ÖZET

Dünyada yaşanan iklim krizi sonrasında Birleşmiş Milletler tarafından sürdürülebilirlik kavramı gündeme getirilmiştir. Son yıllarda özellikle çevresel sürdürülebilirlikle rekabet hukukunun dirsek temasında bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu çalışmada, sürdürülebilirlik ve rekabet hukuku ilişkisi, dünyadaki rekabet otoritelerinin konuya yaklaşımları ve Avrupa'daki mevzuat düzenlemeleri ele alınacaktır. Yakın dönemde hangi iş birliklerine rekabet otoritelerince muafiyet tanındığına değinilerek rekabet hukukundaki sürdürebilirlik kavramına çerçeve çizilecektir.

Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, Çevresel Sürdürülebilirlik, Tüketici Faydası, Çevresel Etkinlik, İş Birliği Anlaşması, Rekabetin Kısıtlanması.

GİRİŞ

İklim kriziyle birlikte dünyanın karşı karşıya olduğu güçlükler her geçen gün daha da büyümekte, sürdürülebilir ve kapsayıcı küresel bir ekonominin inşasının gerekliliği tekrar tekrar anlaşılmaktadır. Bu kapsamda Avrupa Birliği ("AB") ve Birleşmiş Milletler ("BM") ile başta Çin, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya gibi gelişmiş ülkeler, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm ile ilgili hedeflerini açıklamaya ve bu yönde aksiyon almaya başlamıştır. Global ve ulusal çevre politikalarına koşut olarak sektörler ve şirketler de çeşitli sürdürülebilirlik adımları atmaya başlamış ve böylelikle rekabet hukuku uygulamasına temas eden bir çerçeve oluşmuştur. Bu çalışmada, rekabet hukukunda sürdürülebilirlik temalı yatay iş birliği anlaşmalarına yönelik muafiyet rejiminde ortaya çıkan adaptasyon çabalarına değinilecektir. Bu kapsamda, öncelikle iklim krizi ile birlikte ön plana çıkan çevresel hassasiyetlere ve çevre politikalarına değinilecek, ardından düzenleme ve uygulama yönlü olarak sürdürülebilirliği amaçlayanyatay iş birliği anlaşmalarına yönelik gelişmekte olan muafiyet rejimi üzerinde durulacaktır.

1. İKLİM KRİZİ İLE GÜNDEME GELEN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KAVRAMI

2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi1 kapsamında 2015 yılında tüm Birleşmiş Milletler üye devletleri tarafından dünyadaki tüm insanlar için barış ve refah için ortak bir plan sunan 17 sürdürülebilir kalkınma hedefi kamuoyuna duyurulmuştur. Su, enerji, iklim, okyanuslar, şehirleşme, ulaşım, bilim ve teknoloji gibi oldukça geniş bir yelpazede ortaya konulmuş olan sürdürülebilir kalkınma hedefleri, küresel hedeflerin tüm paydaşlar tarafından uygulanabilmesi için güçlü bir taahhüt niteliğindedir. BM, hedeflerin tanıtıldığı 2015 yılından bu yana her yıl 2030'a giden süreçte ilerleme raporları yayınlamaktadır. BM, sürdürülebilir tüketim ve üretim de dâhil olmak üzere gezegeni bozulmadan korumaya kararlı olduğunu belirterek, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarının desteklenmesi için iklim değişikliği konusunda acil önlemler alınması gerekliliğinin altını çizmiştir. Nihayetinde, 2030 hedefleri dünyada meydana gelen olumsuzluklar ve zorluklar karşı-sında değişim ve gelişim için eylem çağrısında bulunulmuştur.

AB ise sürdürülebilirliğin sağlanması yönündeki iradesini, 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ("Yeşil Mutabakat") ile ortaya koymuş ve böylece Birleşmiş Milletler'in sürdürülebilir kalkınma hedefleri ile entegrasyon sağlayarak vatandaşlarının refahını artırmayı amaçlamıştır. Avrupa Komisyonu, ortaya koyduğu hedeflerde; 2050 yılına kadar net sera gazı emisyonunu sıfırlamayı, daha sürdürülebilir bir ekonomiyi ve hedeflerin uygulanması sırasında ayrımcılığa uğrayan bir topluluk veya alan kalmayacağını taahhüt etmiştir.2 Avrupa Komisyonu, AB'nin iklim, enerji, ulaşım ve vergilendirme politikalarını 2030 yılına kadar 1990 seviyelerine kıyasla net sera gazı emisyonlarını en az %55 oranında azaltmaya uygun hale getirmek için bir dizi öneriyi de kabul etmiştir.3

Bu kapsamda öncelikli adımlardan biri olarak sera gazı emisyonlarının büyük bir kısmına neden olan taşıma sistemleri üzerine odaklanılmış ve taşıma sistemlerinde verimliliğin artırılmasına yönelik olarak Yeşil Mutabakat'ta, karayolu ile yapılan iç yük taşımacılığının %75'inin demiryoluna ve iç su yollarına kayması gerekliliği gündeme getirilmiş, havacılıkta ise "Tek Avrupa Sahası" önerisi benimsenmiştir. Karbon emisyonu açısından daha az kirletici ve sürdürülebilir alternatif ulaşım yakıtlarının üretimi ve dağıtımı, düşük emisyonlu araçlar için şarj istasyonlarının kurulması, akıllı trafik yönetim sistemlerinin oluşturulması, limana yanaşmış gemilere elektriği karadan kullanma zorunluluğu getirilmesi gibi düzenlemeler ile ulaşımda çevreci sistemlerin hayata geçirilmesi hedeflenmiştir. Böylece daha uygun maliyetli, otomatikleşmiş, çevreci ve bağlantılı multimodal ulaşım yollarının geliştirilerek şehirlerdeki tıkanıklıkların giderilmesi, seyahat sürelerinin kısaltılması ve beraberinde çevreye verilen zararın azaltılması planlanmıştır4.

Türkiye'ye bakıldığında ise, Yeşil Mutabakat'ın beraberinde getireceği değişikliklere hızlı ve kalıcı bir şekilde adapte olunması gerekliliği üzerine, Türkiye'nin sürdürülebilir bir ekonomiye geçişine katkı sağlayacak ve Türkiye – AB ilişkilerini daha ileriye taşıyacak eylem planı hazırlanmıştır. Toplamda 32 hedef ve 81 eylemi içerecek şekilde hazırlanan eylem planının belirli bir takvim dâhilinde uygulanması hedeflenmektedir.

2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE REKABET HUKUKU İLİŞKİSİ

Çevre hassasiyetlerine dönük sürdürülebilirlik adımları devam ederken, bu anlayış rekabet otoritelerince alınan kararlara da etki etmekte ve "rekabet hukukunda sürdürülebilirlik" teması günden güne önem kazanan bir tartışma halini almaktadır.

Bilindiği üzere, yatay işbirlikleri; riskin paylaşılması, maliyetlerden tasarruf edilmesi, yatırımları artırılması, bilgi birikiminin bir araya getirilerek ürün kalitesi ve çeşitliliğinin artırılması ve inovasyonun hızlandırılması için önemli projelerdir. Teşebbüsler arasındaki yatay iş birlikleri yeşil geçişe destek de dahil olmak üzere önemli sürdürülebilirlik faydaları yaratabilmektedir. OECD'ye göre; teşebbüslerin bireysel ve toplu girişimlerinin temel rolü göz önüne alındığında, rekabet politikasının çevresel hedeflere ulaşmak için ihtiyaç duyulan teknolojik atılımların gerçekleştirilmesine de katkıda bulunacak olan, sermayenin verimli bir şekilde tahsis edilmesini sağlamak için anahtar bir rolü bulunmaktadır.5 OECD'ye göre, rekabet otoritelerinin sürdürülebilirlik girişimlerine yönelik rekabet analizi yaparken cezalandırıcı olmayan hukuki araçlar aracılığıyla teşebbüslere rehberlik etmesi, özel yatırım ve girişimler üzerinde caydırıcı müdahalelerden kaçınması gerekmektedir. OECD, rekabet otoritelerinin geleneksel enstrümanlarını kullandığında çevresel etkilerin/etkinliklerin rekabet analizinedahil edilmesinde çeşitli zorluklar yaşayabilecekleri üzerinde durmakta ve bu zorlukları şu şekilde sıralamaktadır:

  • Hangi çevresel etkilerin ne şekilde dikkate alınacağı,
  • Bireyler ve/tüketiciler lehine veya aleyhine oluşan bireysel ve kollektif etki ya da faydaların nasıl analiz edileceği,
  • Çevresel faydalar ile diğer faydaların nasıl dengelenebileceği,
  • Çevresel etkilerin zaman boyutunun nasıl analiz edileceği

Bu zorluklar karşısında OECD, rekabet otoritelerin mevcut enstrümanlarını farklı bir analiz yapmaya uygun hale getirmelerini tavsiye etmektedir. Buna göre bütünüyle fiyat odaklı bir rekabet analizi yerine, sürdürülebilirlik hedefli statik ve dinamik etkileri dikkate alan bir analizin inşa edilmesi gerekliliği üzerinde durmaktadır.

Bu yaklaşım ve uyarılar doğrultusunda Avrupa Komisyonu tarafından "Yatay Grup Muafiyeti Yönetmeliği ve Yönergesi"nde sürdürülen ve 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen revizyon çalışmalarındaki en kapsamlı düzenleme, sürdürülebilirlik başlığı altında gerçekleştirilen revizyonlar olmuştur. Komisyon bu revizyonlarda temel olarak, teşebbüslerin sürdürülebilirlik6 amaçlı girişimlerinde, hangi durumlarda ne tür iş birliklerini hayata geçirebileceklerine ve muafiyet çerçevesinde nasıl bir öz değerlendirme yapabileceklerine ışık tutmayı hedeflemektedir. Buna göre revize düzenlemelerde ana hatlarıyla şu kural seti oluşturulmuştur7 :

  • Sürdürülebilirliği amaçlayan işbirlikleri; fiyatlarda "önemli" bir artış ve tüketici tercihlerinde "önemli" bir azalış meydana getirmemeli ve bu işbirlikleri; şeffaflık, açıklık, ayrımcı olmama, gönüllülük, daha yüksek standartlar benimseme konusunda serbesti ve hassas ticari bilgi değişimine yol açmama prensiplerine uygun olarak hayata geçirilmelidir.Böylelikle bu tür iş birlikleri için güvenli liman oluşturulabilecektir.
  • Daha geniş bir fayda analizi yapılmalıdır. Buna göre fayda analizi şu unsurlar üzerinden yapılabilecektir:
    • Bireysel kullanıma bağlı olan değer (Üründeki kalite artışı, çeşit artışı, erişim kolaylığı gibi)
    • Bireysel kullanıma bağlı olmayan değer (Bir bireyin, doğrudan bir kullanım değeri elde etmese de sürdürülebilirlik artışının diğer bireyler üzerinde oluşturduğu faydaya değer atfetmesi)
    • Kollektif fayda (birey üzerindeki fayda yerine daha geniş bir toplumsal grup için yaratılan faydaya atfedilen değer)

Görüldüğü üzere Komisyon, yasal dayanağı Avrupa Birliği'nin İşleyişine Dair Anlaşma'nın (ABIDA) 101/1 ve 101/3 maddeleri olan yatay iş birliklerine ilişkin kurallarında revizyona giderken sürdürülebilirlik alanında etkinlik yaratacak iş birliklerinin çevre politikalarındaki gelişmelere uygun bir şekilde değerlendirilmesi noktasında bir çerçeve oluşturmaya çalışmıştır.

Birleşik Krallık Rekabet Otoritesi("CMA") de 2022 yılı başlarında, rekabet ve tüketici yasalarının Birleşik Krallık'ın çevre ve sürdürülebilirlik politikası hedeflerine ulaşmasına nasıl yardımcı olabileceği konusunda hükumete tavsiyelerini yayınlamıştır.8 Şirketlerin rekabet kurallarını ihlâl etmeden, kaynakları veya uzmanlıkları bir araya getirerek faaliyetlerinin negatif çevresel etkilerini azaltmak için birlikte çalışmalarının halihazırda mümkün olduğunun altı çizilmiştir. Tavsiye metninde, teşebbüsler arasındaki anlaşmaların, atıkları azaltmak veya biyolojik çeşitliliği geliştirmek için birlikte çalışmayı içerebileceği belirtilmiştir. Birleşik Krallık Rekabet Yasası'na göre sürdürülebilirlik anlaşmalarına muafiyet verilebilmesi için bir anlaşma; (i) rekabeti tamamen ortadan kaldırmamalı, (ii) fayda ortaya çıkmalı ve (iii) tüketiciler bu faydadan 'adil bir pay' alabilmelidir. CMA'yagöre, bir sürdürülebilirlik anlaşmasında rekabetin kısıtlanması, zarar görenlere kıyasla daha fazla tüketiciye çevresel fayda sunuyorsa bu faydalar 'adil bir pay' olarak değerlendirilmelidir. CMA'e göre, çevresel faydaların değerlendirmesi yapılırken yasanın ilgili hükmü geniş yorumlanmaya müsait durumdadır.

Hollanda Rekabet Otoritesi("ACM") ise, 28 Ocak 2021 tarihinde ''Sürdürülebilirlik Anlaşmalarına İlişkin Taslak Kılavuz'u duyurmuştur.9 Kılavuz, temel kurallara ve ilkelere ek olarak, sürdürülebilirlik iddialarını dile getirirken teşebbüslere yardımcı olabilecek pratik örnekler içermektedir. Kılavuz'a göre sürdürülebilirlik savları dile getirilirken şu şartlar sağlanmalıdır:

  • Ürünün sunduğu sürdürülebilirlik avantajının net olması,
  • Sürdürülebilirlik savlarının gerçeklerle desteklenmesi ve güncel tutulması,
  • Diğer ürünler, hizmetler veya şirketlerle yapılan karşılaştırmaların adil olması,
  • Sürdürülebilirlikle ilgili çabaları ifade etme konusunda dürüst ve spesifik olunması,
  • Görsel tanıtımların ve etiketlerin, tüketiciler için yararlı olması

Görüldüğü üzere, ACM, sürdürülebilirlik konusunda teşebbüslerin otoriteye karşı şeffaflığına büyük önem vermektedir. Otorite bu hassasiyetini, her bir temel kuralın pratikte nasıl uygulanacağı ile ilgili örnek olaylara yer vererek desteklemiştir. ACM, sürdürülebilirliğin 2021'de temel önceliklerinden biri olduğunun altını çizerek bu alandaki hareketliliğini sürdüreceğinin sinyalini vermiştir.10

Son örnek olarak, Avusturya rekabet yasasında 09.09.2021 tarihinde sürdürülebilirlik muafiyetine ilişkin özel bir düzenleme getirilmiş ve bu düzenleme sürdürülebilirlik temalı olarak dünyada rekabet yasalarına dahil edilen, bağlayıcı ilk muafiyet hükmü olarak kayda geçmiştir.11 Avusturya'da mevcut yasaya göre yatay işbirlikleri, "Malların üretimini veya dağıtımını iyileştirmeye veya teknik veya ekonomik ilerlemeyi teşvik etmeye katkıda bulunurken tüketicilere sonuçta ortaya çıkan faydadan adil bir pay sağlarsa", anlaşma yasağından muaf tutulmaktadır. Yapılan değişiklikle birlikte "Anlaşmanın ekolojik olarak sürdürülebilir ve iklim nötr bir ekonomiye önemli ölçüde katkıda bulunması halinde, malların iyileştirilmiş üretiminden, dağıtımından veya teknik ve ekonomik ilerlemenin teşvik edilmesinden kaynaklanan faydadan tüketicilere adil bir pay verilir.'' hükmü yasaya eklenmiştir. Avusturya'daki bu yaklaşım CMA'nın hükumete sunduğu politika önerilerinde belirttiği ''bir sürdürülebilirlik anlaşmasında rekabetin kısıtlanması, zarar görenlere kıyasla daha fazla tüketiciye çevresel fayda sunuyorsa bu faydalar 'adil bir pay' olarak değerlendirilmelidir.'' anlayışıyla da örtüşmektedir. Avusturya Kartel Yasası'nda 2021 yılında yapılan bu değişikliklerin uygulamaya etkileri şu şekilde değerlendirilebilir:

  • "Çevresel fayda"ların, belirli bir ürün/ hizmetin sunulduğu veya daha iyi, daha yenilikçi, daha ucuz veya daha sürdürülebilir ürünlere yol açtığı ilgili pazardaki tüketicilere yönelik olmasına gerek görülmemekte ve söz konusu faydaların uygulandığı pazarla tamamen ilgisiz olabileceği kabul edilmektedir. Bunun yerine daha geniş toplum kesimi için oluşturulan çevresel faydalar muafiyet için yeterli olabilecektir.
  • Çevresel faydaların hemen veya kısa vadede gerçekleşmesi şart görülmemekte, iş birliğinin yarattığı avantajlardan "gelecek neslin" faydalanması yeterli görülmektedir. Yasama, iklim koruma önlemlerini (yenilenebilir enerjiler ve emisyon azaltımları, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı, döngüsel ekonomiye geçişe katkıda bulunan önlemler veya ekosistemleri ve biyoçeşitliliği kurtarmaya veya restore etmeye yönelik önlemler gibi)"ekolojik olarak sürdürülebilir ve iklim nötr bir ekonomiye" katkıda bulunan avantajlar olarak göstermiştir.
  • Fiyat sabitleme anlaşmaları veya müşteri/ bölge paylaşımı gibi kartel yasağının getirdiği ağır kısıtlamalar, sürdürülebilirlik gerekçesiyle muaf tutulamayacaktır.12

To view the full article click here

Footnotes

1. United Nations, Transforming our world: the 2030 Agenda for Sustainable Development, Erişim Tarihi: 17.06.2022 https:// sdgs.un.org/2030agenda

2. European Commission, A European Green Deal: Striving to be the first climate-neutral continent, Erişim Tarihi: 17.06.2022 https://ec.europa.eu/info/strategy/priorities-2019-2024/european-green-deal_en

3. European Commission, Delivering the European Green Deal, Erişim Tarihi: 17.06.2022 https://ec.europa.eu/info/strategy/priorities-2019-2024/european-green-deal/delivering-european-green-deal_en

4. Nazalı Gündem, Çevre Hukuku Bülteni, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye'nin Uyum Süreci

5. OECD (2021), Environmental considerations in competition enforcement, OECD Competition Committee Discussion Paper, https://www.oecd.org/daf/competition/environmental-considerations-in-competition-enforcement.htm

6. Revizyon çalışmasında "sürdürülebilirlik" kavramı çevre girişimlerinin yanı sıra işgücü ve insan hakları açısından gerçekleştirilen girişimleri de kapsayacak şekilde kullanılmaktadır. Ancak bu çalışmada yalnızca çevresel sürdürülebilirlik üzerine odaklanılmıştır.

7. Avrupa Komisyonu, Revision Of The Horizontal Block Exemption Regulations And Horizontal Guidelines – Overview Of Main Proposed Changes, 01.03.2022

8. Competition&Markets Authority, 14.03.2022

9. ACM, Guidelines On Sustainability Claims, Erişim Tarihi: 14.06.2022 https://www.acm.nl/sites/default/files/documents/guidelines-suistainability-claims.pdf

10. ACM, Rules of thumb for sustainability claims have been finalized, serving as basis for ACM's enforcement, Erişim Tarihi: 14.06.2022 https://www.acm.nl/en/publications/rules-thumb-sustainability-claims-have-been-finalized-serving-basis-acms-enforcement

11. Viktoria H.S.E. Robertson, The New Sustainability Exemption in Austrian Competition Law, Journal of European Competition Law & Practice, Erişim Tarihi:17.06.2022 http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.3957551

12 Florian Reiter-Werzin, Maria Dreher, Amendment of Austrian Competition Law Strengthens Role of Sustainability,Erişim Tarihi: 17.06.2022, https://sustainability.freshfields.com/post/102h6wl/amendment-of-austrian-competition-law-strengthens-role-of-sustainability

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.