Türk Borçlar Kanunu Kapsamında Değerlendirilmesi

Son tüketim tarihi geçmiş olmasına rağmen satılan ürün, kullanım amacı bakımından değeri ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kalkmış veya önemli ölçüde azalmış olan üründür. Bu durumda, Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 219'daki ayıptan sorumluluk haline gidilebilecektir.

Buna göre, satıcı son tüketim tarihi geçmiş olan bu ayıplı ürünü sattığı için sorumlu olacaktır. Md. 219'un ikinci fıkrası uyarınca; satıcı bu ayıpların varlığını, yani son tüketim tarihinin geçtiğini bilmese dahi onlardan sorumlu olacaktır. Yani, ayıptan doğan sorumlulukta satıcı kusursuz olduğunu ispat etse dahi sorumlu olacaktır.

TBK m. 222 alıcının bildiği ayıpları düzenler. Alıcı, sözleşmenin kurulduğu sırada ayıbı biliyor veya gerekli özeni göstermiş olsaydı, bilebilecek durumda bulunuyor idiyse, satıcı ayıptan sorumlu olmaz.1 Buna göre, eğer alıcı ürünün son kullanma tarihine bakmışsa ve bunun geçmiş olduğunu bilerek satın almışsa satıcı bu ayıptan sorumlu olmaz.

Alıcı, son kullanma tarihine bakmamışsa, md. 222 fıkra 2 uyarınca satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur. Hükmün zıt anlamından çıkarılabilecek sonuç, satıcının böyle bir üstlenmede bulunmaması halinde alıcı tarafından gözden geçirmekle görülebilecek ayıplardan sorumlu olmayacağıdır.

Alıcı taraf, her ürünün son tüketim tarihine bakmakla yükümlü olmayacağını savunarak alıcının bildiği ayıp nedeniyle satıcının sorumlu olmayacağına dair hükmün uygulanmamasını ileri sürebilecektir. Satıcı ise alıcının son tüketim tarihine bakması gerektiğini, bunun olağan gözden geçirme kapsamında olduğunu ve bunun yapılmaması sebebiyle sorumlu olmayacağını ileri sürebilecektir.

Satıcının sorumluluğunun süreceği hallerde son tüketim tarihine bakmayan alıcının TBK m. 52 uyarınca müterafik (birlikte) kusuru olduğundan satıcının sorumluluğundan indirim veya tamamının kaldırılması söz konusu olabilir.

TBK m. 223'te gözden geçirme ve satıcıya bildirme düzenlenmiştir. Alıcı, aldığı ayıplı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.

Md. 223 fıkra 2'ye göre alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Son tüketim tarihinin geçmiş olması gizli ayıp olmadığından gizli ayıpla ilgili hüküm uygulanmayacaktır. Fakat, uygulamada son tüketim tarihi geçen ürünlerin üzerindeki bu tarihlerin silinmesi ve yerine başka tarihler yazılması halinde bu gizli ayıp kabul edilecektir.

Bu hallerde, yani satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, alıcının satılanı kabul ettiğine dair bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.

Ayıp halinde alıcının seçimlik hakları TBK m. 227'de düzenlenmiştir. Son tüketim tarihinin geçmesi nedeniyle 4 seçimlik haktan birincisi ve dördüncüsünün yani satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönmesi veya imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini istemesi diğer iki seçimlik hakka göre daha çok tercih edilebilir.

Nitekim m. 227'nin son fıkrasına göre satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir. Son tüketim tarihi geçen ürünün değerindeki azalma satış değerine çok yakın veya aynı olacaktır. 2. fıkraya göre alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.

Buna göre, alıcı uğradığı maddi ve manevi zararların tazminini seçimlik hakka ek olarak talep edebilecektir. 3. fıkraya göre satıcı, son tüketim tarihi geçmemiş olan ürünü, son tüketim tarihi geçmiş olan ürünle değiştirerek ve buna ek olarak alıcının uğradığı tüm zararları tazmin ederek alıcının seçimlik haklarını kullanmasını engelleyebilir.

TBK m. 231'e göre satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Değerlendirme

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) ayıplı mal ve bundan doğan sorumluluğa ilişkin hükümlerinin uygulama alanı bulabilmesi için ayıplı malın satışı işlemi bir tüketici işlemi olmalıdır. Ayıplı malı satan ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile ayıplı malı alan tüketiciler arasında kurulan satış sözleşmesi TKHK anlamında tüketici işlemi tanımına uyar ve TKHK'un ayıplı mallara ilişkin hükümleri uygulama alanı bulur.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8. vd maddelerinde ayıplı mal hükümleri düzenlenmiştir. TKHK uyarınca da son tüketim tarihi geçmiş ürünün satışı ayıplı mal satışı teşkil eder. TKHK'da ayıptan doğan sorumluluk için herhangi bir ihbar süresi öngörülmemiştir. Md. 10 uyarınca teslimden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir.

Bu durumda, malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Burada ispat yükünü tersine çeviren ve aksi ispatlanabilen bir karine söz konusudur. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. Son tüketim tarihinin ve ürünün satış tarihinin belirlenmesi mümkün olabileceğinden ve satış tarihi itibariyle son tüketim tarihinin geçmiş olup olmayacağının belirlenmesi mümkün olabildiğinden bu karinenin uygulanmayacağı savunulabilir.

Md. 10 fıkra 2 uyarınca tüketicinin sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır. Satıcı tarafın lehine olacak olan görüşe göre tüketicinin son tüketim tarihine bakması ve ayıptan haberdar olmasının kendisinden beklendiği savunulabilir. Tüketici lehine savunulabilecek görüşe göre ise tüketiciden aldığı her bir ürünün son tüketim tarihine bakmasının beklenmeyeceğidir.

Satıcının sorumlu olacağının kabulü halinde TKHK m. 11 uyarınca tüketicinin seçimlik hakları vardır. Söz konusu dört seçimlik haklar TBK m. 227'de sayılanlar ile aynıdır. TKHK m. 11'de, TBK m. 227'den farklı olarak tüketicinin  ayıplı malın misli ile değiştirilmesini üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabilecektir.

Burada üretici, ithalatçı ve satıcı müteselsilen sorumludur. Ancak üretici ve ithalatçı malın piyasadan çıktıktan sonra ayıbın doğduğunu yani son tüketim tarihinin değiştiğini ispat ederlerse sorumluluktan kurtulurlar. TKHK m. 11 fıkra 5 uyarınca tüketici sözleşmeden döndüğü taktirde satıcı, tüketicinin ödemiş olduğu bedeli derhal tüketiciye iade eder. TKHK'un ayıp hükümleri için m. 12 uyarınca zamanaşımı süresi 2 yıldır. Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Değerlendirme

Türk Ticaret Kanunu (TTK) uygulama alanı bulacaksa TTK m. 23/1(c) uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Son tüketim tarihinin geçmesi halinde bu çoğunlukla açıkça belli ayıp hali olacaktır ancak örneğin tacirler arası toptan satışlarda ürünlerin bir kısmının tarihinin geçmiş olması gibi hallerde ayıp açıkça belirlenemeyebilir.

Açıkça belli değilse, alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, yani kullanmayla ortaya çıkan ayıplarda Türk Borçlar Kanununun 223'üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Kullanımla ortaya çıkan ayıp örneği TBK açısından ayıptan sorumluluğu açıklarken verilmiştir.

TTK m. 18/3 uyarınca tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.

Ayıp bildirimi sayılanlardan olmadığı için şekle tabi olmasa da ispat kolaylığı için noter aracılığı ile ihtar tavsiye edilir. Ayıba dayanarak sözleşme feshedilecekse ise sayılan yollardan biri ile ihtar yapılması gerekir. TBK m. 231 uyarınca 2 yıl olan zamanaşımı süresi hem ticari hem de ticari olmayan taşınır satışlarda uygulanır.2

İlgili Diğer Kanunlar Kapsamında Değerlendirme

5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu m. 41/1 (d) ile son tüketim tarihi geçmiş ürünlerin satışının yapılması hususunda idari yaptırım şöyle düzenlenmiştir:

MAADDE 41/1 d: "Resmî kontrol sonucu bozulduğu, kokuştuğu, ambalajı ürüne zarar verecek şekilde hasar gördüğü, son tüketim tarihi geçtiği tespit edilen ürünlerin piyasada bulunması, satışa veya tüketime sunulması hâlinde işyeri sahiplerine bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ürünlere el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir."

Referanslar

1 Eren, Borçlar Hukuku Özel Bölümler, sf. 116.

2 Eren, Borçlar Hukuku Özel Bölümler, sf. 127.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.