1. Tanımı ve Kapsamı:

İştirak nafakası, çocuğun velayet ayrıcalığı üzerinde olmayan ebeveynin, çocuğun yiyecek, barınma, giyecek, sağlık, eğitim, dinlenme, ulaşım, harçlık gibi giderlerine gücü oranında katılması sonucu, velayetin kullanılması hakkı üzerinde olana (prensipte) aylık olarak yaptığı ödemedir.

2. Tedbir - İştirak Nafakası Farkı:

Türk Medeni Kanunu'nun 182/II. maddesine göre; velayet ayrıcalığı kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Eşler arasında görülen boşanma davası devam ederken, velayetin kullanılması hakkı üzerinde olan tarafa çocuğun ihtiyaçları için verilen nafaka tedbir nafakası olacaktır. Boşanmanın kesinleşmesi ile bu nafaka iştirak nafakasına dönüşecektir.

3. Nafakanın Belirlenmesinde Hâkimin Takdir Yetkisi:

Hâkim, iştirak nafakasını belirlerken çocuğun üstün menfaatini gözetmekle mükelleftir. Bu sebeple, açıkça vazgeçilmedikçe, hâkim talep edilmemiş olsa dahi, iştirak nafakasına hükmedebilmelidir. Çocukların korunması kamu düzenine ilişkin bir konudur. Yeri geldiğinde hâkim, çocuğu anne ve babasından bile korumalıdır. Bu sebeple, talep edilen iştirak nafakasının takdiri de hâkime aittir. Hâkim, takdirini kullanırken tarafların talepleri ile sınırlı değildir. Şayet, anne-babanın gelir durumu ve çocuğun ihtiyaçları doğru şekilde tespit edilmiş ise, hâkim talebi aşarak da karar verebilmelidir. Çünkü iştirak nafakası, aslen, çocuk için tesis edilen bir haktır. Ne var ki, Yargıtay tarafından benimsenen görüş ile doktrinde yer alan bizim de yukarıda yer verdiğimiz görüş birbiri ile çelişmektedir. Yargıtay, iştirak nafakasının belirlenmesinde hâkimin isteği aşması halini bozma sebebi saymış olup, iştirak nafakasına ilişkin davaları kamu düzeninden saymayarak, bir özel hukuk davası olarak değerlendirmeye devam etmektedir. Bu sebeple, iştirak nafakası talep edenlerin, bu hususu göz önünde tutarak talepte bulunmaları, daha sonra çocuk bakımından hak kaybı yaşanmasının önüne geçilmesini sağlayacaktır.

4. İştirak Nafakasına İlişkin Davalar:

Aşağıda yer vereceğimiz tüm dava tiplerinde, iştirak nafakasının bedeli; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, eğitim durumu ve nafaka alacaklısı ile nafaka borçlusunun ekonomik durumları göz önünde tutularak belirlenecektir. Nafaka borçlusu ve alacaklısının mali durumları, çocuğun bakımına katılma oranlarına etki edecektir.

4.1. Nafakanın Boşanma Davası İle Talep Edilmesi:

Eşlerden velayet hakkına sahip olan, derdest boşanma davası ile, müşterek çocuğun giderlerine diğer eşin katılmasını talep edebilir. Boşanma davası sırasında, velayet hakkına sahip olmayan tarafın çocuğun giderlerine katılması için tedbir nafakası belirlenecektir. Boşanma davasının kesinleşmesi ile çocuk için takdir edilen nafaka ise iştirak nafakası olacaktır. 3 numaralı başlık altında  anlatıldığı üzere, iştirak nafakası her ne kadar kamu hukukunu ilgilendiren bir husus olarak değerlendirilse de, Yargıtay tarafından talebin aşılarak hüküm kurulması kabul görmemektedir. Bu sebeple, iştirak nafakası talep edilirken, talep miktarı çocuğun hakları gözetilerek belirlenmelidir. Diğer taraftan, boşanma davasına özel olarak, velayet ilişkisi belirlenirken, taraflar nafakaya ilişkin bir talepte bulunmamış ise de hâkim, çocuğun yararı için kendiliğinden bir iştirak nafakası takdir edebilir.

4.2. Nafakanın Boşanma Davasından Sonra Ayrıca Talep Edilmesi:

Şayet, boşanma sırasında velayet hakkına sahip taraf iştirak nafakası talebinde bulunmamış ise, bu talebini her zaman iştirak nafakası davası açarak talep edebilir. Söz konusu davanın açılması için sınırlayıcı herhangi bir süre bulunmadığı gibi, boşanma sırasında talep edilmemiş olması hatta açıkça iştirak nafakası istenmediğinin beyan edilmiş olması dahi sonradan talep edilebilmesine engel değildir. Boşanma davasından sonra açılan davalarda, iştirak nafakasının ayrıca ve açıkça talep edilmesi gerekmektedir. Aksi halde hâkim re'sen bir iştirak nafakası takdir etmeyecektir.

5. Mevcut İştirak Nafakasının Artırılması ya da Azaltılmasının Talep Edilmesi:

Bu durumda, çocuk lehine takdir edilmiş bir iştirak nafakası bulunmakta fakat, nafaka alacaklısı ya da borçlusu nafaka miktarının artırılması ya da azaltılmasını talep etmektedir. İştirak nafakasının artırılması ya da azaltılması için, çocuğun ihtiyaçlarında/giderlerinde değişiklik olup olmadığı ve aynı zamanda nafaka alacaklısının/borçlusunun gelirinde bir değişiklik olup olmadığı mahkeme tarafından tespit edilecek ve bu kriterler değerlendirildikten sonra takdir hakkı kullanılarak bir karar verilecektir.

6. İştirak Nafakasının Alacaklıları ve Borçluları:

İştirak nafakasının alacaklıları velayet yetkisi kendisinde olan ve/veya çocuğa fiilen bakan kişidir. Velayet yerine çocuğun vesayet altına alınması kararlaştırılmış ise, bu noktada nafaka alacaklısı vasi olacaktır. İştirak nafakası talep edilen davalarda davacı anne, baba, büyükanne, büyükbaba, vasi, kayyum ya da ayırt etme gücüne sahip çocuk olabilir. İştirak nafakasının borçluları ise, velayetin kullanılması hakkı kendine verilmeyen ebeveyn, çocuğa fiilen bakmayan ebeveyn, küçüğün ana ve babası ya da iflas idaresi olabilir.

7. İştirak Nafakasına İlişkin Davalarda Görevli ve Yetkili Mahkeme:

İştirak nafakası davaları bir aile hukuku meselesi olduğundan, bu davalara bakmakla görevli mahkemeler Aile Mahkemeleri'dir. Bu davalar, Aile Mahkemesi kurulmamış olan yerlerde ise, Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanır. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, dava açıldığında hâkim görevli olup olmadığını re'sen değerlendirecektir.

8. İştirak Nafakası Davalarında Yetkili Mahkeme:

İştirak nafakası boşanma davası ile istenmişse, dava, boşanma davasına bakmakla yetkili olan yer mahkemelerinde görülür. Yetki, kural olarak kamu düzeninden değildir. Bu sebeple, bu konu, ancak davalı tarafça itiraz edilmesi halinde mahkeme tarafından değerlendirilir.

İştirak nafakası boşanmadan bağımsız bir dava ile istenmişse, davaya bakmakla yetkili olan mahkemeler; davacının yerleşim yeri mahkemesi, çocuğun yerleşim yeri mahkemesi ve davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

9. İştirak Nafakası Davalarında Harç ve Vekalet Ücreti:

İştirak nafakası boşanma davası ile talep edilmiş ise, artık boşanmanın fer'i niteliği sayılacağından, herhangi bir harca ya da vekalet ücretine konu olmamaktadır.

İştirak nafakası boşanmadan bağımsız bir dava ile istenmişse; bu halde iştirak nafakası davası nisbi harca tabidir. Talep edilen iştirak nafakasının 12 aylık değeri üzerinden, her yıl Bakanlar Kurulu tarafından açıklanan dava harcı oranları kullanılarak hesaplanmalıdır.

Vekalet ücreti bakımından ise, mahkeme takdir ettiği iştirak nafakasının yıllık değeri üzerinden o yıl açıklanan asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan miktar vekalet ücreti olarak davacı lehine hükmedilir. Davanın tümden reddedilmesi halinde; asgari ücret tarifesine göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmelidir. Davanın kısmen kabulü kısmen reddi halinde ise, reddedilen kısım için davalı lehine, Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 9/II. maddesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmez.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.