1. İbra Kavramı

İbraname kavramını açıklamak için öncelikle "ibra" kelimesinin hukuki tanımına bakmak gerekmektedir. Oğuzman/Öz'e göre ibra, "borçluyu borcu ifa etmeden borçtan kurtarmak hususunda alacaklı ile borçlunun anlaşmasıdır".1 Berki' ye göre ibra; "alacaklının ivazlı veya ivazsız olarak alacağının tamamından veya bir kısmından borçlu lehine feragat etmesi, daha doğrusu borcun ifa edilmiş gibi kabul edilmesidir"2 şeklinde tanımlanmaktadır. Buna göre ibra, alacaklı tarafından alacağın borçlu yönünden ise borcun sona erdiğini göstermektedir.

İbra, İsviçre Borçlar Kanunu'nun 115. maddesinde düzenlendiği halde Türk Borçlar Kanunu'nda bu yönde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bununla birlikte Yargıtay kararlarında ibra; "bir borcun tam ya da kısmen ifa edilmeden sona ermesini sağlayan özel sukut nedeni olarak kabul edilmelidir. Bu noktada ibranın ödeme yönünde bir anlaşma olmadığı, borcun sona erme şekillerinden biri olduğu belirtilmelidir" şeklinde açıklanmaktaydı.3 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ("TBK") ile yapılan düzenleme ile ibra, borçların ve borç ilişkisinin sona erme sebepleri arasında 132. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hüküm şu şekildedir: "Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir."

İbra ile şekle tabi olmaksızın alacak ve borç tamamen veya kısmen sona ermektedir. Kanunen her ne kadar ibranamenin yazılı olarak düzenlenmesi zorunlu değilse de Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yazılı ispat hükümleri gereğince bedel karşılığı yapılan ibra anlaşmalarının yazılı olarak yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde yazılı ispat miktarını aşan ibra anlaşmalarının tanıkla ispat edilme imkanı bulunmamaktadır. İbra bir sözleşme olduğu için TBK hata, hile, ikrah ve gabin gibi iradeyi sakatlayan durumların söz konusu olması halinde ibra sözleşmesinin iptalini talep etmek mümkün olabilecektir.4

2. İbranın Çeşitleri

İvazlı ibra; bir eda veya bedel karşılığında yapılan ibradır. Burada anlaşılması gereken borcun tamamen ödenmesi veya tamamına karşılık gelen bir edimde bulunulması değil, alacağın bir kısmının ödenerek borçlunun ibra edilmesidir. Örnek vermek gerekirse 10.000,00.-TL'lik bir alacak yönünden tarafların 7.000,00.-TL ödenmesi hususunda anlaşılması halinde bu durumda ivazlı ibra söz konusudur.

İvazsız ibra; karşılık bir edim olmaksızın kayıtsız şartsız yapılan alacaklı herhangi bir karşılık olmaksızın alacağından vazgeçmektedir.

Kısmi ibra; ivazlı veya ivazsız olarak ibra edilmesine karşın borcun bir kısmı yönünden yapılmaktadır.

Tam ibra; ivazlı veya ivazsız olarak tüm borcun sona ermesidir.

3. Hukuki Niteliği

Yukarıda da bahsedildiği üzere ibra, borcu sona erdiren iki taraflı bir hukuki işlem olarak kabul edilmektedir. İbra, alacaklının aktifinde yer alan bir hakka doğrudan etki yaptığı ve bu hakkı sona erdirdiği için, bir tasarruf işlemidir. Bu sebeple, ibra için alacaklının fiil ehliyetine sahip olması yetmez, tasarruf yetkisi de aranır.5

İbranın benzer hukuki kurumlarla arasındaki farklara değinmek isteriz:

  • Feragat ile ibra arasındaki farkı kısaca açıklamak gerekirse; feragat borcu sona erdirmemekte yalnızca hakkın talep ve dava edilebilirliğini sona erdirmekte olup defi olarak ileri sürülür. İbrada ise borç sona ermekte ve itiraz olarak ileri sürülmektedir.
  • Sulh sözleşmesi ile ibra arasındaki fark ise; sulh sözleşmesi borç ilişkisine konu olabileceği gibi borç ilişkisine de konu olabilir. Ancak ibra borç ilişkisinin konusunu oluşturur.
  • Menfi borç ikrarı ile ibra arasındaki fark; menfi borç ikrarında taraflar arasında çekişmeli ya da kuşkulu bir veya birden fazla alacağın sona erdirilmesi söz konusudur.6 İbrada taraflar arasında alacak – borç miktarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
  • Alacak hakkını kullanmama taahhüdü ile ibra arasındaki fark, alacak hakkını kullanmama taahhüdü, alacaklı ile borçlunun arasında alacaklının borçludan alacağını talep etmeyeceğine ilişkin bir anlaşmadır. Ancak bu halde alacaklı ifa talebinden vazgeçmekle birlikte alacak hakkını muhafaza etmek istediği durumlarda karşılaşılır.7 Ancak ibrada ise, borç sona ermektedir.

4. İbranın Sonuçları

İbra, tam ibrada borcun tamamını, kısmi ibrada ise ibra edilen kısım yönünden borcu sona erdirir. TBK md. 131 uyarınca asıl borcun ifa edilmesi halinde, fer'i alacak niteliğinde olan rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona erer. Müteselsil borçlular yönünden ise alacaklı, tercih ettiği borçludan tercih ettiği tutarda borcun ifa edilmesini talep edebilir. Ancak alacaklı açısından borcun bir borçlu tarafından ifa edilmesi halinde TBK md. 166 uyarınca müteselsil borçluların tamamı borçtan kurtulmuş sayılır. 

Footnotes

1. OĞUZMAN, M. Kemal/ÖZ, Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt 1, 11. Baskı, İstanbul 2013, s. 554.

2. BERKİ, Şakir, Borçların Sükutu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:12, Sayı: 1-2, 1955, s. 237.

3. Yargıtay 9. HD'nin 15.07.2010 T. ,2008/21686 E., 2010/24117 K. sayılı kararı.

4. İZMİRLİOĞLU, Ayşe, 6098 Sayılı Kanuna Göre İbraname, Yaşar Üniversitesi Dergisi Cilt:8 Sayı: Özel, 2013 s.1461.

5. OĞUZMAN/ÖZ, s.557.

6. İZMİRLİOĞLU, s.1466.

7. OĞUZMAN/ÖZ, s.557.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.