1. Giriş

Mahkemelerdeki dava sayısının bir hayli artması ve dava süreçlerinin uzaması nedeniyle, mahkemenin iş yükünü azaltacak ve uyuşmazlıkların daha hızlı çözülmesini sağlamak amacıyla hazırlanan 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 22.06.2012 tarihli ve 6325 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 25.10.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yazıda, arabuluculuğa ilişkin genel bir bilgi verildikten sonra, zorunlu arabuluculuk halleri ve süreci açıklanacaktır.

2. Genel Olarak Arabuluculuk

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) madde 2/b'de arabuluculuk şöyle tanımlanmaktadır: Arabuluculuk: "Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini" ifade eder. Arabuluculuğun Türk Hukuku'ndaki bir diğer tanımı ise şöyle yapılmıştır: "Arabuluculuk, uyuşmazlık içine düşmüş olan tarafları, konuşmak ve müzakerelerde bulunmak amacıyla bir araya getiren, birbirlerini anlamalarını ve bu suretle kendi çözümlerini kendilerinin üretmelerini sağlamak için aralarındaki iletişimi kolaylaştıran, tümüyle bağımsız, tarafsız ve objektif bir konumda bulunan üçüncü kişinin katkısı yahut katılımıyla yürütülen gönüllü bir usuldür." Bu tanımlardan yola çıkarak arabuluculuğu, şu şekilde tanımlamak mümkündür: Arabuluculuk, yargılamaya konu oluşturabilecek nitelikteki uyuşmazlıkların çözümünde, tarafların seçeceği veya arabuluculuk bürosunun belirleyeceği, tarafsız ve objektif 3. kişilerin gözetiminde yürütülen, uyuşmazlığın taraflarının birbirlerini anlamasını ve ortak ve her iki tarafında çıkarlarını gözeten bir çözüm oluşturmasını sağlayan bir yöntemdir.

Ceza Hukuku kapsamına giren uyuşmazlıklarda, arabuluculuk yoluna başvurulamaz; her savcılık bünyesinde bulunan uzlaştırma bürolarınca işletilen uzlaştırma yoluna başvurulur.

Arabuluculuk, ihtiyari arabuluculuk ve zorunlu arabuluculuk olarak ikiye ayrılmaktadır:

  1. İhtiyari arabuluculuk: Tarafların arabulucuya gitme zorunluluğu bulunmadığı halde, uyuşmazlığın çözümü için dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurulmasıdır. Mahkeme de tarafları, arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir.
  2. Zorunlu Arabuluculuk: Bazı uyuşmazlıklar için dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması, dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6235 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu madde 3/f.1'de kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenlemiştir.

Tarafların anlaşması, taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi; taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi; tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi ve uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi, arabuluculuğu sona erdiren haller olarak HUAK madde 17'de düzenlenmiştir.

3. Zorunlu Arabuluculuk

Zorunlu arabuluculuk, arabuluculuğa başvurmanın kanunlarda dava şartı olarak düzenlenmesi halinde söz konusu olmaktadır. Türk Hukuku'nda, şu an için yalnızca 6235 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile, iş hukukundan kaynaklanan bazı uyuşmazlıklar için arabuluculuğa başvuru zorunlu olarak düzenlenmiştir.

İş hukukunda işçi ve işveren arasındaki kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle ilgili uyuşmazlıkların çözümünde, taraflar öncelikle, arabuluculuğa başvurmak zorundadır. Ancak iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında arabuluculuğa başvuru zorunlu değildir.  Bu uyuşmazlıklar için doğrudan iş mahkemelerinde dava açılabilir. İş hukukunda dava şartı olarak kabul edilen arabuluculuğun uygulama alanları şu şekildedir:

  • İşe iadeden doğan uyuşmazlıklar
  • Kıdem tazminatından doğan uyuşmazlıklar
  • İhbar tazminatından doğan uyuşmazlıklar
  • Kötü niyet tazminatından doğan uyuşmazlıklar
  • Sendikal tazminattan doğan uyuşmazlıklar
  • Eşit davranmama tazminatından doğan uyuşmazlıklar
  • Ücret alacağından doğan uyuşmazlıklar
  • Fazla çalışma ücretinden doğan uyuşmazlıklar
  • Yıllık izin, genel tatil, milli ve dini bayram tatil ücretlerinden doğan uyuşmazlıklar
  • Prim ve ikramiye ücretinden doğan uyuşmazlıklar

Arabulucuya başvurmaksızın iş mahkemesinde açılan davalar, mahkeme tarafından herhangi bir inceleme yapılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecektir. Arabuluculuğa başvurulmuş olmasına rağmen tarafların anlaşamaması halinde, anlaşmaya varılamadığına ilişkin bir tutanak düzenlenir. Dava açılması halinde davacı, bu tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde, mahkemece davacıya, son tutanağı mahkemeye sunması için bir haftalık kesin süre verilir. Bu süre içinde de son tutanak mahkemeye sunulmazsa dava usulden reddedilir.

4. Arabuluculuğa Başvuru

Taraflar, arabulucuya bizzat kendileri başvurabileceği gibi bir vekil aracılığıyla da başvurabilirler. Başvuru karşı tarafın yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne yapılır.

Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden araştırmaz. Arabuluculuk bürosuna başvuru, yetkisiz arabuluculuk bürosuna yapılmışsa diğer taraf, en geç ilk toplantıda yetki itirazında bulunabilir. Bu durumda arabulucu, yetkili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere dosyayı büroya teslim eder. Mahkeme, dosya üzerinden yapacağı inceleme sonucu yetkili büroyu kesin olarak belirler ve dosyayı büroya iade eder. Yetki itirazı reddedilirse, aynı arabulucu tekrar görevlendirilir. Yetki itirazının kabul edilmesi halinde ise kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 hafta içerisinde yetkili büroya başvurulur. Bu takdirde yetkisiz büroya başvuru tarihi, yetkili büroya başvuru tarihi kabul edilir.

Arabuluculuğa başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar zamanaşımı süresi durur ve hak düşürücü süre işlemez. Uyuşmazlığın arabuluculuk faaliyetiyle çözülemediğine dair son tutanağın düzenlenmesi ile süreler tekrar işlemeye başlar.

5. Arabuluculuk Süreci

Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet etmelidir. Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak şartıyla arabuluculuk usulünü belirleyebilirler. Taraflarca belirlenmemiş olması halinde arabulucu, uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözülmesi için gerekli usul ve esasları göz önünde bulundurarak arabuluculuk faaliyetini yürütür.

Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirdiği tarihten itibaren 3 hafta içinde sonuçlandırır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla 1 hafta daha uzatılabilir.

Taraflar, arabuluculuk müzakerelerine bizzat katılabilecekleri gibi kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir. Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayacağı düşünülen uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir.

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı halinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın kurulabilmesi için işverenler müzakerelere birlikte katılmalı ve iradelerinin birbirlerine uygun olması gerekir.

6. Tarafların Hak ve Yükümlülükleri

Arabulucuya başvuran taraf, kendisine ve biliyorsa karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verir.

Her iki taraf da ilk toplantıya katılmalıdır. Tarafların birlikte ilk toplantıya katılmaması halinde arabuluculuk faaliyeti sona erecektir. Bu durumda açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde kalacaktır.

Taraflardan biri geçerli mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaz ise arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, davada tamamen haklı çıksa dahi yargılama giderlerinin tamamından sorumlu olacaktır.

7. Arabuluculuk Ücreti

Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonucu anlaşmaları halinde, arabuluculuk ücreti, aksi taraflarca kararlaştırılmamışsa eşit şekilde karşılanır.

İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları halinde, arabulucuya ödenecek ücret, işçiye işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı göz önünde bulundurularak arabuluculuk asgari ücret tarifesinin ikinci kısmına göre belirlenir.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, tarafların görüşmeye katılmaması veya iki saatten daha az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamaması hallerinde, arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.

8. Arabuluculuğun Sona Ermesi

Tarafların anlaşmaya varması, taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi, taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi, tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi hallerinde arabuluculuk faaliyeti sona erer. Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin sona ermesiyle birlikte son tutanağı düzenler ve durumu derhal arabuluculuk bürosuna bildirir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.