İş Hukuku Bülteni

Esin Avukatlık Ortaklığı İş Hukuku Ekibi Departmanı olarak aylık bültenimizi sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Bu bülten, son dönemde Türkiye'de iş hukuku alanında yaşanan gelişmeler özetlenmektedir.

Haklı Nedenle Fesihte Hak Düşürücü Süreye İlişkin Yargıtay Kararı

Karar Tarihi: 30 Ocak 2023

Özet

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin (“Mahkeme”) 2 Eylül 2023 tarihli ve 32297 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2023/9430 Esas, 2023/8075 Karar numaralı ve 30 Ocak 2023 tarihli kararında, haklı nedenle fesih için hak düşürücü süre olan altı iş gününün, disiplin kurulu kararının işveren nezdindeki feshe yetkili makama tebliğinden sonra başlayacağı vurgulanmıştır. Mahkeme, söz konusu olayda feshin altı iş günü olan hak düşürücü süre içinde yapıldığını, dolayısıyla davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını belirtmiştir. Netice olarak Mahkeme, ilk derece mahkemesinin kararını kanun yararına bozmuştur.

Önemli Detaylar

  • Söz konusu davada ilk derece mahkemesi, feshe gerekçe gösterilen olay tarihini esas alarak, haklı nedenle fesih için hak düşürücü süre olan altı iş gününün geçirildiğine kanaat getirmiş, bu sebeple davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerini kabul etmiştir.
  • Adalet Bakanlığı, ilk derece mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesini talep etmiştir. Temyiz dilekçesinde, feshe konu olay sonrasında soruşturma yapıldığı, soruşturma bulguları kapsamında disiplin kurulunca feshe karar verildiği, akabinde ise işverenin davacı çalışanın iş sözleşmesini disiplin kurulu kararının tebliğinin ardından altı iş günlük hak düşürücü süre içinde feshettiği belirtilmiştir.
  • Mahkeme, işverenin tüzel kişi olması durumunda altı iş günlük sürenin, feshe yetkili makamın feshe neden olan olayı öğrendiği tarihten başlayacağını, müfettiş soruşturması yapılmasının ya da olayın disiplin kurulu tarafından görüşülmesinin hak düşürücü süreyi başlatmayacağını belirtmiştir. Dolayısıyla feshin hak düşürücü süre içinde gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararını isabetsiz bulmuş ve kanun yararına bozulmasına karar vermiştir.

Fazla Çalışma Süresinin Yıllık 270 Saati Geçmesi Hakkında Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

Karar Tarihi: 16 Mayıs 2023

Özet

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi (“Mahkeme”), 2019/3649 Esas, 2023/1370 Karar numaralı ve 16 Mayıs 2023 tarihli kararında, işçinin yıllık fazla çalışma süresinin kanuni azami sınır olan 270 saati aşmasının, fazla çalışmaların karşılığı olan ücretin tamamen ödenmesi halinde işçiye haklı nedenle fesih hakkı vermeyeceği yönünde karar vermiştir.

Önemli detaylar

  • Davacı çalışan (“Davacı”), davalı işveren (“Davalı”) tarafından iş yerinde yıllık 468 saatlik bir fazla mesai ile çalıştırıldığını, söz konusu durumun yasanın emredici hükümlerine aykırılık oluşturduğunu ve bu nedenle iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
  • İlk derece mahkemesi, yasada belirtilen azami sınırın aşılması nedeniyle Davacı'nın yapmış olduğu haklı nedenle feshi kabul ederek Davacı lehine kıdem tazminatına hükmetmiştir.
  • Mahkeme, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41. maddesinde öngörülen, fazla çalışmanın yıllık 270 saati aşamayacağına ilişkin düzenlemenin emredici nitelikte olmaması ve davacının fazla çalışma ücretlerinin ödenmiş olması gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararını kaldırmış ve Davacı'nın kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesinden Sendikal Haklara İlişkin Yeni Karar

Karar Tarihi: 24 Mayıs 2023

Özet

Anayasa Mahkemesi'nin (“AYM”) 2020/11279 numaralı bireysel başvuru kararı (“Karar”), 29 Ağustos 2023 tarihli ve 32294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. AYM, çalışanların iş sözleşmelerinin sendikal haklarını korumak amacıyla yaptıkları iş yavaşlatma eylemi sebebiyle feshedilmesinin, sendikal hakların ihlali niteliğinde olduğuna karar vermiştir.

Önemli detaylar

  • Başvurucular, ilk derece mahkemesinin işe iade kararını esastan kaldıran istinaf mahkemesi kararına karşı, sendikal haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle AYM'ye bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
  • Başvurucular, işverenin işyerindeki sendikal örgütlenmeyi engellemeye çalıştığını ve çalışanlara gözdağı vermek için sendikalı bir çalışanı uzak bir ilçede görevlendirdiğini, bu sebeple sendikanın iş yavaşlatma eylemi başlattığını, eylemlerin üç gün sürdüğünü ve işverenin buna karşılık çalışanların iş sözleşmelerini feshettiğini belirtmiştir.
  • İlk derece mahkemesi başvurucuların iş sözleşmelerinin feshedilmesinin sendikal nedenlerle olduğuna hükmetmiştir.
  • İlk derece mahkemesinin işe iade kararını esastan kaldıran istinaf mahkemesi, çalışanların sendikal hak arayışında ölçülülük ilkesine aykırı şekilde hareket ettiğini, işverenin iş sözleşmelerini feshetmesinde geçerli bir sebebin bulunduğunu belirtmiştir.
  • AYM, eylemlerin sendikanın işyerindeki gücünün kırılmasının önlenmesi amacıyla yapıldığını, üç gün süren eylemlerin maddi anlamda telafi edilebilecek nitelikte olduğunu, bu sebeple eylemlerin hak arama amacının ötesine gitmediğini, işverenin bu duruma katlanması gerektiğini tespit etmiştir.
  • Buna ek olarak AYM, sendikal haklarını kullanan çalışanların iş sözleşmelerinin feshedilmesini, feshin son çare olması prensibine aykırı bulmuş, fesih tehdidinin temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasında engel olabileceğinin altını çizmiştir.

Alt İşveren Çalışanının Kadroya Geçirilmesinde Ücret Değişikliği Hakkında Yargıtay Kararı

Karar Tarihi: 12 Haziran 2023

Özet

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (“Mahkeme”), 1 Eylül 2023 tarihli ve 32296 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2023/10609 Esas, 2023/8901 Karar numaralı ve 12 Haziran 2023 tarihli kararında, çalışanın ücrete ilişkin iddialarının kadroya geçiş esnasında akdedilen iş sözleşmesinde açıkça belirlenmediğini tespit etmiştir. Ayrıca çalışanın bu iddialarının, hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme ilişkin bir uygulama olduğuna karar vermiş ve bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararını kanun yararına bozmuştur.

Önemli Detaylar

  • Söz konusu davada davacı çalışan (“Davacı”); alt işveren nezdinde çalışmakta iken asgari ücretin %30 fazlası üzerinden ücret aldığını, kadroya geçişinden sonra da ücretinin asgari ücretin %30'u üzerinden belirlendikten sonra üzerine toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanması gerektiğini, ancak davalı işverence (“Davalı”) 1 Ocak 2019 tarihinde almakta olduğu ücrete %4 oranında toplu iş sözleşmesi zammı uygulanmak suretiyle eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek fark alacaklarının ödenmesini talep etmiştir
  • İlk derece mahkemesi, davayı kısmen kabul ederek ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının Davalı'dan alınarak Davacı'ya ödenmesine karar vermiştir.
  • Adalet Bakanlığı, ilk derece mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesini talep etmiştir. Temyiz dilekçesinde, sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olan Davacı'nın geçiş esnasında düzenlenen iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oranında ücret ödeneceğinin açıkça belirtilmediğini, bu nedenle ücret ve ilave tediye alacaklarına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
  • Mahkeme, taraflar arasında kadroya geçiş esnasında akdedilen iş sözleşmesinde Davacı'ya her dönem geçerli asgari ücretin belirli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceğinin açıkça belirlenmediğini tespit etmiştir. Ayrıca, hizmet alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesinin hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme ilişkin bir uygulama olduğunu belirtmiş ve bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararını kanun yararına bozmuştur.

Dava Dışı Adi Ortağın Davaya Dahil Edilmesi Hakkında Yargıtay Kararı

Karar Tarihi: 22 Haziran 2023

Özet

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (“Mahkeme”), 18 Ağustos 2023 tarihli ve 32283 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2023/10476 Esas, 2023/9999 Karar numaralı ve 22 Haziran 2023 tarihli kararında, adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine açılan davanın bütün ortaklara birlikte açılmasının zorunlu olmadığını, ortaklar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olduğunu, dava dışı adi ortağın davaya dahil edilmesinin yerinde olmadığını belirtmiştir. Bu doğrultuda Mahkeme, ilk derece mahkemesinin kararını kanun yararına bozmuştur.

Önemli detaylar

  • Söz konusu davada ilk derece mahkemesi, davalı şirketler ile dava dışı şirketin arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu tespit etmiş, bu sebeple dava dışı şirketi davaya dahil etmiş ve ilgili şirketlerin işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına karar vermiştir.
  • Adalet Bakanlığı, ilk derece mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesini talep etmiştir. Temyiz dilekçesinde davaya dahil edilen şirketin arabuluculuk sürecine dahil edilmediği belirtilmiştir.
  • Mahkeme, davaya dahil edilen şirketin taraf olduğu bir arabuluculuk faaliyeti bulunmadığını, arabuluculuğun dava şartı olduğunu, dava şartı gerçekleşmediğinden bu şirketin davaya dahil edilmesinin isabetsiz olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca Mahkeme, adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine açılan davanın bütün ortaklara birlikte açılmasının zorunlu olmadığını, ortaklar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olduğunu belirtmiştir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.