Toplumda ve özellikle işyerlerinde Temmuz 2022 itibariyle Covid-19 vakalarının artması sonucunda, çalışma ilişkilerinde yaşanan bazı sorunlara ilişkin aşağıdaki kısa hukuki değerlendirmeler yapılmıştır. Söz konusu hukuki değerlendirmeler, 22 Temmuz 2022 tarihi itibariyle geçerli düzenleme ve tedbirler göz önüne alınarak kaleme alınmıştır.
1) İşyerinde COVID-19 hastası bir işçi olması halinde ne yapılmalıdır?
- İşyerinde SARS-CoV-2 enfekte (COVID-19) olma ihtimali
olan bir işçinin mevcudiyeti halinde
işçinin derhal diğer işçilerden
izolasyonu sağlanmalı ve T.C. Sağlık
Bakanlığı tarafından çıkarılan
“Güncel Dönemde COVID-19 İlişkili
İzolasyon ve Karantina Uygulamaları” rehberinde
(Rehber) belirtilen öneriler takip edilmelidir.
- Rehbere göre semptomları olan kişiler, semptom
başlangıcından itibaren, semptomu olmayan
kişiler ise ilk PCR testi için numune
alınmasından itibaren 7 gün boyunca izolasyona
alınır. Dolayısıyla COVID-19 hastası
olduğundan şüphelenilen çalışanlar,
diğer çalışanlar veya
üçüncü kişilerle temas ihtimali olacak
şekilde işyerinde
çalıştırılmamalıdır.
- Sağlık Bakanlığı tarafından
Rehberde öngörülen tedbirler uyarınca 7.
günün sonunda semptomsuz veya hafif semptomlu olup son 24
saat içinde antipiretik (ateş
düşürücü) almaksızın ateşi
olmayan kişilerin izolasyonu PCR testi
yapılmaksızın sonlandırılır. Buna
göre, izolasyonu sonlanan çalışanların,
işyerlerinde çalışmaya geri dönmeleri
yedi günün dolmasından itibaren
mümkündür.
- Sağlık Bakanlığı tarafından da belirtildiği üzere, işyerine dönenler, diğer çalışan ve üçüncü kişilerin korunması amacıyla, izolasyon süresi sonlanmış olmakla birlikte, kısmi risk nedeniyle 10 güne kadar maske ve mesafeye azami dikkat etmelidir. Mümkünse bu konuda işyeri hekimi tarafından söz konusu çalışanlara bir bilgilendirme yapılmalı, ilgili tedbirlere uyulup uyulmadığı denetlenmelidir.
2) İşyerinde yüksek riskli (yakın) temaslı olanlar bakımından ne yapılmalıdır?
COVID-19 ile yüksek riskli (yakın temaslı) olanlar bakımından ise Sağlık Bakanlığı tarafından Rehberde ikili bir uygulama ayrımı yapılmaktadır.
- Birinci uygulama, aşı durumu olarak hatırlama
dozu yapılmış veya son 3 ay içerisinde
hastalığı geçirmiş kişiler
bakımından söz konusudur. Eğer
çalışan, aşı durumu olarak
hatırlama dozu yapılmış veya son 3 ay
içerisinde hastalığı geçirmiş
kişilerden ise COVID-19 yakın temaslısı
olması halinde karantinaya alınmamakta; koruyucu
önlemlere (maske kullanımı, kişiler arası
mesafe, hijyen) uyarak kendi semptomlarını da takip
ederek günlük yaşamlarına devam edebilmektedir.
Rehbere göre, karantina uygulanmamakla birlikte kısmi
risk nedeniyle bu kişiler 10 güne kadar maske ve mesafeye
azami dikkat etmelidir. Bu nedenle işyerlerinde işyeri
hekimleri tarafından ilgili kişilerin bilgilendirilmeleri
ve tedbirlere uymak konusunda takipleri önem arz
etmektedir.
- İkinci uygulama ise hatırlatma dozu
yapılmamış veya son 3 ay içerisinde
hastalığı geçirmemiş veya
aşısız kişiler bakımından söz
konusudur. Bu kişilerin COVID-19 yakın
temaslısı olması halinde Sağlık
Bakanlığı tarafından karantina süresi
olarak 7 gün önerilmektedir. Rehber uyarınca
karantina süresince semptom gelişmemesi halinde 7.
günde test vermeden karantina sonlandırılır.
Ayrıca karantina boyunca herhangi bir semptom gelişmesi
durumunda semptom geliştiği gün PCR testi
yapılır. İkinci gruba giren kişiler
bakımından da karantina süresi 7. gün
sonlanmış olsa bile kısmi risk nedeniyle bu
kişilerin 10 güne kadar maske ve mesafeye azami dikkat
etmesi gerekmektedir. Bu nedenle işyerlerinde bu
kişilerin de işyeri hekimi tarafından
bilgilendirilmeleri ve ilgili tedbirlere uyup
uymadıklarının takibi önemlidir. İkinci
gruba giren kişilerin, diğer çalışan ve
üçüncü kişilerin
sağlığı dikkate alınarak diğer
çalışanlar veya üçüncü
kişilerle temas ihtimali olacak şekilde işyerinde
çalıştırılmaması iş
sağlığı ve güvenliği
bakımından isabetli olacaktır.
- İzolasyonun veya karantinanın şart
olmadığı, Sağlık Bakanlığı
tarafından sadece maske ve mesafe önerilen hallerde
işçinin uzaktan çalışma
olanağı mevcutsa ilgili dönemde uzaktan
çalışması da makul bir yöntem
olacaktır.
- İşyerlerinde COVID-19 kaynaklı olumsuzlukların asgari seviyeye çekilmesi için, hatırlatma dozları ve hastalıktan korunmaya ilişkin tedbirler konusunda işyeri hekimleri veya yetkili işveren vekilleri tarafından bilgilendirmeler yapılması/tekrarlanması/güncellenmesi yararlı olacaktır.
3) COVID-19 nedeniyle çalışılamayan günler için işveren ücret ödeyecek midir?
İşçinin bir hastalık nedeniyle çalışmadığı (raporlu olduğu) durumlarda temel kural, söz konusu süreye ilişkin sosyal güvenlik sistemi tarafından bir ödeme yapılmasıdır. Dolayısıyla işçinin hastalık nedeniyle raporlu olduğu günlerde işverenin ücret ödeme borcu ortadan kalkmaktadır.
İşçinin durumunun Sosyal Güvenlik Kurumunca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından alınmış istirahat raporu ile belgelenmesi şartıyla, hastalık hallerinde işçiye Kurum tarafından işgörmezlik ödeneği ödenir. Ancak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m. 18/1/b uyarınca bu ödeme istirahat raporlarının 3. gününden başlar. Maktu aylıkla çalışan beyaz yakalı işçilere, her raporlu oldukları dönem için 2 günlük ücret işveren tarafından ödenirken, saatlik veya günlük ücret kararlaştırılan işçiler bakımından toplu iş sözleşmesinde veya iş sözleşmesinde özel bir hüküm yoksa bu iki gün için de ödeme yapılmaz.
Söz konusu esaslar çalışan COVID-19 nedeniyle bir sağlık raporu almışsa da uygulama bulur. Dolayısıyla maktu ücretli beyaz yakalı işçilere raporlu oldukları dönem için 2 günlük ücret ödenirken, mavi yakalı işçilere bir ücret ödenmeyecektir. 2 günden sonrası için SGK raporlu işçilere geçici iş görmezlik ödeneği öder. Ayrıca maktu ücretle çalışan beyaz yakalı işçiler bakımından iş görmezlik ödeneği ile maktu ücret arasında bir fark kalırsa bu fark işveren tarafından ödenecektir.
Eğer işçi bakımından bir rapor söz konusu değilse, sadece Sağlık Bakanlığı tarafından önerilen tedbirler çerçevesinde çalışanın işe gelememe hali mevcutsa, burada İş Kanunu m. 40 uygulama bulur. Bu madde uyarınca zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir. Bu kapsamda işyerinde izolasyon veya karantina kuralları gereği çalışamayan ancak sağlık raporu bulunmayan işçilere çalışamadıkları günler için (bir hafta ile sınırlı olarak) işverence yarım ücret ödenmesi gerekmektedir.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.