ÖZET

İşçi ve işveren arasındaki ilişkinin belirlenmesinde ücret konusu önemli bir yer kapsamaktadır. Özellikle toplu iş sözleşmelerinde en tartışmalı konu ücret olmakta ve sonradan yaşanan ihtilafların ana nedeni de yine ücret konusundan kaynaklanmaktadır. Ücret, toplu iş sözleşmelerinde brüt veya net olarak belirlenebilir. Bu belirleme, işçi ve işveren açısından beraberinde birtakım avantaj ve dezavantajları getirmektedir. Bir işyerinde Gelir Vergisi Kanunu'na göre engelli indiriminden faydalanan işçilerin bulunması ve bu işçilerin net ücret üzerinden maaşlarının belirlenmesi halinde, engelli indiriminin maaşlara ne şekilde yansıtılması gerektiği konusu önemli hale gelir.

Anahtar Kelimeler: Toplu İş Sözleşmesi, Brüt Ücret, Net Ücret, Engellilik İndirimi.

GİRİŞ

Toplu iş sözleşmesi, işyeri veya işletme düzeyinde, işkolu esasına göre işyeri veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini haiz işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan iş sözleşmesidir. Toplu iş sözleşmesi, işyeri uygulamasında ve işçi-işveren ilişkilerinde, emredici yasa hükümlerinden sonraki kaynaktır. Çalışma koşulları ve ücreti belirleyen "normatif" hükümlerle, işçi sendikası ve işveren sendikası ya da sendika üyesi olmayan işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen "düzenleyici" hükümleri bulunur.

Toplu iş sözleşmesi yapılırken işçi maaşları net veya brüt ücret üzerinden belirlenebilir. Sözleşmelerde ücretin özellikle "net" olarak belirlenmesi durumunda, vergi dilimi vs. sebebiyle ücrette meydana gelecek azalmaların işveren tarafından karşılanacağı anlamına gelir. Ücretin net olarak belirlendiği durumlarda engelli indirimi gibi vergi avantajlarının maaşlara nasıl yansıtılacağı konusu önem kazanmaktadır.

I. TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE BRÜT MAAŞ – NET MAAŞ

Normal şartlarda işveren, işçiye bir "ücret" verir. Bu ücretten yapılacak yasal kesintilerden sonra (varsa ilavelerle) işçinin eline geçecek para ise ücretin netidir. Bir başka deyişle brüt maaş, çalışanın bordrosunda görünen, kesintiler ve vergilerin de dâhil olduğu işveren tarafından maaş olarak ödenen toplam tutardır. Net maaş ise, çalışanın brüt maaşı üzerinden yapılacak olan tüm kesintilerin (SGK primi, damga vergisi, gelir vergisi vb.) yapılması sonucu elde edilen, diğer bir deyişle çalışanın eline geçen tutardır.

Net maaş ve brüt maaş arasındaki temel fark, bordroda görünen maaş ile işçinin eline geçen maaş olması dışında aslında göründüğünden daha büyüktür. Bazı çalışanların maaşlarının yılsonuna yaklaşıldıkça düşmesinin sebebi, aslında maaş ödemesinin brüt maaş üzerinden yapılıyor olmasıdır. Ülkemiz vergi sistemindeki bazı vergi oranları sabit değil, değişkendir. Örneğin, oranı değişen vergilerden biri olan gelir vergisi, maaş bordrolarının kalemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Maaş ödemesi brüt maaş üzerinden yapılan çalışanların yıl içerisinde toplam kazancı arttıkça ödeyecekleri gelir vergisi oranı da yükselmeye başlar. Bu sebeple toplam kazancı artarken yılsonuna yaklaştıkça eline geçen maaş, her geçen ay biraz daha azalır. Çalışanların yıl içerisinde maaşlarında bir eksilme yaşamamaları için yapmaları gereken şey, işe girerken maaşlarını net maaş sistemi ile almaları yönünde anlaşma yapmalarıdır. Bu da çoğu zaman işveren tarafından kabul görmemektedir. Zira işverenin yıllık toplam kazancı ve buna bağlı olarak gelir vergisi oranı artan bir çalışana, net maaşında bir değişiklik olmadan yılın her ayı için aynı tutarda ödeme yapması, yılsonuna doğru yaklaşıldıkça brüt maaşını daha fazla ödemesi gerektiği anlamına gelmektedir.

Örnek olarak, 4691 sayılı Kanun ve 5746 sayılı Kanun'a göre Ar-Ge faaliyetlerinde çalışan personelin (tekno-kentte çalışanlara istisna) ücretlerinden gelir vergisi kesilmeyecektir. Ayrıca belli şartlara göre irtibat bürolarında çalışanlarda da durum aynıdır (Gelir Vergisi Kanunu'nun 23/14 numaralı bendinde, "Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler gelir vergisinden istisnadır." hükmü yer almaktadır.) Buralarda çalışanlar gelir vergisi ödemeyeceğinden görülmeyen bazı zararlara uğrayabilir. Eğer işveren eski çalışanları ile gelir vergisinden istisna işyerlerinde çalıştırmak için yeni sözleşme yaparsa bazı hak kayıpları oluşur.

Toplu iş sözleşmelerinde brüt ücret – net ücret konusu sürekli ihtilaflara konu olmuştur. Toplu iş sözleşmelerinde ücret belirlenirken bunun net mi yoksa brüt mü olduğunun açıkça belirtilmesi gerekir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 14.03.2011 tarih ve E.2009/7132, K.2011/6766 sayılı kararında benzer bir durum hükme bağlanmıştır; "...Yargılama sırasında ücret açısından yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Yerel mahkemece yapılan ücret araştırmasına Kayseri Ticaret Odası'ndan verilen cevapta bildirilen ücretin net mi brüt mü olduğu anlaşılamamaktadır. Bu hususun ilgili merciden sorularak gelecek cevaba göre gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."

II. GELİR VERGİSİNDE ENGELLİLİK İNDİRİMİ

Gelir Vergisi Kanunu'nun 31. maddesine göre, çalışma gücünün asgari %80'ini kaybetmiş bulunanlar birinci derece engelli, asgari %60'ını kaybetmiş bulunanlar ikinci derece engelli, asgari %40'ını kaybetmiş bulunanlar ise üçüncü derece engelli sayılmaktadır. Buna göre, engellilik indirimi, çalışma gücü kaybı olanların ücret ve/veya kazançlarına, girecekleri derecelere göre belirlenen miktarda indirimin uygulanmasıdır. Yetkili hastanelerce düzenlenen ve Merkez Sağlık Kurulu'nca değerlendirilerek çalışma gücünün asgari %40'ını kaybetmiş olduğu karara bağlanan engelli sağlık kurulu raporları, vergi indirimi uygulamasında dikkate alınmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu'na göre engellilik indirimi uygulamasından,

  • Engelli ücretli,
  • Bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan ücretli,
  • Engelli serbest meslek erbabı,
  • Bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan serbest meslek erbabı,
  • Basit usulde vergilendirilen engelliler,

yararlanabilir.

Gelir Vergisi Kanunu'nun 31. maddesinde yer alan engelli indirimi tutarları, 2018 takvim yılında uygulanmak üzere; birinci derece engelliler için 1000-TL, ikinci derece engelliler için 530 TL ve üçüncü derece engelliler için 240-TL olarak belirlenmiştir.

Engellilik indiriminden yararlanmak isteyen engelliler istenilen belgelerle birlikte vergi dairesi başkanlığı olan illerde ilgili grup müdürlüğüne, vergi dairesi başkanlığı olmayan illerde ise defterdarlıklara (gelir müdürlüğüne), bağımsız vergi dairesi bulunan ilçelerde vergi dairesi müdürlüğüne, vergi dairesi bulunmayan ilçelerde ise mal müdürlüklerine bir dilekçe ile başvuracaklardır.

Engellilerin çalışma gücü kayıp oranları, Merkez Sağlık Kurulu'nca, Gelir Vergisi Kanunu'na ve bu Kanun gereğince hazırlanan Yönetmelik'e göre belirlenmektedir. Engelli vatandaşların hastanelerden aldıkları ve ilgili müdürlükler vasıtasıyla Gelir İdaresi Başkanlığı'na gönderilen raporları Merkez Sağlık Kurulu'nca "Engellilik Ölçütü, Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" ve eki cetvellere göre incelenir.

Engellilik indiriminden yararlanan bir ücretlinin indirim nedeniyle gelir vergisi matrahının kalmaması durumunda gelir vergisi tevkifatı yapılamayacağı için asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanması mümkün değildir. Asgari geçim indirimi uygulamasında esas olan, ücretlinin vergi matrahının doğması ve bu matrah üzerinden de gerçek usulde gelir vergisi tevkifatının yapılmış olmasıdır. Ancak, engellilik derecesine göre engellilik indirimi uygulaması sonrasında ücretlinin gelir vergisi matrahının kalması veya hizmet erbabına aylık maaş ödemesi dışında vergiye tabi olan ücret ve ücret sayılan ödemelerin yapılması durumunda, yapılan gelir vergisi tevkifatını aşmamak üzere, ücretlinin asgari geçim indiriminden yararlanması mümkün bulunmaktadır.

III. NET ÜCRET ALAN ÇALIŞANLARDA ENGELLİ İNDİRİMİNİN UYGULANMASI

Üst başlıkta belirtildiği üzere, Gelir Vergisi Kanunu'nun 31. maddesinde, çalışma gücü kayıp oranı asgari %40 ve üzerinde olanların ücret ve/veya kazançlarına engelli derecelerine göre kanunen belirlenen miktarda engellilik indiriminin uygulanacağı açıklanmaktadır.

Aynı Kanun'un 61. maddesinde, ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış olup 63. maddesinde, ücretin gerçek safi değerinin işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından söz konusu maddedeki bentlerde belirtilen indirimler yapıldıktan sonra kalan miktar olduğu belirtilmiştir.

Anılan Kanun'un 94.maddesinde, yapmış oldukları ödemelerden vergi tevkifatı yapacaklar sayılmış olup, aynı maddenin birinci bendinde ise, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden, 103 ve 104. maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, aynı Kanun'un 32. maddesinde,

"Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır.

Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10'u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5, (6645 Sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle eklenen ibare Yürürlük;01.05.2015)üçüncü çocuk için %10, diğer çocuklar için % 5'idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz....

Ücretlerin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra, varsa teşvik amaçlı diğer indirim ve istisnalar dikkate alınır ..." hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 265 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin "Asgari Geçim İndirimi Tutarının Hesaplanması" başlıklı 5. bölümünde; "Net ücret üzerinden anlaşmak suretiyle çalışanlar da asgari geçim indiriminden yararlanacak olup, hesaplanan vergiden mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarları net ücretleri ile birlikte ücretliye ödenecektir." denilmiş ve net ücret üzerinden anlaşmak suretiyle çalışanların asgari geçim indiriminden faydalanması durumu örnekle açıklanmıştır.

Öte yandan, Vergi Usul Kanunu'nun 8. maddesinde, "Vergi kanunları ile kabul edilen haller müstesna olmak üzere; mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna mütealik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamaz." hükmü yer almaktadır. Vergi esas itibariyle ücretliden aranmakta ve özel anlaşmalar vergi idaresini bağlamamaktadır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde ise bu vergi, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanmaktadır. Dolayısıyla, çalışanlara ücretlerinin net olarak ödenmesinin kararlaştırılması durumunda, net ödenen ücretlerin brüte dönüştürülmesi ve tevkif edilecek vergilerin bu tutar üzerinden genel esaslara göre hesaplanması gerekir. Asgari geçim indirimi uygulaması sonucu sağlanan vergi avantajı çalışana ait olup kurumca yüklenilen vergi miktarında bir değişikliğe neden olmadığı için ücretlinin net maaşına yansıtılması gerekmektedir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, engelli olarak çalışan işçiler için düzenlenen maaş bordrolarında engelli indirimine ilişkin tutarın, öncelikle gelir vergisi matrahı toplamından mahsup edilmesi, engelli indiriminin mahsubundan sonra kalan gelir vergisi matrahı üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından da aylık asgari geçim indirimi tutarının mahsup edilmesi gerekmektedir. Ancak, mahsup edilecek tutar, asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarı ile ücretlinin maaşı üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarlarını aşamayacaktır.

Buna göre, toplu iş sözleşmeleri kapsamında çalışanlara net ücret üzerinden ödeme yapılması durumunda, engelli çalışanların ücretlerinde engellilik indiriminden oluşan vergi avantajı, engelli çalışanlara yansıtılacaktır. Dolayısıyla engellilik indirimi nedeniyle sağlanan vergisel avantaj çalışanın eline geçen net ücret tutarını artıracaktır.

SONUÇ

Toplu iş sözleşmelerinde ücretin net veya brüt olarak belirlenmesi, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri derinden etkileyen bir konudur. Zira sözleşmelerde ücretin özellikle net olarak belirlenmesi durumunda, vergi dilimi vs. sebebiyle ücrette meydana gelecek azalmaların işveren tarafından karşılanacağı anlamına gelir. Maaş ödemesi brüt maaş üzerinden yapılan çalışanların yıl içerisinde toplam kazancı arttıkça tabi olunacak gelir vergisi oranı da yükselmeye başlar. Bu sebeple toplam kazancı artarken yılsonuna yaklaştıkça eline geçen maaş, her geçen ay biraz daha azalır.

Toplu iş sözleşmeleri kapsamında çalışanlara net ücret üzerinden ödeme yapılması durumunda, engelli çalışanların ücretlerinde engellilik indiriminden oluşan vergi avantajı, engelli çalışanlara yansıtılacaktır. Dolayısıyla engellilik indirimi nedeniyle sağlanan vergisel avantaj çalışanın eline geçen net ücret tutarını artıracaktır. Engelli olarak çalışan işçiler için düzenlenen maaş bordrolarında engelli indirimine ilişkin tutarın, öncelikle gelir vergisi matrahı toplamından mahsup edilmesi, engelli indiriminin mahsubundan sonra kalan gelir vergisi matrahı üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından da aylık asgari geçim indirimi tutarının mahsup edilmesi gerekmektedir. Ancak, mahsup edilecek tutar, asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarı ile ücretlinin maaşı üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarlarını aşamayacaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.