikkate alin ."

Buna göre, alacaklinin haciz talep hakki, ödeme emrinin borçlunun tebligati almasiyla basladigi ve süpheye mahal birakmayacagi Kanun'da açikça düzenlenmistir.

Öte yandan, borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde, 1 yillik diskalifiye süresinin hangi tarihten itibaren sona erecegi konusunda Kanun'un lafzi net degildir. Hükümde itiraz ve dava kavramlarinin temsil ettigi hukuki kurumlarin doktrinde ve uygulamada tartismali olmasi farkli icra daireleri nezdinde farkli uygulamalarin ortaya çikmasina neden olabilmektedir.

Gerek doktrinde gerekse yüksek mahkeme kararlarinda hakim görüs, itiraz kavraminin alacaklinin icra mahkemelerine itirazin iptali için yaptigi basvuruyu, dava kavraminin ise itirazin iptali davasini ifade ettigi seklindedir. itirazin genel mahkemelerde yerine getirilmesi. Bu görüsün kabul edilmesi halinde alacakli tarafindan yapilan itirazin iptali veya iptali için yapilan basvuruda verilen hükmün kesinlesmesi beklenmelidir. Ancak uygulamada siklikla görüldügü gibi, itirazin iptali veya iptali için yapilan islemler sonucunda alinan nihai kararlar, borçlunun basvurusu olmadikça kesinlesmeyi beklemeden takibin devamina esas teskil edebilir. yürütmenin durdurulmasi için.

Bu görüse getirilen bir diger elestiri ise, uygulamada sikça karsilasilan bir durum olarak, borçlunun itirazinin alacakliya geç bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi halinde, alacaklinin itirazin iptali veya iptali için 1. – Kanunla alacakliya taninan yillik haciz talep süresi. Böyle bir durumda alacakli, IIK madde 78/son hüküm isiginda takibin yenilenmesi talebinde bulunarak sürelerin yenilenmesini talep edebilirse de yenileme ücreti alacakliya ait olabilir.

Ikinci görüs ise itiraz kavraminin borçlunun ödeme emrine yaptigi itirazi kapsadigi yönündedir. Bu görüs kabul edilirse, az önce tartisilan 1 yillik haciz basvuru süresinin dolmasi gibi bir sorunun olmayacagi açiktir. Öte yandan, sadece borçlunun itirazinin sonuçlandirilmasinin Kanun'daki "dava" ifadesini geçersiz kilacagindan, Kanun'un amacina uygun olmayacagi kabul edilmektedir.

IIK m. 78/II hükmünün açiklanmasina iliskin bir diger görüs, borçlunun itirazi halinde alacaklinin, itirazin alacakliya tebliginden, herhangi bir itiraz yoksa ödemenin tebliginden de rehin talebinde bulunabilecegini düsündürmektedir. borçluya talimat verir. Bu görüsle genel olarak itiraz ve dava kavramlarindan ziyade tebligata hukuki bir sonuç eklendigi görülmektedir. Her ne kadar Kanun'un amacina uygun oldugu düsünülebilse de, IIK'nin 78/II. maddesinde açikça düzenlenen dava kurumunu neredeyse anlamsiz buldugu ileri sürülerek elestirilen bir görüstür. .

Son olarak doktrinde itiraz ve dava kavramlari ayri ayri ele alinmadan alacaklinin icra takibi tamamlandiktan sonra haciz talebinde bulunabilecegi de savunulmaktadir. Genel olarak mantikli bir bütünlük arz etse de, haciz talep süresinin ödeme emrinin borçluya tebliginden itibaren baslayacagini düzenleyen Kanun maddesindeki emredici hükümle çelistigi için bu görüse katilmak güçtür.

Tüm elestirilere ragmen, Kanundaki bu boslugu doldurmak için Yargitay'in ilgili hukuk birimleri ilk görüsü benimsemis ve itiraz ve dava kavramlarinin alacaklinin borçluya karsi basvuracagi kanun yollarina karsilik geldigini savunmustur. islemlere itiraz. Nitekim Yargitay Genel Kurulu da yakin tarihli bir kararinda açikça ifade etmistir;

"Kanun 78. maddesinde belirtilen "itiraz" kavramindan IIK 68-68/a maddeleri uyarinca icra mahkemesine yapilan itirazin iptali talebinin anlasildiginin kuskusuz anlasilmasi gerekir, ve ayni maddede yazili olan "dava" kavramindan hareketle, IIK m. 67 uyarinca genel mahkemelere yapilan itirazin iptali."

Kanundaki bu boslugun nasil anlasilmasi gerektigini açikça ortaya koymaktadir.

Sonuç olarak, EBL'nin 78/II. maddesinin yorumlanmasi hem uygulamada hem de doktrinde birçok kez tartisilan bir konu olmasina ragmen Yargitay'in bahsi geçen karari ile konunun netlestigini söylemek mümkündür. Toplanti. Nitekim bu görüs kabul edilirse, alacakli yenileme talebinde bulundugundan ve bundan dogacak masraflar disinda herhangi bir hak kaybi olmayacagindan, bu yorum Kanunun ruhuna büyük ölçüde uygundur.

Real Estate
Demands for new real estate development around the world, whether commercial, industrial, residential, or infrastructure related have brought a...

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.