İşverenler, işyerlerinde çeşitli nedenlerle kamera kaydı uygulamasına başvurabilmektedir. Bunun başlıca nedenleri, işyerlerinin fiziki güvenliğini sağlamak ve işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak olabilir.

Kameralar ile elde edilen veriler, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) kapsamında kişisel veri niteliğinde olduğundan, bu uygulamanın diğer ilgili mevzuatların yanı sıra, Kanun açısından da değerlendirilmesi gerekir.

Yukarıda bahsi geçen amaçlarla kamera kaydı yapılması, Kanun'da yer alan belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve ölçülülük ilkesinin aşılmaması kaydıyla, hukuka uygun bir veri işleme faaliyeti sayılabilir.

Aşağıdaki bölümlerde, işyerlerindeki kamera kaydı uygulamalarının Kanun'a uygun sayılabilmesi bakımından dikkat edilmesi gereken hususlar sırayla incelenecektir.

  1. Kişisel Veri İşlemenin Hukuki Sebebi

Kanun'un 5. maddesi uyarınca genel kural, kişisel verilerin veri sahibinin açık rızası olmaksızın işlenmemesidir.  Bununla birlikte, Kanun'un 5/2 maddesinde sayılan durumlarda, kişisel veriler, veri sahibinin açık rızası olmaksızın işlenebilir.

Kanun'un 5/2 maddesinde sayılan durumlardan biri de veri sorumlusunun meşru menfaati için veri işlemenin gerekli olmasıdır ancak bu istisnanın uygulama alanı bulabilmesi için, veri işleme faaliyetinin ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemesi gerekir. Bu kapsamda, Kanun'un genel ilkelere yönelik 4. maddesinde değinilen ölçülülük ilkesinin yanı sıra, veri sorumlusunun meşru menfaatine yönelik istisnanın kendi içerisinde de bir ölçülülük şartı barındırdığı söylenebilir.

İşyerinin fiziki güvenliğini sağlama ve işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlama amacıyla yapılan güvenlik kamerası kaydının, işverenin meşru menfaati kapsamında olması nedeniyle Kanun'un 5/2 maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi mümkündür ancak yukarıda belirtildiği gibi, bu hukuki sebebin uygulama alanı bulabilmesi için, yapılan uygulamanın çalışanların temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmemesi gerekir. Kamera kaydı açısından risk altında bulunan temel hak ve özgürlük, kuvvetle muhtemel özel hayatın gizliliği olacaktır.

Yukarıda bahsedilen sınırlara uyan bir güvenlik kamerası uygulaması bakımından ise, çalışanların açık rızasını almaya gerek olmaksızın bu yolla veri işlemek mümkün olacaktır. Ancak elbette, kişisel verilerin yurtdışına aktarılıyor olması durumunda, yurtdışına aktarıma ilişkin açık rıza temin etme yükümlülüğü olacaktır.

  1.  Ölçülülük İlkesine Riayet Edilmesi

Bir önceki bölümde de bahsedildiği üzere, Kanun'un 4. maddesinde sayılan temel ilkelerden biri kişisel verilerin işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmasıdır. Bu doğrultuda, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin olarak Kanun'un 5/2 maddesinde yer alan hukuki sebeplerden herhangi biri uygulanabilir olsa dahi, kişisel veri işleme faaliyeti amacın amacının ötesine geçmemeli, sonradan gerçekleşmesi muhtemel amaçlar göz önüne alınarak amacı aşacak şekilde veri işleme yoluna gidilmemelidir. Bu doğrultuda, örneğin bir işyerinin ortak alanlarına ek olarak, tüm çalışanların kendilerine ayrılmış ofislerine dahi kamera cihazı yerleştirilmesi, işyerinde güvenliğin sağlanması amacını aşarak, kişilerde sürekli gözetim altında oldukları yönünde endişe yaratabilecek bir uygulama olacağından, ölçülülük ilkesine aykırı sayılabilecektir. Kaldı ki böyle bir uygulama, özel hayatın gizliliğine de müdahale teşkil edebilecektir.

Bu hususta önemle değinilmesi gereken diğer bir nokta, Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun (“Kurum”) 2020/212 sayılı kararıdır. İlgili karar kapsamında Kurum, kayıt ile beklenen faydanın ses kaydı olmaksızın görüntü kaydı ile elde edilebileceği hallerde ses kaydının da yapılmasının, gerçekleştirilecek kişisel veri işleme faaliyeti ile ulaşılmak istenen amaç arasındaki dengenin bozulmasına yol açacağından ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil edeceğini belirtmiştir.

Kanun'un 5/2 maddesi kapsamında yer alan veri sorumlusunun meşru menfaatine ilişkin veri işleme sebebi, ölçülülük ilkesi ile birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan sonuç, bu hukuki sebebin keyfi uygulamalara sebebiyet vermemesi gerektiği ve uygulanması bakımından veri sorumlusunun meşru menfaati ile veri sahiplerinin temel hak ve özgürlükleri arasındaki makul dengenin kurulması gerektiğidir.

  1. Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesi

İşyerindeki kamera uygulaması, Kanun'un 5/2 maddesinde yer alan veri sorumlusunun meşru menfaati için veri işlemenin gerekli olması istisnası çerçevesinde değerlendirilebiliyor ve ölçülülük ilkesine de uygun bir şekilde yürütülüyor olsa dahi, işverenin kamera kaydına ilişkin olarak veri sahiplerini Kanun'un 10. maddesi uyarınca aydınlatması gerekmektedir.

Bu çerçevede, işverenin kamera kaydı ile verilerini toplamakta olduğu çalışanlarını ve hatta üçüncü kişileri (örn. ziyaretçiler) veri sorumlusunun kimliği, kişisel verilerin toplanma yöntemi, hukuki sebebi, işlenme amacı, verilerin aktarılabileceği üçüncü taraflar ve Kanun'un 11. maddesinde sayılan veri sahibi hakları ile ilgili bilgilendirmesi gerekmektedir.

Kurum'un rehberleri kapsamında, kamera kaydı yapılan alanlarda aydınlatma yükümlülüğünün katmanlı şekilde yerine getirilebileceğinden bahsedilmektedir.1 Kurum katmanlı bilgilendirmeyi “kişisel verilerin elde edilmesi sırasında ilgili kişiye kişisel verilerinin elde edildiği konusunda kısa, anlaşılabilir, açık, sade bir yöntemle de bilgilendirme yapılması, Kanun'un 10. maddesindeki aydınlatma kapsamında ilgili kişinin bu bilgilendirmeden sonra ulaşabileceği bir mecraya yönlendirilmesi” olarak tanımlamaktadır.2

Örneğin; kamera kaydı yapılan alanda “Bu alanda güvenlik amacıyla kamera kaydı yapılmaktadır. Kişisel verilerinizin işlenmesine ilişkin aydınlatma metnimize X linkinden/internet sitemizden ulaşabilirsiniz.”  şeklinde bir bilgilendirme yerleştirildiğinde, kişiler kamera kaydının varlığı ve amacı konusunda kısaca bilgilendirmiş olacak ve Kanun'un 10. maddesi kapsamındaki hususlarla ilgili detaylı bilgi edinmek için farklı bir mecraya yönlendirilmiş olacaktır.

  1. Sonuç

İşverenler tarafından işyerinde güvenlik ve iş sağlığı ve güvenliğine yönelik amaçlar kapsamında kamera kaydı uygulamasına başvurulması:

  1. İşverenler tarafından işyerinde güvenlik ve iş sağlığı ve güvenliğine yönelik amaçlar kapsamında kamera kaydı uygulamasına başvurulması:
  2. veri sahiplerinin temel hak ve özgürlüklerine zarar verilmemesi,
  3. Kanun'dan doğan aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi ve
  4. veri güvenliğine yönelik yükümlülüklerin yerine getirilmesi

kaydıyla Kanun'a uygun sayılabilir.

Bu kapsamda, işverenlerin kendi meşru menfaatlerini korurken, kişilerin özel hayatlarına müdahale boyutuna ulaşabilecek, keyfi uygulamalardan kaçınması önem arz etmektedir.

Footnotes

1. Kişisel Verileri Koruma Kurumu, ‘Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular', s.90.

2. Kişisel Verileri Koruma Kurumu, ‘Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular', s.90.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.