GEMİ ADAMLARININ TAMAMI 854 SAYILI DENİZ İŞ KANUNU'NA TABİ OLMADIĞINDAN, BENZERLİKLER MEVCUT OLMAKLA BİRLİKTE HER GEMİ ADAMI İÇİN AYNI HAK VE ESASLAR SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.

854 SAYILI KANUNU'NDA BELİRTİLEN ŞARTLARI HAİZ GEMİLERDE ÇALIŞAN GEMİ ADAMLARININ KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI HAKLARI BU KANUNA TABİ İKEN; YABANCI BAYRAKLI GEMİLERDE ÇALIŞAN GEMİ ADAMLARI 6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU HÜKÜMLERİNE TABİ OLDUĞUNDAN, HAKLARI DA BU KANUNA GÖRE BELİRLENMEKTEDİR.

1. 854 SAYILI DENİZ İŞ KANUNU'NA TABİ GEMİ ADAMINDA KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI HAKKI

Öncelikle bir gemi adamının Deniz İş Kanunu'na tabi olması ve bu kanun kapsamında kıdem ve/veya ihbar tazminatı talep edebilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir:

  • Söz konusu geminin Türk Bayrağı taşıyor olması gerekir.
  • Geminin 100 grostonilatonun üzerinde olması gerekir.
  • 100 grostonilatonun üzerinde değilse bile, bu kez de aynı işverene ait gemilerin grastonilato toplamının 100 veya daha üzeri olması ya da işverenin en az 5 gemi adamı çalıştırıyor olması gerekir.

a. Kıdem Tazminatı:

Eğer ki bir gemi adamı Deniz İş Kanunu'na tabi ise kıdem tazminatı yönünden ilgili Kanun'un 20. maddesi karşımıza çıkmakta ve süresi belirli olsun ya da olmasın veyahut sefer esasına göre düzenlemiş olsun, bu husus fark yaratmaksızın iş akitlerinin;

  • İşveren tarafından hizmet sözleşmesinin sona erdirildiği durumlarda,
    Ancak işveren tarafından ilgili Kanun'un 14/1 fıkrası kapsamında yapılan fesihler hariçtir. Zira 14/1 fıkrada sayılı aşağıda durumlara göre iş akdinin işverence feshi halinde, gemi adamı kıdem tazminatı alamaz:
    • Gemi adamının herhangi bir limanda geminin hareketinden önce gemiye dönerek hizmete girmemesi veya gemiye hiç dönmemesi durumunda,
    • Gemi adamının gemide hizmet görmesinin tutukluluk, hapis veya gemide çalışmaktan men olunması gibi sebeplerle imkânsız bir hal alması durumunda,
    • Gemi adamının işveren veya işveren vekiline karşı, kanuna, hizmet akitlerine sair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi durumunda,
    • Gemi adamının işveren veya işveren vekiline karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi durumunda,
  • Gemi adamı tarafından hizmet sözleşmesinin 14/2 ve 14/3 fıkraları uyarınca feshedildiği şu durumlarda:
    • İşveren gemi adamının ücretini kanun hükmü veya hizmet sözleşmesine uygun şekilde ödemiyorsa,
    • İşveren kanun hükümlerine, hizmet sözleşmesine veya gemi adamı ile arasındaki anlaşma ve diğer şartlara aykırı hareket ediyorsa,
    • İşveren gemi adamına karşı; denizcilik teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket ediyorsa,
    • Gemi herhangi bir sebeple 30 günden fazla olacak şekilde seferden kaldırılmışsa,
    • Gemi adamı kusurlu veya kusursuz olarak herhangi bir nedenle sürekli olarak gemide çalışmasına engel olan bir hastalığa yakalanmış yahut engelli hale gelmişse,
  • Gemi adamının zorunlu askerlik nedeniyle işinden ayrılması durumunda,
  • Gemi adamının hizmet sözleşmesini bağlı bulunduğu kurumdan; yaşlılık, emeklilik, malüllük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla feshetmesi durumunda,
  • Geminin kaybolması, terk edilmesi, savaş ganimeti olması yahut Türk bayrağı çekme hakkını kaybetmesi suretiyle hizmet sözleşmesinin sona ermesi durumunda,
  • Gemi adamının ölmesi durumunda (mirasçılarına yapılmak sureti ile)

Gemi adamı hizmet sözleşmesinin yukarıda sayılı sebeplerden herhangi biri nedeniyle feshedilmesi durumunda, eğer ki hizmet süresi 1 (bir) yıl ve/veya üzeri ise kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Gemi adamının hizmet süresi, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın, aynı işveren bir veya değişik gemilerinde ve hizmetinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır.

b. İhbar Tazminatı:

Eğer ki bir gemi adamı Deniz İş Kanunu'na tabi ise söz konusu Kanun'un 16.maddesinde de "Akdin Çözülmesinde Bildirim" düzenlenmiş olup, ihbar tazminatı talepleri işbu madde uyarınca talep edilecektir. Bununla birlikte Deniz İş Kanunu'nda ihbar tazminatı/ihbar süreleri sadece belirsiz süreli hizmet akitleri için düzenlenmiştir. İşbu madde uyarınca süresi belirsiz hizmet akitlerinin feshedilmesinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir.

Hizmet akdi;

  • İşi 6 ay sürmüş olan gemi adamı için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 2 hafta sonra,
  • İşi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş olan gemi adamı için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 4 hafta sonra,
  • İşi 1, yıldan 3 yıla kadar sürmüş olan gemi adamı için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 6 hafta sonra,
  • İşi 3 yıldan fazla sürmüş olan gemi adamı için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 8 hafta sonra bozulmuş (feshedilmiş) olur.

Bildirim şartına uymayan taraf, anılı sürelere uygun ücret tutarında ihbar tazminatı ödemek zorundadır. Bu yükümlülülük her iki taraf için de geçerlidir. İşveren, fesih bildirim süresine ait ücreti gemi adamına peşin vermek suretiyle hizmet sözleşmesini feshedebilir.

Süresi belirli iş akitlerinde ise süre bitiminde sözleşme kendiliğinden sona ereceği için ihbar süresi olmadığı gibi, ihbar süresine uyulmaz ise doğacak olan tazminat hakkı da "ihbar tazminatı" isminde olmayacak, 16. maddeye gidilemeyecektir. Bu halde devreye genel kanun hükmünde olan Türk Borçlar Kanunu girecek ve gemi adamı ancak aşağıda izah edilecek olan TBK. 438. maddesine göre bakiye ücret alacağını tazminat adı altında talep edebilecektir.

Görüldüğü üzere Deniz İş Kanunu'na tabi gemi adamı yönünden, kanunda yer alan kıdem ve ihbar tazminatı maddeleri bu şekildedir. Söz konusu şartların oluşması akabinde gemiadamı kıdem ve ihbar tazminatı talep edebilecektir.

Bununla birlikte şu detayı da belirtmek de fayda görmekteyiz ki,

  • Her belirli süreli sözleşme sadece süre şartını içermesi nedeniyle bu tür sözleşme kapsamında değerlendirilmeyebilir. Örneğin, işverenler genellikle sefer esasına dayalı belirli süreli sözleşme yaptıkları iddiası ile olası ihtilaflarda ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini; yine sözleşme süresinin 1 yılı doldurmadığını ve aralıklarla sefer esasına dayalı yapıldıklarından hepsinin belirli süreli olma özelliğini koruyarak kıdem tazminatına da hak kazanılmadığını savunmaktadır.
  • Ancak bu iddianın her durumda kabulü mümkün olmamakta ve sefer esası, "sefer süreleri ve sözleşme süreleri" ile birebir uyuşmak suretiyle ortaya net bir şekilde konulmadıkça, sözleşmeler en başından bu yana belirsiz süreli kabul edilerek gemi adamı lehine hem kıdem hem de ihbar tazminatına hükmedilmektedir.
  • Çünkü bu noktada devreye genel kanun hükmündeki Türk Borçlar Kanunu girmektedir. Bu kanunun 430. maddesinde net bir şekilde hükme bağlandığı üzere, esaslı bir neden olmadıkça üst üste belirli süreli iş sözleşmesi yapılamamakta; yine belirli süreli iş sözleşmesi süresinin bitiminden sonra örtülü olarak sürdürülüyor ise belirsiz süreli sözleşmeye dönüşmektedir. Ancak sefer esası gibi kati bir şekilde ortaya konulabilen esaslı nedenin varlığı halinde üst üste belirli süreli sözleşme yapılabilecektir.

Bunlara ek olarak sözleşmenin fesih bildirimiyle sona ereceği kararlaştırılmış ve iki taraf da fesih bildiriminde bulunmamışsa, sözleşme belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür.

TBK.'nun belirli süreli sözleşmeye ilişkin bu hükümleri, gerek Deniz İş Kanunu'na gerekse de Türk Borçlar Kanunu'na tabi gemi adamlarının belirli süreli sözleşmelerinde uygulama alanı bulmaktadır.

Bu husus Yargıtay Kararları ile de ortaya konulmaya başlanmıştır.

* Yargıtay Kararı - 9. HD., E. 2016/3339 K. 2019/13024 T. 11.6.2019

"Uyuşmazlık belirli süreli iş sözleşmelerinin iki veya fazla süre ile yenilenmesi halinde belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüşüp dönüşmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, davacı ile yapılan iş sözleşmelerinin belirli süreli olduğu gerekçesi ile ihbar tazminatının reddine hükmedilmiştir.

Borçlar Kanunu 430. maddesinde esaslı bir neden olmadıkça üst üste belirli süreli iş sözleşmeleri yapılamayacağı ifade edilmiştir. Borçlar Kanunu genel kanun olduğundan, gemi adamı ile belirli süre için yapılan iş sözleşmelerinin yenilenmesinde esaslı nedenin varlığı aranmalıdır.

Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalılara ait gemilerde birbiri ardına belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalışmış olup, sözleşmeler belirli bir sefer için yapılmamıştır. Yenilemeler için esaslı bir neden de bulunmadığından belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüştüğü kabulü ile ihbar tazminatına da hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır."

c. Görevli Mahkeme:

Hak kazanmasına rağmen kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeyen 854 sayılı Deniz İş Kanunu'na tabi gemi adamı İş Mahkemeleri'nde dava açabilecektir. İhtilafta görevli mahkeme İş Mahkemesi olduğundan öncesinde arabuluculuk yoluna başvurulması da zorunludur.

2. YABANCI BAYRAKLI GEMİDE ÇALIŞAN 6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU'NA TABİ GEMİ ADAMINDA KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI HAKKI

Yabancı bayraklı gemilerde çalışan gemi adamları, 854 sayılı Deniz İş Kanunu'na tabi olmadığından, yukarıdaki kıdem ve ihbar tazminatı maddelerine dayanarak tazminat talebinde bulunamazlar. Bu gemi adamlarının talep ya da ihtilaflarında uygulanacak kanun Türk Borçlar Kanunu'dur ki bu husus Yargıtay Kararları ile de sabittir;

* Yargıtay Kararı - 11. HD. E. 2019/1542 K. 2019/3323 T. 30.4.2019

"...Dava, gemi işletmecisi ve taşıma şirketi ile davacı arasında akdedilen ve diğer davalı yabancı uyruklu F1 Inc.'e ait yabancı bayraklı gemide ifa edildiği anlaşılan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve alacak istemine ilişkindir.

Somut uyuşmazlığa, mahkemenin de gerekçesinde belirttiği gibi aynı Kanunun 1. maddesi gereği 854 sayılı Deniz İş Kanunu uygulanamayacak olup, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Yasa'nın 2. kısım 6. bölümünde düzenlenen hizmet akdine ilişkin kuralların uygulanması gerekmektedir..."

Türk Borçlar Kanunu'nda "kıdem ve/veya ihbar tazminatı" adı altında tazminat hükümleri düzenlenmemiş olsa da bu durum gemi adamlarının haksız fesih karşısında hiçbir tazminat hakları olmadığı anlamına gelmemektedir. Zira TBK.'da da şartları belirtilerek bu hakların benzerleri düzenlenmiştir.

Kıdem ve ihbar tazminatı adı ile talep edilemese dahi, haksız ve/veya süresinden önce iş akdi feshedilen gemi adamının da tazminat hakkı mevcuttur ve yabancı bayraklı gemide çalışan gemi adamı da bu düzenlemeler kapsamında talebini dava konusu hale getirebilecektir.

a. "Kıdem Tazminatı"'na benzerliği yönünden TBK. 438. Maddesi:

Söz konusu madde "Haklı sebebe dayanmayan fesihte" başlıklı olup, İşveren haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini derhal feshederse işçi (yani gemi adamı);

  • Belirsiz süreli sözleşmelerde fesih bildirim süresine,
  • Belirli süreli sözleşmelerde ise sözleşme süresine uyulmaması durumunda bu sürelere,

Uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı tazminat olarak isteyebilecektir.

Belirli süreli hizmet sözleşmesinde ayrıca gemi adamınının hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir var ise tazminattan indirilecektir.

Tüm bunlarla birlikte olası bir davada hâkim bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın da gemi adamına ödenmesine karar verebilir. Bu durumda belirlenecek tazminat miktarı gemi adamının altı aylık ücretinden fazla olamayacaktır.

b. "İhbar Tazminatı"'na benzerliği yönünden TBK. 432. Maddesi:

Söz konusu madde "Fesih bildirim süresi" başlıklı olup, sadece belirsiz süreli iş sözleşmelerini kapsamaktadır. Çünkü belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin feshinden önce, durumun diğer tarafa belirlenen süreler içinde bildirilmesi gerekir.

Bu madde kapsamında da belirsiz süreli hizmet sözleşmesi,

  • İşi 1 yıla kadar sürmüş olan gemi adamı için 2 hafta sonra,
  • İşi 1 yıldan 5 yıla kadar sürmüş olan gemi adamı için 4 hafta sonra,
  • İşi 5 yıldan fazla sürmüş olan gemi adamı için 6 hafta sonra, bozulmuş (feshedilmiş) olur

Bu yükümlülülük her iki taraf için de geçerli olup, İşveren, fesih bildirim süresine ait ücreti gemi adamına peşin vermek suretiyle hizmet sözleşmesini feshedebilir.

Belirli süreli iş sözleşmeleri süre bitiminde kendiliğinden sona ereceği için fesih bildirim süresi ve haliyle süreye aykırılıktan kaynaklı bir tazminat da söz konusu olamayacaktır. Tabi yukarıda belirttiğimiz gibi ortada tüm şartları haiz, belirsiz süreliye dönüşmemiş bir sözleşme olması gerekmektedir.

c. Görevli Mahkeme:

Hak kazanmasına rağmen tazminat hakları ödenmeyen ve yabancı bayraklı gemide çalışması nedeniyle TBK.'na tabi olan gemi adamı için uzun yıllar, Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde dava açabileceği yönünde Yargıtay Kararları mevcuttu.

Hal böyle iken 25.10.2017 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun, İş Mahkemelerinin görev alanını belirleyen 5/a maddesinde;

  • "5953 sayılı kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı kanuna tabi gemi adamları, 22/05/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'na veya 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü uyuşmazlıklara bakmakla iş mahkemelerinin görevli olduğu"

Açıkça hükme bağlanmıştır. Bu nedenle de artık yabancı bayraklı gemi ayrımı olmaksızın gemi adamlarının iş sözleşmelerinden doğan ihtilaflarına bakmakla görevli mahkeme İş Mahkemeleri'dir. Bu nedenle de bu gemi adamları için de artık arabuluculuk yoluna başvurulması zorunludur.

* Bölge Adliye Mahkemesi Kararı - İstanbul BAM, 8. HD., 2019/3351 E., 2019/3553 K.,T. 16.11.2018

"Somut olayda, mahkemenin davacının iş kazası geçirdiğini ileri sürdüğü geminin Deniz İş Kanunu kapsamına tabi bir gemi olup olmadığı konusunda, herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış ise de, taraflar arasındaki ilişkinin 854 sayılı Deniz İş Kanunu'na tabi olmadığı sonucuna varılsa bile, diğer bir ifadeyle dava konusu iş kazası yabancı bayraklı gemide meydana gelmiş olsa bile; 7036 sayılı İş Mahkemesi Kanunu'nun 5/a madde hükmüne göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 2.Kısmının 6.Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile iş verenler arasında görülecek davalarda, İŞ MAHKEMELERİNİN GÖREVLERİ KAPSAMINA ALINDIĞI KONUSUNDA HERHANGİ BİR DURAKSAMA BULUNMADIĞINDAN, MAHKEMECE, YAZILI BİÇİM VE ŞEKİLDE GÖREVSİZLİK KARARI VERİLMESİNDE USUL VE YASAYA AYKIRI HERHANGİ BİR YÖN TESPİT EDİLEMEDİĞİNDEN, taraf vekillerinin istinaf başvurularının reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir..."

Yukarıda yer alan açıklamalarımız ışığında bir sorunuz, talebiniz veya daha fazla bilgi alma ihtiyacınız olması halinde "Esenyel & Partners" ekibi olarak sizlere yardımcı olmaktan mutluluk duyarız.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.